Abdulkadir Selvi, Hürriyet'te 'Erdoğan o gece canlı yayında İstiklal Marşı okuyacak' başlığıyla yayımlanan yazısında sözlerine "23 Nisan 2020 tarihinin Meclis için özel bir anlamı var. Çünkü 23 Nisan 1920’de açılan Meclis bu yıl yüzüncü yaşını kutlayacak. Meclis’in yüzüncü yılı için kapsamlı bir hazırlık yapılmıştı" ifadesiyle başladı.
Selvi şöyle devam etti:
"Meclis Başkanı Mustafa Şentop’la konuştum. 23 Nisan gününe özel, sadece o gün için yapılacak olanların yapılamayacağını ancak diğer etkinliklerin eylül ve ekim aylarında yerine getirileceğini anlattı.
Meclis Başkanı Şentop, ’23 Nisan günü saat 21.00’de evlerimizden, balkonlarımızdan İstiklal Marşı’nı okuyalım’ diye bir çağrıda bulunmuştu. Şentop, çağrısına farklı siyasi görüşlerden, partilerden gelen destekten dolayı memnun. Koronavirüs ortaya çıktığında sağlıkçılarımıza destek vermek için akşamları saat 21.00’de onları alkışlamıştık. Cumhurbaşkanı Erdoğan da sağlıkçıları alkışlamak suretiyle bu etkinliğe güçlü bir destek vermişti. Meclis Başkanı Şentop, ’Cumhurbaşkanımızla da görüştüm, Cumhurbaşkanımız da katılacak’ dedi.
Meclis’te özel oturum
Her 23 Nisan’da Meclis’te özel oturum yapılır. Bu yıl da yapılacak mı? Meclis Başkanı Mustafa Şentop’a sordum. ’Meclis’te 23 Nisan özel oturumu yapılacak. Koronavirüs nedeniyle milletvekillerimiz sosyal mesafeyi koruyarak, maske takarak, tedbirlere uyarak, sayıca daha az katılacaklar’ dedi. Şentop, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Meclis özel oturumuna katılmayacağını söyledi.
Meclis’in etkinliği azaldı mı?
Başkanlık sistemiyle birlikte Meclis’in etkisinin azaldığı tartışmaları yaşanıyor. Bunu Meclis Başkanı Şentop’a sordum. ’Ben bunu doğru bulmuyorum. Bugün Meclis etkisiz diyenler Meclis’in etkisizliğini değil, aslında kendi güçlerinin azlığını ifade ediyorlar. Bunu çok yanlış buluyorum. Çünkü bu Meclis hepimizin, bütün siyasi partilerin, bütün milletimizin meclisi. Meclis’in gücünü, itibarını arttırma görevi olan milletvekillerinin, siyasetçilerin Meclis’i kötülemelerini, kendi bindikleri dalı kesmek, kendi üzerinde durdukları zemini tahrip etmek olarak görüyorum. Bu yanlıştır. Sistemin kendisiyle, konjonktürün, siyasi aktörlerin, siyasi şartların ortaya getirmiş olduğu durumu birbirinden ayırmak lazım. Bunların Meclis’e birer iftira olduğunu düşünüyorum’ dedi.
Gazi Meclis’ten 15 Temmuz’a
Meclis, gazi unvanını Kurtuluş Savaşı’nı yönetmekten almıştı. 15 Temmuz’da ise buna bir pırlanta daha ekledi. Darbeye karşı direnen Meclis oldu. Meclis Başkanı Şentop’tan bunu yorumlamasını istedim. ‘Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin başka parlamentolardan çok önemli bir farkı var. Bütün dünyada devlet yasama organlarını kurmuş. Bizde ise durum farklı. Meclis, İstiklal Harbi’ni yönetiyor. Hem savaşıyor, hem de savaşla beraber devleti yeniden inşa ediyor. Tabiri caizse devletler parlamentoları kurmuşlardır. Bizde ise Türkiye Büyük Millet Meclisi devleti yeniden kurmuştur. Meclis’e gazi unvanı, bu anlamda savaşa katılan bir kurum olduğu için verilmiştir. Meclis, 15 Temmuz’da gazi unvanına layık bir varlık ortaya koymuştur. O gece hain FETÖ’cüler tarafından Meclisimiz hedef alınmış, uçaklarla Meclisimiz bombalanmıştır. Milletvekillerinden, personelimizden, güvenlik görevlilerimizden gazi olanlar var. O uçaklar bombaladığı anda Meclis toplantı halinde. Dolayısıyla bu gazi unvanının tarihin belli bir döneminde alınmış bir unvan olmadığını, bunun bir karakter olduğunu 15 Temmuz’da Meclisimiz tekrar göstermiştir’ diye konuştu.
Meclis tatile giriyor eleştirilerine yanıt
Koronavirüs sürecinde Meclis’te grup toplantıları iptal edildi ama milletvekilleri çalıştı. Önemli yasal düzenlemeler yapıldı. Ama Genel Kurul çalışmalarına ara verildi. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, ’Milli Mücadele’de bile açık olan Meclis kapatılıyor’ diye tepki gösterdi. Bence abartılı bir tepkiydi. Meclis Başkanı Şentop konumu gereği Kılıçdaroğlu ile polemiğe girmekten kaçındı.
‘Meclis’in tatile girmesi söz konusu değil. Genel Kurul çalışmalarının tatili söz konusu. Parlamento çalışmalarını sürdürüyor. Genel Kurul da gündeminde aciliyeti olan konular olduğu takdirde toplanabilir’ dedi. Ardından ekledi: ’Bu salgın sürecinde Meclis çok yoğun çalışmalar yürüttü. Salgın altında çalışmalarını sürdüren Avrupa’da belki tek parlamentoydu. Dünyada ise birkaç parlamentodan biri. Bunu Meclis’e karşı haksız eleştiri olarak görüyorum.’
Milletvekilleri test yaptırmış
Koronavirüs salgınının en ağır geçtiği dönemlerde milletvekilleri çalıştı. Peki aralarında koronavirüse yakalanan oldu mu? Şentop, ’Bizim tespitlerimize göre şu ana kadar pozitif vaka yok’ dedi. Hatırlarsanız MHP’li Feti Yıldız koronavirüse yakalandığını açıklamış, daha sonraki testleri negatif çıkmıştı. Ancak milletvekilleri, Meclis’ten ayrılmadan önce son gün koronavirüs testi yaptırmışlar. Şentop, ’Milletvekillerimizin talebi üzerine isteyen milletvekillerine test yapıldı. 200’ün üzerinde milletvekili talep etmiş, bunlara test yapıldı ama pozitif vaka çıkmadı’ dedi.
Darbeler ve Meclis
Türk demokrasisinin tarihi aynı zamanda darbeler tarihi. Her darbe olduğunda Meclis’in kapısına kilit vuruluyor. 12 Mart hariç. Ancak 15 Temmuz’da, darbelerin kapattığı Meclis’ten darbecilere meydan okuyan Meclis’e geldik. Meclis’in 100. yılında yapılacak etkinliklerde darbeler konusuna ayrı bir bölüm ayırmak gerekiyor. Demokrasi bilincimize katkısı açısından bunu öneriyorum.
