Türkiye enerjide dışa bağımlı bir ülke ve bu yüzden cari açığın üstesinden gelinemiyor. Cari açığın kapanması anlamına gelecek alternatif enerji kaynakları her geçen gün daha fazla konuşulabilir hale geldi. Rüzgar, güneş ve hidroelektrik gibi yenilenebilir enerji kaynaklarının ardından atıktan enerji elde edilmesi de ülke gündemindeki yerini aldı. MİMSAN Grubu genel koordinatörü Hacı Ahmet İlhan, Yeni Şeyler Rehberi programında bu farklı enerji grubunun sağladıklarını anlattı.
“Biz önce yakma ve ısı transferi kısmıyla uğraştık. Isı enerji buhar fazına geçiyor oradan elektriğe geçiyor. Biz 1983 yılından itibaren hidrokarbon yakıtları ısı enerjisine dönüştürüyorduk. Şu anda anahtar teslim enerji santralı kurma yeteneğine sahibiz. Kağıt fabrikası atıklarından elektrik üretimi, Ayçiçek saplarından elektrik üretimi, şehir çöplerinden elektrik üretilmiş fabrikaların atıklarından elektrik üretimi gibi tecrübelerimiz oldu. Aynı zamanda atık ısıdan da elektrik üretmeye başladık. Fabrikaların bacalarından çıkan ısıyı elektriğe dönüştürdük. Bunlar yenilenebilir enerji kapsamında ele alınıyor. Zira rüzgar ve güneş yenilenebilir ve kıymetli. Ancak onları elektriğe dönüştürmediğiniz takdirde bir bertaraf edeceğiniz bir şey yok ortada. Ama atıkları elektriğe dönüştürmezseniz insanların kişisel yaşam konforunu olumsuz etkilemiş olursunuz. Eskiden çöplükler patladı şehirlerde. Çiftçilerin anızı ortadan kaldırması çok büyük bir sorun. Normalde anızı yakmak yasak ama onlara başka bir çözüm sunulmuyor. Biz onlara çevreci yöntemlerle ortadan kaldırma fırsatı sunduk.
Bu sadece anız kısmıyla alakalı. Yazın en çok korktuğumuz orman yangınları var. Ormanların yanmasının temel sebebi ormanlarda bulunan çalı çırpının temizlenmemesi. Yangını engellemenin yolu bu çalı çırpının bertaraf edilmesi. Bu da bizim uyguladığımız teknolojinin getirisi. Artık ormanlar temizlenecek. Ülkemiz enerjide dışa bağımlı enerji savaşlarının olduğu bir dünyada yaşıyoruz. Bu durum ülkemiz açısından yerli kaynakların ekonomiye kazandırılmasıyla değişebilir. Cari açığın azaltılması da bu noktada söz konusu olabiliyor. İstihdam da bizim sağladığımız şeylerden biri. Ülkemizin bir numaralı sorunu enerjide dışa bağımlılık, iki numaralı sorunu cari açık, üç numaralı sorunu ülkemizin çevre sorunları ve son olarak istihdam sorunumuz var. Bunların hepsine doğru veya dolaylı çözüm sağlayan bir sektördeyiz.
‘BÜROKRASİDEN BEKLENTİLERİMİZ VAR’
Devlet 2010 yılında doğru bir adım atarak yenilenebilir enerji yasasını çıkardı. Bu yasa güneş rüzgar hidroelektrik ve jeotermal kaynaklarını kapsıyordu. Bu kaynaklarda iyi bir mesafe aldık ve dünya ortalamasının üstüne çıktık. Ama biokütle konusunda farkındalık geç oluştu. Bu konuda kapasitemizin çok gerisindeyiz. Enerji üretimi bürokrasiden adımlar bekliyoruz. 2020 yılında bu yasa son bulacağından yatırımlar hız kesti.
Hükümet yerli ekipman teşviki getirdi. Buna göre enerji yatırımcıları yerli ekipman kullanınca ekstra bir teşvik alıyorlardı. Biz bu sayede yerli santrallerde varlığımızı artırdık. Yerli ekipman teşvikinin verdiği motivasyonla yerli katma değeri yüzde 70’lere çıkarabildik.”
