00:00
01:00
02:00
03:00
04:00
05:00
06:00
07:00
08:00
09:00
10:00
11:00
12:00
13:00
14:00
15:00
16:00
17:00
18:00
19:00
20:00
21:00
22:00
23:00
00:00
01:00
02:00
03:00
04:00
05:00
06:00
07:00
08:00
09:00
10:00
11:00
12:00
13:00
14:00
15:00
16:00
17:00
18:00
19:00
20:00
21:00
22:00
23:00
HABERLER
07:00
6 dk
HABERLER
09:00
6 dk
HABERLER
11:00
5 dk
DÜNYA HABERİ
11:10
10 dk
PARANIN HAREKETİ
11:30
10 dk
HABERLER
12:00
5 dk
HABERLER
15:00
5 dk
HABERLER
16:00
5 dk
HABERLER
17:30
10 dk
HABERLER
18:00
10 dk
HABERLER
19:00
11 dk
HABERLER
07:00
9 dk
HABERLER
08:00
7 dk
HABERLER
09:00
5 dk
23 NİSAN ÖZEL
09:13
105 dk
HABERLER
11:00
5 dk
DÜNYA HABERİ
11:30
8 dk
HABERLER
12:00
5 dk
HABERLER
14:00
5 dk
HABERLER
15:00
5 dk
HABERLER
16:00
5 dk
HABERLER
17:00
8 dk
HABERLER
18:00
11 dk
HABERLER
19:00
10 dk
DünBugün
Geri dön
Adana107.4
Adana107.4
Ankara96.2
Antalya104.8
Bursa101.4
Çanakkale107.2
Diyarbakır89.6
Gaziantep104.3
Hatay106.1
İstanbul97.8
İzmir91.0
Kahramanmaraş92.3
Kayseri105.5
Kocaeli90.2
Konya88.6
Malatya106.0
Manisa101.0
Mardin92.2
Ordu99.6
Sakarya90.2
Samsun107.7
Sivas104.2
Şanlıurfa95.3
Trabzon102.4
Van88.0
GÖRÜŞ

Türkiye’nin sessiz pandemizedeleri: Sokak hayvanları

© Fotoğraf : PixabayKöpek-Kedi-Hayvan
Köpek-Kedi-Hayvan - Sputnik Türkiye
Abone ol
Evcil hayvandan insana koronavirüs bulaşmadığını ortaya koyan bilimsel bulgulara rağmen panikle sokağa atılan ve pandemi öncesi de sokakta yaşayan hayvanlar, Kovid-19 salgınında neler yaşadı? Yaklaşık 4 aylık süreç boyunca hayvanlar için sokaklarda olan gönüllüler, dernekler ve yerel yönetimler, Sputnik’e anlattı.

Sokakta yaşayan ve sahipli evcil hayvanlar, Kovid-19 salgınında, tartışmaların odağındaydı. Ancak maalesef bu tartışmaların ekseni “Onları bu salgından nasıl koruruz?” ya da “İnsandan hayvana hastalık bulaşır mı?” sorularından ziyade “Evcil hayvanlar, insanlara virüs bulaştırır mı?” oldu. Halbuki ABD'de bir kediye ilk kez Nisan, Rusya'daysa Mayıs ayında koronavirüs teşhisi konulmuş, her iki örnekte de hayvanların aynı evi paylaştıları insanlar veya evi ziyaret edenler tarafından enfekte olma ihtimali üzerinde durulmuştu. Türkiye ve Rusya dahil pek çok ülkeden bilim insanlarının Kovid-19'un evcil hayvandan insana bulaşmayacağını net bir şekilde ortaya koymasına rağmen, özellikle salgının dünyayı etkisine aldığı ve vaka sayılarının hızla arttığı Mart-Nisan döneminde ABD, Kanada, Avustralya ve İngiltere gibi ülkelerin aksine Türkiye’de evcil hayvanını terk etme eğilimi artış gösterdi. Çeşitli veteriner hekim odaları, terk etme vakalarının artmasıyla birlikte “Evcil hayvanlarınızı sokağa bırakmayın” çağrılarını sıklaştırırken, Tekirdağ’ın Çorlu ilçesindeki bir petshop sahibinin “Vatandaş sokağa çıkma yasağını delebilmek için köpek satın alıyor” sözleri ise hayvanlara salgın sürecinde biçilen rolü özetlemesi bakımından kayda değerdi. 

