Ahu Özyurt’la Fotoğrafın Tamamı programına katılan ve geçen hafta yazdığı bir yazı nedeniyle evinin önünde saldırıya uğrayan Ahmet Takan, CHP içinde koparılan fırtınanın Ankara kulislerindeki başka pazarlıkları örttüğünü söyledi.
‘AK Parti ve MHP’de büyük rahatsızlık var’
“Her iki partide de iç sıkıntılar var. İki girişim nedeniyle kopuşlar olacağı korkusu var. MHP tabanının bir kesiminin mevcut yönetimden kaynaklı şikâyetleri var. Bunları görmeyecek miyiz? Ahmet Davutoğlu hareketi, Ali Babacan’ın hareketinden daha baskın ilerliyor. Muhalefet boşluğu doldurmak görüntüsü veriyor Babacan hareketi. O taraf şu anda sadece program yazıyor anladığımız kadarıyla. Ama Davutoğlu ekibi daha etkin görünüyor.”
'CHP-Saray tartışması bir bardak suda fırtına’
Takan, CHP içinde çıkarılan tartışmanın öncesinde Ankara kulislerinde HDP’nin sine-i millete dönüşü ve erken seçimin konuşulduğunu hatırlattı ve “Ne oldu da HDP bu fikrinden vazgeçti? CHP tartışmasına bakanlar bir de bunu araştırsın. Ben Korkusuz’daki yazımda buna değindim” dedi.
“Ara seçim konuşuluyordu, kayyum atamaları konuşuluyordu. Sonra ne oldu? Saray’a giden CHP’li konuşuluyor. Saray’a ilk kez mi bir CHP’li gidiyor? İYi Parti’lilerin, MHP’lilerin gittiğini, bazı pazarlıkları bilmiyor muyuz? Bazı önemli isimlerin kabineye girmesiyle siyasi dengeler bozuldu. Bu arada neyi ıskaladık? HDP ne oldu da bu karardan vazgeçti? İktidar önüne gelen bir topu, kendi içindeki siyasi krizi unutturdu. CHP’de kriz havası yarattı.”
‘35 termik santrali 4 şirket aldı’
Yayının ilk bölümüne katılan Birgün Yazarı ve ekonomist Ozan Gündoğdu ise, Meclis’ten geçen termik santrallere filtre takılmaması konusunu yorumladı. Gündoğdu, planlama yapılmadığı için termik santral ve elektrik üretiminde arz fazlasının oluştuğunu, santral ve dağıtım şirketlerinin de zarar ettiğini belirtti ve şöyle devam etti:
“Kurtarmak için uğraştığımız özel sektörü 2009 yılında hükümet kendisi yarattı. Ondan önce elektriği üreten de dağıtan da TEDAŞ ve EİAŞ’tı. Bunun faturasını hep birlikte ödüyoruz. Elektrik faturalarındaki zam da, karanlıkta işe gitmemiz de, yaz saati uygulamasının kalkması ile daha fazla elektrik tüketmemiz de hep bu politikanın sonucudur. Sanayi almayınca 1.2 milyar TL’lik alım garantisi verilmiş. Özelleştirmenin hiçbir vaadi gerçekleşmedi. Ocak’tan bu yana elektriğe yüzde 32.5 zam yapıldı. Tek nedeni bu şirketlerin zararını kurtarmak.”
