00:00
01:00
02:00
03:00
04:00
05:00
06:00
07:00
08:00
09:00
10:00
11:00
12:00
13:00
14:00
15:00
16:00
17:00
18:00
19:00
20:00
21:00
22:00
23:00
00:00
01:00
02:00
03:00
04:00
05:00
06:00
07:00
08:00
09:00
10:00
11:00
12:00
13:00
14:00
15:00
16:00
17:00
18:00
19:00
20:00
21:00
22:00
23:00
HABERLER
07:00
6 dk
HABERLER
09:00
6 dk
HABERLER
11:00
5 dk
HABERLER
12:01
5 dk
GÜN ORTASI
12:06
83 dk
HABERLER
16:00
5 dk
HABERLER
17:30
10 dk
HABERLER
18:00
11 dk
HABERLER
19:00
9 dk
HABERLER
07:00
5 dk
HABERLER
09:00
6 dk
HABERLER
11:00
5 dk
DÜNYA HABERİ
11:10
11 dk
PARANIN HAREKETİ
11:30
10 dk
HABERLER
12:00
3 dk
HAFTANIN KEYFİ
14:05
54 dk
HABERLER
15:00
5 dk
SPOR BÜLTENİ
15:30
5 dk
HABERLER
16:00
5 dk
HABERLER
17:30
10 dk
HABERLER
18:00
11 dk
HABERLER
19:00
8 dk
DünBugün
Geri dön
Adana107.4
Adana107.4
Ankara96.2
Antalya104.8
Bursa101.4
Çanakkale107.2
Diyarbakır89.6
Gaziantep104.3
Hatay106.1
İstanbul97.8
İzmir91.0
Kahramanmaraş92.3
Kayseri105.5
Kocaeli90.2
Konya88.6
Malatya106.0
Manisa101.0
Mardin92.2
Ordu99.6
Sakarya90.2
Samsun107.7
Sivas104.2
Şanlıurfa95.3
Trabzon102.4
Van88.0
GÖRÜŞ

ABD’nin Güney Kıbrıs’a askeri destek hamleleri Doğu Akdeniz denklemini nasıl etkiler?

© AADoğu Akdeniz, gaz arama
Doğu Akdeniz, gaz arama - Sputnik Türkiye
Abone ol
ABD’nin Güney Kıbrıs’a askeri eğitim ve öğretim fonu sağlama hamlesinin ardından Washington’ın bir süredir Rum yönetimine artırdığı desteğin bölgesel denkleme etkileri yeniden gündeme geldi. Konuyu, 21. Yüzyıl Türkiye Enstitüsü Balkanlar ve Kıbrıs Araştırmaları Merkezi Başkanı Gözde Kılıç Yaşın, Sputnik’e değerlendirdi.

Doğu Akdeniz’de Türkiye karşıtı politikalarına ara vermeyen ABD’den Güney Kıbrıs’ı destekleyen stratejik bir hamle daha geldi. ABD, Güney Kıbrıs’a askeri eğitim ve öğretim fonu sağlayacaklarını duyurdu. ABD’nin bu adımına Türk Dışişleri’nden tepki de gecikmedi. Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Hami Aksoy “(Kıbrıs’ta) iki taraf arasındaki dengeyi gözetmeyen adımların adada güven ortamının tesis edilmesine, Doğu Akdeniz’de barış ve istikrarın sağlanmasına yardımcı olmayacağı açıktır” dedi. 

ABD’nin Güney Kıbrıs’ı silahlandırma çabası bir yılı aşkındır devam ediyor 

Ancak Washington’ın Türkiye karşıtı bu girişimi yeni değil. ABD, geçen yıl Haziran ayında, Rum yönetimine silah ambargosunu kaldıran ve Yunanistan’a askeri desteğin önünü açan düzenlemeyi onaylamıştı. 26 Haziran’da kongreden geçen “Doğu Akdeniz Güvenlik ve Enerji İşbirliği Kanunu" tasarısı, Güney Kıbrıs’a yönelik silah ambargosunun kaldırılmasının, Yunanistan’a 3 milyon dolarlık askeri destek sağlanmasına ve hem Yunanistan hem de Güney Kıbrıs’a ikişer milyon dolarlık askeri eğitim desteği verilmesine giden ilk kilometre taşı olmuştu. Böylece Güney Kıbrıs’a yönelik 30 yılı aşkın sürelik ambargonun bertaraf edilmesi amaçlanıyordu. 

Türkiye, ABD’nin bu adımlarından ne kadar etkilenir?