‘Salgında Türkiye’de çok sayıda insan yoldaşlarına terk edilecek mal muamelesi yaptı’

Hayvan Hakları Federasyonu (HAYTAP), Dünya Sağlık Örgütü’nün (DSÖ) pandemi ilan etmesiyle başlayan yaklaşık 4 aylık süreçte evcil hayvanların yaşadıklarına tepkili. HAYTAP Federasyon Başkanı Av. Ahmet Kemal Şenpolat Sputnik’e, Türkiye’nin evcil hayvanlarla sınavını şu sözlerle aktardı:

“Pandemi sürecinde Batı’dan farklı olarak, bizim ülkemizde insanların panik halinde hayvanlarını daha fazla terk ettiğini gözlemledik. İnsanlar dostlarına, yangında ilk terk edilecek eşya muamelesi yaptılar. Üye derneklerimiz üzerinden bakım evlerine terk edilen hayvan sayısındaki artışı bizzat gözlemledik. Türkiye’de zaten pandemi öncesi de hayvan sahiplenme oranı Batı’ya göre oldukça düşüktü. Belli bir cins peşinde koşan ve hayvanları yüzlerce dolar para verip satın alanlar, zaten hayvanları bir meta olarak gördükleri için onları ilk terk edenler oluyor. İnsanlar kendilerine yoldaş aramıyor, arabam şu marka, köpeğim şu cins olsun kaygısı içinde. Türkiye’de kör veya topal bir hayvan sahiplenme oranı binde 1 bile değil. Bu bakış açısı yaygınken, maalesef salgın sürecinde hayvan terk edilme oranlarının yüksek olması da zaten olasıydı.”

‘Beslenemeyenler, terk edilenler, işkence görenler…’

Salgın süresince sokağa atılanlar gibi halihazırda sokakta yaşayan hayvanlar da zorlu bir dönemden geçiyor. Yaşam Hakkına Saygı Derneği Başkanı Özgün Öztürk de, pandemi sürecinde hayvanların 3 temel sorunu olduğuna işaret ediyor. Öztürk’e göre, hem 65 yaş üstüne dönük sokağa çıkma yasağı sebebiyle hayvanları besleyen duyarlı insan sayısının azalması, hem salgın paniğiyle evcil hayvanlarını terk edenlerin artması hem de sokak hayvanlarına dönük şiddetin hız kesmemesi pandemi sürecindeki temel sorunlar oldu. Öztürk “Normal şartlarda, yaşadığı çevrede hayvanları besleyen 65 yaş üstü çok sayıda hayvansever var. Ancak bu insanların salgın sebebiyle dışarı çıkamaması, sokak hayvanlarının yeterli beslenememesine sebep oldu. Belediyeler, park ve sahiller başta olmak üzere genel noktalara mama ve su bırakmayı ihmal etmedi. En azından kendi yaşadığım bölgede gözlemlediğim bu oldu. Ancak süreç sokak aralarında yaşayan hayvanlar daha zor durumdaydı. İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun valiliklere gönderdiği sokak hayvanları genelgesine kadar süreç oradaki hayvanlar açısından daha da zordu. Neyse ki bu genelgeden sonra sokaklarda kolaylıkla besleme yapabildik. Ancak tek sorun bu olmadı. Bu süreçte sokakta çok sayıda dayak yemiş hayvan haberi de aldık. Mesela üretimde kullanılmış ve korkunç hale gelmiş bir pitbull bulduk. Ölmek üzere olan bu pitbull, tedavi altına alındı ve şükür ki şimdi durumu iyi. Ben salgınla gelen ölüm korkusundan sonra insanların mala mülke verdikleri öncelikleri sorgulayacağınız düşünürken, halihazırda bencil insanlar daha da bencil hale geldi. Demek ki korkular, insanın içinde ne varsa, iyiyse iyiyi kötüyse kötüyü, ortaya çıkarıyormuş, bunu anladım” diye anlattı.

