Altun, Twitter'dan yaptığı paylaşımda, ABD Başkanı Donald Trump'ın dün İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu'yla düzenlediği ortak basın toplantısında açıkladığı ‘kalıcı İsrail-Filistin barış planı’yla ilgili açılamalarda bulundu.
"Bu sözde 'barış planı', İsrail’in işgalini ve yerleşim birimlerini meşru kılmaya yönelik bir açıklamadan başka bir şey değildir. Ne uygulanabilir bir plandır ne de sahadaki duruma dair adil bir değerlendirme içermektedir. Plan, Filistinlilerin isteklerini ezip geçerken İsrail’i tatmin etmek amacındadır" diyen Altun, şunları söyledi:
This so-called “peace plan” is simply a declaration attempting to legitimize the Israeli occupation and settlements. It is neither an implementable plan nor a fair assessment of the situation on the ground. It seeks to satisfy Israel while squashing Palestinian aspirations.
— Fahrettin Altun (@fahrettinaltun) January 29, 2020
‘Bu planla birlikte Kudüs tamamen İsrail’e verilmek isteniyor’
“ABD’nin Kudüs’ü İsrail’in başkenti olarak tanımasına bütün dünya karşı çıkıyor. Bu planla birlikte Kudüs tamamen İsrail’e verilmek isteniyor. Kudüs İsrail’e ait değildir ve Kudüs’ü birilerine teklif etmek de üçüncü tarafların kararı olamaz.
Declarations without the support, agreement and endorsement of both sides would only bring instability to the region. Unilateral actions by the U.S. and Israel have already brought much bloodshed and tears to the region.
— Fahrettin Altun (@fahrettinaltun) January 29, 2020
Her iki tarafın da desteği, anlaşması ve onayı olmadan açıklamalar yapmak bölgeye istikrarsızlık getirmekten başka bir işe yaramayacaktır. ABD ve İsrail’in tek taraflı attığı adımlar bölgeye yeteri kadar kan ve gözyaşı olarak dönmüş durumdadır.
‘Netanyahu kendi siyasi geleceği için siyasi bir oyun oynuyor’
‘Bazı Körfez ülkeleri, bu planı destekliyor gibi gözüküyor’
Bu plan, bölgenin kendi meseleleriyle, dışarıdan bir müdahale olmadan ilgilenmesi gerektiğinin bir göstergesi. Bazı Körfez ülkeleri, eşitlik, adalet ve barışla uzaktan yakından alakası olmayan bu planı destekliyor gibi gözüküyor. Bu ülkelerin, Arap ve Müslüman kamuoyuna hesap vermeleri gerekecek."
This declaration shows the region must attend to its own issues without outside involvement. Some in the Gulf region appear to support such a plan that has nothing to do with equity, fairness, and peace. They will have to respond to the Arab and Muslim public opinion.
— Fahrettin Altun (@fahrettinaltun) January 29, 2020