AB’nin yaptırım kararını değerlendiren Yılmaz: Türkiye, AB ile yaptığı 18 Mart mutabakatını iptal etsin

Ardahan Milletvekili Öztürk Yılmaz, AB’nin Türkiye’ye yönelik yaptırım kararını ‘diplomatik terbiyesizlik’ olarak nitelerken Türkiye ile AB arasındaki 18 Mart mutabakatının iptal edilmesi gerektiğini söyledi. Yılmaz, “18 Mart 2016’ta yapılan anlaşmayı iptal edin, çekilin oradan. Size dayatılan bu şartları elinizle yırtıp atın” dedi.

Eski büyükelçi bağımsız Ardahan Milletvekili Öztürk Yılmaz, TBMM’de yaptığı açıklamada, AB'nin Kıbrıs'la ilgili Türkiye'ye yönelik yaptırım kararını değerlendirdi.

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun kararı ‘kıytırık karar’ olarak değerlendirmesini eleştiren Yılmaz, “Hiçbir yaptırım kararı kıytırık olmaz. Siz bir şey yapmak istemiyorsanız sırf geçiştirmek istiyorsanız ve böyle davranıyorsanız buna yazık. Türkiye’nin önemli bir konuda daha tok bir açıklama yapması gerekir” dedi.

‘DİPLOMATİK TERBİYESİZLİKTİR, TERBİYESİZLİK YAPILMIŞTIR TÜRKİYE’YE’

AB’nin kararına tepki gösteren Yılmaz, “AB’nin yaptığı bu diplomatik terbiyesizliktir. Terbiyesizlik yapmıştır Türkiye’ye. Haddinize mi sizin Kıbrıs’ta bu kadar olaylara müdahil olmanız” diye konuştu.

AB’nin bu kararın kınadığını vurgulayan Yılmaz, bu karara bir cevap verilmesi gerektiğini söyledi. Yılmaz, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Kıytırık deyip geçiştirmekle olamaz. Asıl bu açıklamanın yapılması kıytırıktır. Yani kıytırık diye yapılan açıklamanın kendisi kıytırıktır. Türkiye maalesef bir şey yapmak zorundadır bu konuda. AB, şımarık küstah bir şekilde Türkiye’ye yaklaşırken ‘zaten bu yaptırımlar işe yaramaz dolayısıyla ne yapalım’ demek bir çıkış yolu olmayacağına göre ne yapmak lazım? Türkiye’ye atılmış en büyük kazık 18 Mart 2016 yılında Türkiye ile AB arasında imzalanmış mülteci mutabakatıdır. Türkiye adeta mülteci çöplüğüne dönüşmüştür. Bugün 5 milyon üzerindeki mülteci Türkiye’de yaşıyor. 50 milyar dolarlık kaynağımız gitmiş, güvenliğimiz gitmiş, ekonomimiz gitmiş ve bu anlaşma AB’nin Türkiye’ye atmış olduğu en büyük kazıktır ve o dönemin Başbakanı Sayın Davutoğlu da bu mutabakata imza atmıştır.

‘KIYTIRIK DEYİP GEÇİŞTİRECEĞİNEZ 18 MART ANLAŞMASINI İPTAL EDİN, ÇEKİLİN ORADAN’

18 Mart 2016 yılında imzalanan bu mutabakatta neler vardı? Yeni müzakere başlıklarının açılmasına karar verilmişti, açıldı mı açılmadı. Vize serbestisi olacaktı 2016 sonuna kadar oldu mu, bugün vizesiz mi gidiyorsunuz AB’ye gitmiyorsunuz olmadı. Mali yardım yapılacaktı 6 milyar dolar, şu ana kadar yapılan mali yardımın toplamı sayın Cumhurbaşkanı söylüyor 2.4 milyar dolar, hani nerede 6 milyar dolarlık yardım? Gümrük Birliği’nin güncellemesi yapılacaktı, yapıldı mı o da yapılmadı. Geri kabul anlaşmasının maddeleri değiştirildi, yeniden uyarlandı ve Türkiye’ye kazık atıldı.

Siz kıytırık deyip geçiştireceğinize şu 18 Mart 2016’ta yapılan anlaşmayı iptal edin, çekilin oradan. Size dayatılan bu şartları elinizle yırtıp atın. Türkiye’nin bu 18 Mart mutabakatını iptal etmesi lazım.  Bu mutabakat Türkiye’de göçmenleri tutmak, AB’nin güvenliğini sağlamak amacıyla AB tarafından Türkiye’ye imzalattırılmış bur mutabakattır. Bugün AB’ye siz 18 Mart’ı ‘ben iptal ediyorum’ deyin bakalım aynı yaptırımları uygulayabiliyor mu?”

‘S-400’LERİN GELMESİNDEN MEMNUNUM ÇÜNKÜ BİZE BİR İRADE BER ŞEY DAYATAMAZ’

Bağımsız Ardahan Milletvekili Öztürk Yılmaz, Türkiye’nin adeta kuşatıldığını, şamar oğlanına döndüğünü savunarak, “O oradan yaptırım uyguluyor, diğeri yaptırım tehdidinde bulunuyor, böyle bir şeyi kabul edemeyiz. Bakınız S-400 konusunda da ben başından beri, ‘S-400 konusu Türkiye’nin egemenliği konusudur, bu konuda zikzak çizilmesi halinde Türkiye’nin kendi başına egemen bir karar alamadığının tescilidir’ demiştim. Bugün S-400’lerin gelmesinden memnunum. Neden? Çünkü bize bir irade bir şey dayatamaz” dedi.

18 Mart mutabakatıyla ilgili gerçek manada bir karar alınması gerektiğini vurgulayan Yılmaz, Türkiye’nin “Siz KKTC’yi tanımıyor musunuz, siz oradaki halkı adam yerine koymuyor musunuz, siz Türkiye’nin doğal haklarını tanımıyor musunuz, biz de sizinle yaptığımız bu anlaşmayı tanımıyoruz kardeşim, böyle bir şeyi dayatamazsınız” demesi gerektiğini kaydetti.