Bu gönderiyi Instagram'da gör

👉👉👉Repost ederek ya da story'nizde paylaşarak ve @yasamhakkinasaygi etiketleyerek daha çok insanın derneğimizden haberdar olup destek vermesini sağlayabilirsiniz. 🙏 Doğrudan maddi destek vermek isterseniz hesap bilgimiz aşağıda ⬇️ . . Bugün de onlarlaydık 🙏 ⬅️ Sola doğru gidince göreceksiniz hepsini 🙏💜 Yaşam Hakkına Saygı Derneği olarak geniş bir alanda besleme yaptık. @ozgunozturk @thestuffvintage arkadaşlarımız adım adım dolaştılar. Elif Erkaya ve Özgün Öztürk ise Bahariye, ara sokaklar, Hasırcıbaşı, Yoğurtçu Parkı, Kalamış, Fenerbahçe Parkı, stadyum çevresini ve Kızıltoprak'ı dolaştılar. . . Bugün tüm bu canları desteklerinizle doyurduk. Fiziksel olarak bizimle değildiniz ama aslında sevginizle, desteğinizle bizimleydiniz, iyi insanlarımız. Var olun . . Derneğimize, himayemizdeki çocuklarımıza, kliniklerde tedavi gören canlarımıza ve salgınla artan sokak beslemelerimize destek vermek isterseniz, 2 kahve (20TL) ısmarlayıp ucundan tutmak isterseniz resmi dernek hesabımız aşağıda belirtilmiştir. . . ➡️ Hesap adı: Yaşam Hakkına Saygı Derneği, Banka adı: Yapı Kredi HESAP IBAN: TR89 0006 7010 0000 0084 6315 78 ⬅️ . . . #yaşamhakkınasaygı #yaşamhakkınasaygıderneği #yaşamhakkı #satinalmasahiplen #1kapsu1kapmama #1kapsu #1kapmama.#kedi #cat #cats #catsofinstagram #animalrights #activism #regrann #hayvanhakları #streetcats #dontbuyadopt

Yaşam Hakkına Saygı Derneği (@yasamhakkinasaygi)'in paylaştığı bir gönderi ()

‘Hayvanseverlerin yaşadığı ekonomik zorluklar sokak hayvanlarını da etkiledi’ 

‘Rasimpaşa Gönülleri’nden Elçin Deniz Özkurt da, pandemi sürecindeki kısıtlı imkanların sokak hayvanlarını da vurduğunu aktardı. Özkurt “Gönüllülerin salgın sürecinde yaşadığı ekonomik zorluklar, sokak hayvanlarına da yansıdı. Üstelik belli bölgelerde hayvanlara yönelik düzenli besleme yapıldığını duyanlar şehrin farklı bölgelerinden hayvanları buralara bıraktı. Bu süreçte belediyelere ulaşmak her zamankinden çok daha zor olduğu için de çoğu zaman, kaza geçiren veya hasta hayvanların tedavisini özel veterinerle halletmeye çalıştık. Ancak bu salgının getirdiği ekonomik güçlükler sebebiyle normal zamandan da daha zorlu oldu” dedi.

© Sputnikİstanbul'da sokak hayvanları
Türkiye’nin sessiz pandemizedeleri: Sokak hayvanları - Sputnik Türkiye
İstanbul'da sokak hayvanları
‘Saat 12’de bir anda arabalarıyla sokağa fırlayanlar yüzünden yüzlerce hayvan öldü’

Türkiye’deki büyükşehirlerde uygulanan süreli sokağa çıkma yasaklarının bitiminin sokak hayvanları açısından adeta ‘facia’ niteliğinde olduğunu aktaran Özkurt “Mesela Pazar gece saat 12’de biten yasakların hemen ardından ‘hurra’ dışarı çıkanlar yüzünden, sessizliği fırsat bilip yollarda yatan hayvanlar arasından yüzlercesi ezildi. Şehrin çok daha fazla noktasında araçların hızını kesen ve bizim ‘utanç kamburu’ dediğimiz tümsekler olmalı. Bu önemli çünkü özellikle pandemi sürecinde evden atılan hayvanlar, araba gördüklerinde ne yapacaklarını bilmiyor. Araba sesini duyunca panikleyip yola atlayarak ölen çok hayvan var” diye anlattı.

