"Tapuda kaydı ETAŞ AŞ olan bina, Saadet Partisi'nin kurulduğu 2001'den beri Saadet Partimizin genel merkezidir" ifadelerini kullanan Çetinkaya, "ETAŞ AŞ ise ortakları camiamız içindeki kişilerden emanetçi sıfatıyla oluşturulmuş hiçbir ticari faaliyeti olmayan bir şirkettir" bilgisini paylaştı.
Çetinkaya, açıklamasında şu ifadelere yer verdi:
"Bu emanetçilik yine zaman zaman camiamız içerisindeki güvenilir insanlara hisse devirleri şeklinde devam etmiştir. Bu hisse devirleri hiçbir zaman bir para/bedel karşılığında olmamıştır. Mehmet Altınöz ve Fatih Erbakan'ın, şirketin hisselerine sahip olması emanetçi sıfatıyladır ve bu süreçteki hisse devirlerinden bir tanesidir. Bu kişiler aynı şekilde hisseleri devraldıkları sırada partimizin GİK/YDK üyesi konumunda idiler. Dolayısıyla devirler bundan önce olduğu gibi gerçekleşmiştir.
ETAŞ AŞ hisseleri, bu kişilerin kendilerinin para vererek satın alarak sahip oldukları bir şirket değildir. Tamamen camiamıza hizmet vermek üzere kurulmuş olan bir şirkettir. Kiracı ve kiralayan ilişkisi ise sadece kanuni mükellefiyetlerin yerine getirilmesi, vergi ve stopajların ödenmesi için oluşturulmuş bir sözleşmedir."
Bu gerçekler ortadayken emanetçi durumundaki Mehmet Altınöz ve Fatih Erbakan'ın 5 ortağı bulunan ETAŞ AŞ’nin diğer 3 ortağının itirazına rağmen icra takibi başlattıklarını ifade eden Çetinkaya, binanın Saadet Partisine ait olduğu ve ETAŞ AŞ ile ortaklarının emanetçi konumunda olduğuna dair Ankara 16. Asliye Hukuk Mahkemesi nezdinde tapu iptal ve tescil davası açıldığını bildirdi.
Çetinkaya, davanın görüldüğü mahkemece binanın tapu kaydı üzerine Saadet Partisi Genel Merkez lehine ihtiyati tedbir kararı konulduğunu, bunun üzerine binanın sahibi görülen ETAŞ AŞ tarafından "kira alacağı bahane edilerek" Genel Başkan makam aracı dahil genel merkez araçları ile Saadet Partisinin tapu kayıtları ve banka hesaplarına haciz işlemleri yapıldığını belirtti.
Kira bedeli ve talep edilen faizlerin tamamının partilerinden tahsil edildiğini ve parti üzerindeki tüm hacizlerin kaldırıldığını açıklayan Çetinkaya, iddia olunan kira alacağının tamamen kendilerinden tahsil edildiğini ve karşı tarafın başkaca bir alacağının kalmadığını vurguladı.
Çetinkaya, talep edilen tüm ödemeler yapılmasına rağmen, karşı tarafın tekrar Ankara 11. İcra Hukuk Mahkemesi nezdinde tahliye davası açtığını, mahkeme sürecinin tamamlanmasından sonra 2018 Kasım ayı içerisinde icra müdürlüğü aracılığıyla genel merkez binasının tahliyesine gelindiğini hatırlattı.
Bu tahliye işlemine karşı uygun bir süre verilmesi taleplerinin ETAŞ AŞ avukatı tarafından kabul edilmediğini belirten Çetinkaya, "Buna rağmen icra memuru, kendi inisiyatifiyle tarafımıza 1 aylık tahliye süresi tanımıştır" bilgisini paylaştı.
Haksızlığa uğramalarına rağmen kanuni bir zorlama olması nedeni ile tahliye işleminin yerine getirilmesinin bir zorunluluk olduğuna dikkati çeken Çetinkaya, kendilerine 4 aylık süre verilmesi için Ankara 9. İcra Hukuk Mahkemesine yaptıkları başvurunun da reddedildiğini bildirdi.
Çetinkaya, kararın kendilerine tebliğinden bir gün sonra karşı tarafın icra memurları ve avukatları aracılığıyla "baskın şeklinde" tahliye işlemini uygulamaya geldiklerini belirterek taşınma için süre taleplerinin ise reddedildiğini kaydetti.
Çetinkaya şöyle devam etti:
"Tahliyeye gelenlere 14 Nisan 2019 tarihine kadar tahliyenin tarafımızdan gerçekleştirileceğini, dolayısıyla resmi işlemin şimdilik durdurulması talep edilmiştir. Bu talebimiz Fatih Erbakan’a iletildiği halde kendi avukatlarına 'Kesinlikle başladığınız işi bitirin' talimatı neticesinde bu talihsiz ve müessif olay yaşanmıştır. Ve getirilen kamyonlarla eşyalarımız karga tulumba binadan dışarıya çıkarılmıştır. Taşıma işlemi devam etmekte, bununla birlikte hukuki süreç de devam etmektedir. Açtığımız ve lehimize devam eden ihtiyati tedbir kararı bulunan tapu iptal ve tescil davamız sonuçlanana kadar başka bir binada milletimize hizmet etmeye devam edeceğiz.
Saadet Partisi, Erbakan Hocamızın ortaya koyduğu ilkeler ve hedefler doğrultusunda hiçbir menfaat ve güç karşında taviz vermeden çalışmalarını azim ve kararlılıkla sürdürmektedir. Bilinmelidir ki yapılan bu hareket bizim 'Milli Görüş' tarihimiz içerinde fevkalade basit bir hadisedir. Biz her zamanki gibi 'Yaşanabilir Bir Türkiye', 'Yeniden Büyük Türkiye' ve 'Yeni Bir Dünya' hedefimiz doğrultusunda canla başla çalışmaya devam edeceğiz."