ABD’nin izlediği bu stratejinin bölgedeki denklemi Türkiye’nin aleyhine değiştirip değiştiremeyeceği ise önemli bir soru işareti. Bu sorunun yanıtını Sputnik’e aktaran 21. Yüzyıl Türkiye Enstitüsü Balkanlar ve Kıbrıs Araştırmaları Merkezi Başkanı Gözde Kılıç Yaşın, S-400 krizi sonrasında ABD’nin Güney Kıbrıs’a 1987’den beri uyguladığı ambargoları kaldırma adımının Rum yönetimi ile Rusya’nın ilişkilerini düzenleme niyeti olduğuna ve bunun yalnızca Türkiye’yi ilgilendiren bir hamle gibi anlaşılmamasının gereğine dikkat çekiyor. 

ABD’nin adımları hem Türkiye hem Kuzey Kıbrıs hem de Rusya’yı yakından ilgilendiriyor 

Yaşın “Ayrıca ambargonun kalkması doğrudan ABD’den silah alımı yapılacağı anlamına gelmez. Zaten Rum Yönetimi de arayı biraz o şekilde bulmaya çalıştı. Dışişleri Bakanı Nikos Christodoulides ‘Kıbrıs, ABD'den silah alma niyetinde değil’ diyerek ambargo kaldırma koşullarının gerektirdiği önlemlere uyulması konusunu belirsiz bıraktı. Bir yandan bu kararın siyasi anlamını cebine koyan Rum Yönetimi, Rusya’ya da yumuşak mesajını vermiş oldu. Şimdi ABD’nin Rum Yönetimine ‘askeri eğitim ve öğretim fonu’ verme kararı, Doğu Akdeniz’deki meselelere etki yapıyor ama bir yandan da Rum Yönetiminin Rusya ile ilişkilerini biraz daha denetleme, düzenleme niyeti taşıyor. ABD’nin kısa vadede kredi teşvikleriyle silah satışı yapabileceği, biraz daha uzun vadede Rum Yönetiminin NATO üyeliğinin tekrar gündeme getirileceği ilk akla gelenlerdir. Yani Rum Yönetimi ABD’den Türkiye’ye karşı istediği destek karşılığında Rusya’yla ilişkilerinin denetimini vermek zorunda kalacak, bundan daha fazla kaçamayacak. Bu hamlelerin bütünü Türkiye’yi, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni ve Rusya’yı ilgilendiriyor. Hatta Rusya ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni daha da çok ilgilendiriyor. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ne etkisi, federasyonun artık bir ihtimal olmaktan dahi çıkması olacaktır değerlendirmesinde bulundu. 

‘Güney Kıbrıs’ın ipleri ABD’nin eline ne denli bırakacağı önemli bir değişken’

Yaşın “Şunu da belirtelim yakın zamana dek ABD, Rum Yönetimi ile büyük ölçüde Yunanistan üzerinden konuşuyordu. Şimdi bunda bir değişiklik olacaktır ama Rum yönetiminin ipleri ABD’ye devretmeye ne kadar hazır olduğuna göre değişebilir bu husus” diye devam etti. 

‘Rum yönetiminin Fransa ve İsrail’le yaptığı anlaşmalar da havada kaldı’ 

Fransa ile Güney Kıbrıs arasında 2007’de imzalanan askeri işbirliği anlaşmasının da hayata geçmediğini hatırlatan Yaşın “Fransızlar, bu anlaşma karşılığında bir üs istemişti. Zigi (Terazi) deniz üssü ve Baf'taki Andreas Papandreu Hava Üssü’nü kullanım kolaylığı istemişti Fransızlar. Rum Parlamentosu’ndan üslerin ortak kullanımı hususu geçmedi. Aynı dönemde İsrail de bir askeri üs talebinde bulunmuştu. Adaya doğalgaz sıvılaştırma tesisi kuracaklardı ve tüm çalışanların İsrailli olması, aileleriyle gelmeleri ve onları koruyacak askerlerin adada konuşlandırılması da söz konusuydu. Bu da resmiyete dökülemedi hatırlatmasında bulundu.

Bütün bu gelişmelerin en net sonucu ‘Kıbrıs’ta federasyon ihtimalinin kalmaması’

ABD'nin girişiminin Fransa ve İsrail’den farklı seyredebilme ihtimalini de dışlamayan Yaşın “Ancak Rum yönetiminin temkinli davranmayı sürdüreceğini, Rusya'yı hayal kırıklığına uğratacak hamlelerden çekineceğini düşünüyorum. Hem İsrail ve Fransa'nın hem ABD'nin ortaya koyduğu anlaşmalar Kıbrıs Türklerinin karar mekanizmasına katılmadığı kararlar olduğu müddetçe de hukuken sakat olacaktır. Siyaseten güçlü birer mesaj olmalarına rağmen hukuki sakatlık önemli ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetini kendine dönük hissedeceği tehdit oranında önlem almaya teşvik edecektir. Kesin olan ise Kıbrıs'ta federasyon artık ihtimal olmaktan çıkmıştır diye ekledi.

Haber akışı
0
Tartışmaya katılmak için
giriş yapın ya da kayıt olun
loader
Sohbetler
Заголовок открываемого материала