‘Salgın sürecinde evden atılan bir köpek aylarca ağlayarak bırakıldığı noktada sahibini bekledi’

Özkurt, salgın süresince gördüğü en trajik örneklerden birini ise “Bakırköy’de kör bir noktada bir köpekle karşılaştık. Bu arabayla, o noktaya bırakılmış ve hayvancağız bırakıldığı günden sonra aylarca aynı noktada sahibinin kendisini geri almasını beklemiş. Bu noktaya yakın bir hayvansever köpeğin hayatta kalabilmesi için onu düzenli olarak besledi ancak köpek çok uzun süre fiziksel acı çekiryormuşçasına çığlık atarak ağladı. O kadar acı ki... Üstelik, hayvanseverler onu bulunduğu yerden ayrılmaya aylarca ikna edemedi. Korkunç bir örnek” sözleriyle aktardı.

İBB ve ilçe belediyeleri neler yaptı?

Peki, hayvanseverlerin sokaklarda olduğu bu süreçte, sokak hayvanlarının korunmasında her zamankinden daha fazla sorumluluğun düştüğü belediyeler neler yaptı? İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Sputnik’le, salgın öncesi il genelinde 199 noktada sokak hayvanı beslemesi yaparken; salgınla beraber il genelinde 655 noktada değişken periyotlarla günlük yaklaşık olarak 1 ton kuru mama ile sokak hayvanlarını besledikleri bilgisini paylaştı. 

İBB, 11 Mart-15 Haziran tarihleri arasında, 21 bin 453 hayvan muayene ve tedavi edildiğini, 4 bin 937 hayvana koruyucu aşı yapıldığını, 4 bin 588 hayvan ise mikroçip ile veri tabanına kaydedildiğini ve bin 624 hayvanın da kısırlaştırıldığı söyledi. Sputnik’in ulaştığı Ümraniye ve Esenyurt belediyeleri de, pandemi sürecinde onlarca ton mama ve suyun sokaklara bırakıldığı ve binlerce tedavi yapıldığı aktardı.

© Sputnik / Elif SudagezerKovid-19 pandemisi sürecinde çeşitli veteriner hekim odaları, terk etme vakalarının artmasıyla birlikte “Evcil hayvanlarınızı sokağa bırakmayın” çağrılarını sıklaştırdı.
Türkiye’nin sessiz pandemizedeleri: Sokak hayvanları - Sputnik Türkiye
Kovid-19 pandemisi sürecinde çeşitli veteriner hekim odaları, terk etme vakalarının artmasıyla birlikte “Evcil hayvanlarınızı sokağa bırakmayın” çağrılarını sıklaştırdı.
Üsküdar Belediyesi: Pandemi döneminde de gönüllülerimizle birlikte hayvanlar için çalışmaya devam ettik

Üsküdar Belediyesi Veteriner İşleri Müdürü Ömür Uzunali de, yaklaşık 3.5 aylık süreçteki faaliyetlerinin detaylarını Sputnik’e anlattı. Uzunali Günde 140-150 hastaya bakıyoruz. Gece 11’e kadar veterinerlik hizmeti veriyoruz ve sahada ekibimiz hasta ve yaralı hayvanları kliniğe sevk etmek için aynı saat aralığında çalışmalarını sürdürüyor. Sahada veteriner hizmeti vermeye başladık, barınağımızı geliştirdik. 9 veteriner hekimizi, 6 tekniker ve 40’ya yakın personelimizle ayda 400’ü kedi kısırlaştırması olmak üzere, 1000’in üzerinde ameliyat yapıyoruz. Bu hizmetlerimiz pandemi döneminde de hız kesmedi. Hasta kabulü, ameliyat dahil hiçbir hizmetimiz durmadı. Yalnızca internet üzerinden randevuyu kapatıp doğrudan merkezden randevu alımına döndük” diye anlattı.

‘Pandemi için 20 tona yakın mama alındı, 1500 geçici gönüllüye yardım yapıldı’

Üsküdar Belediyesi’nin kendilerine bağlı sabit yüzlerce gönüllülerinin yanı sıra, salgın süresince sokak hayvanlarını beslemek isteyen gönüllülere de destek verdiğini aktaran Uzunali “Bizce gönüllüler olmaksızın sokak hayvanlarına yönelik etkin çalışma yapmak mümkün değil. Onların rolünün hayati önemde olduğuna inanıyoruz. Bizim 250’den fazla yerel gönüllümüz var ve onlara farklı eğitimlerin ardından kart veriyoruz. Böylece bölgeleri paylaşıyoruz. Mesela Kuzguncuk ana cadde gönüllü bölgesi olduğu için besleme için oraya girmiyoruz. Harem’de, Selimiye’de, Küçüksu’da, Marmaray çevresinde… Çok sayıda bölgede doğrudan mama sağladığımız gönüllülerimiz var. Her bölgede hangi gönüllünün ne ölçüde besleme yaptığı bilgisi bizde mevcut. Örneğin Karacaahmet Mezarlığı bölgesinde hem biz hem de 2 farklı gönüllü grup besleme yapıyor. Gönüllerimiz bir kısmına belirli bölgelerin köpekleri zimmetli. 2 ay boyunca düzenli gönüllülerimiz haricinde sokak hayvanları beslemek isteyen 1500 Üsküdarlıya mama gönderdik. Bunun içerisinde kedi, köpek maması, kuş yemi vardı. Pandemi dönemi için 20 tona yakın mama aldık. Gönüllüler hariç 70 bölgede besleme yaptık” ifadelerini kullandı.

‘Mamaları tek bir noktaya yığmak ya da bozulan yemekleri yola dökmek hayvanseverlik değil’ 

Üsküdar Belediyesi Veteriner İşleri Müdürü Uzunali “Belediye olarak sokakta hayvanlara su dağıtımı da yapıyoruz. Ancak su kaplarını zaman zaman ‘çekçekçi’ler alabiliyor. Bu yüzden özellikle su hususunda herkese görev düşüyor. Herkes mutlaka evinin önüne yakınına bir kap su koymalı. Ayrıca hayvanseverlerin bilinçli olması da şart. Çok büyük miktar mamayı bir noktaya yığmak veya evde kendilerinin yemediği sulu yemeği sokağa boca etmek doğru değil. Bunun hayvanlara bir faydası yok. Bu müsrifliktir” diye tepki gösterdi. 

‘Sistematik kısırlaştırma olmaksızın onları gerçekten korumak mümkün değil’ 

Peki, sayıları giderek artan sokak hayvanlarını tamamen korumanın yolu var mı? HAYTAP Başkanı Şenpolat’a göre, sistematik ve yeterli kısırlaştırma olmadan, hayvanları korumaya yönelik çabalar, akıntıya kürek çekmekten ibaret: 

“Türkiye’de hayvanları terk etme oranı bu kadar yüksekken, pek çok insan evcil hayvanların kısırlaştırılmasına da karşı. Çoğu kişi hayvanlarını en az bir kez çiftleştiriyor. Yurtdışından kaçak gelen hayvanlar da düşünüldüğünde denklem içinden çıkılmaz bir hal alıyor. Tam da bu sebeplerle STK’ların, bakanlık ve belediyelerin yapmış olduğu bütün kısırlaştırmalar boşa çıkmış oluyor. Nüfus kontrol altına alınamadığı için Türkiye’de sokak hayvanlarının sorunu kesinlikle sona ermiyor. Sokak hayvanlarını kısırlaştırmadan yalnızca beslemek popülasyonu durmaksızın artıracaktır. Beslemeyi kısırlaştırmayı birleştirmeden hayvanları tam manasıyla korumuş olmuyorsunuz. Sokaklarda trafik kazası geçiren veya insan zalimliğine uğrayan hayvan bitmeyecektir. Sokak hayvanlarını doyurmaya yönelik çaba kadar ‘petshop’larda hayvan satışlarını yasaklanması gibi meselelere de gösterilmeli. Kısacası hedefimiz hayvan popülasyonunu insancıl şekilde kontrol edilmesi olmalı.”

Haber akışı
0
Tartışmaya katılmak için
giriş yapın ya da kayıt olun
loader
Sohbetler
Заголовок открываемого материала