Beşiktaş Kulübü Başkanı Ahmet Nur Çebi, Anadolu Ajansı (AA) Spor Masası'nda geride kalan sezonu değerlendirdi. UEFA'nın pandemi dönemindeki yönetimini eleştiren Çebi, "UEFA kural koyucu olmasına rağmen pandemi döneminde bir kural koymadı. 'Pandemi başladı, bu süreç devam ettiği sürece futbolculara ödemeler böyle olacak' demedi. 'Karşılıklı görüşerek' diye bir maddeyle bizi futbolcularla karşı karşıya bıraktılar" ifadelerini kullandı.
"UEFA'nın futbolcunun sendikası gibi hareket etmesinden çok rahatsızım. Kulüplerin olmadığı yerde futbolcular da olamaz. Kulüplerin ayakta kalması için gayret sarf eden bir UEFA görmüyoruz. Sadece futbolcuları koruyan, kollayan bir UEFA ile baş başayız. UEFA'nın pandemi dönemindeki tavrını yanlış buluyorum, kararlı olmalıydı. Hepimizi yönlendirebilecek sağlıklı kararlar almalıydı."
'Kulüpler Birliği olarak bir şirket kuralım'
Kulüplerin olmadığı yerde futbolcuların da olmayacağını dile getiren Çebi, sözlerini şöyle sürdürdü:
"UEFA'nın futbolcunun sendikası gibi hareket etmesinden çok rahatsızım. Kulüplerin olmadığı yerde futbolcular da olamaz. Kulüplerin ayakta kalması için gayret sarf eden bir UEFA görmüyoruz. Sadece futbolcuları koruyan, kollayan bir UEFA ile baş başayız. UEFA'nın pandemi dönemindeki tavrını yanlış buluyorum, kararlı olmalıydı. Hepimizi yönlendirebilecek sağlıklı kararlar almalıydı."
Yayıncı kuruluştan ödemeleri henüz alamadıklarını kaydeden Çebi, "Yayıncı kuruluş bizimle yaptığı pazarlıklarda indirim istiyor, gerekçe pandemi. Önümüzdeki yıllarda da indirim istiyor, gerekçesi yine pandemi. Biz futbolcularımıza 'Pandemi nedeniyle indirim yapın' diyoruz, 'Bize ne?' diyorlar" şeklinde konuştu.
Çebi, yayıncı kuruluşun indirim talebiyle ilgili soru üzerine, "Kendi imkanlarımız, TRT'miz var, A Spor var, başka kanallar var. Alt yapıları var. Biz yapalım bu işi. Kulüpler Birliği olarak bir şirket kuralım. Televizyon kanallarının hakkını verelim, geri kalanla biz geçinelim. Biz bu rekabeti yaratamazsak her gelen indirim ister. Bir gün üstüne bizden para isteyebilirler diye korkuyorum. İsterler çünkü rakipsizler" diye konuştu.
'Geldiğimizden beri aynı yerde dolaşıp duruyoruz'
Rakipsizlik nedeniyle yayıncı kuruluşun indirim istediğini savunan Çebi, "Koskoca vakıfız, bir tane şirket kurarsınız, gidersiniz TRT'ye 'Yapalım' dersiniz. Ortak bir hesap tutalım, masraflarınızı alın, üstüne de kar koyun, geri kalanı bize verin. Geldiğimizden beri aynı yerde dolaşıp duruyoruz. Adamlar da bakıyorlar etraflarında kimse yok indirim istiyorlar. Bunun sonu yok" ifadelerini kullandı.
Beşiktaş başkanlığının herkese nasip olmayacağını belirten Çebi, "Bir sürece girdik bir sürü para verdik, insanlar 'Paran yoksa niye geldin' diyor. Verdik, verdiğimizin bir önemi yok. İmkanımız olduğu sürece elimizden geleni yapacağız" dedi.
Çebi'nin açıklamalarında öne çıkan diğer başlıklar şöyle:
- "Sergen Yalçın'ı getirmekle çok iyi iş yaptık. 13. sıradan 3.'lüğe çıkmak bir başarıdır. Tabii Beşiktaş'ın hedefi şampiyonluktur. Saçma sapan puanlar kaybettik. Şampiyon da olabilirdik. Sergen Yalçın'ı göreve getirmekle doğru bir karar almışız. Hocamız çok pozitif ve sürekli kazanmak için sahaya çıkan birisi. Sürekli gol arayan bir futbol anlayışı var. Sergen hocamızın bizim için en önemli tarafı Beşiktaş'ın gençlerine de değer vereceğini hissettiriyor oluşu. Basında aramızda problem yaşandığı haberleri çıkıyor. Kesinlikle böyle bir şey yok. Hocamız da aynısını söylüyor zaten. Bizim altyapımızdan arzu ettiğimiz kadar iyi çocuklar yeterince yok. Bu da altyapıya gereken önemi vermememizden kaynaklanıyor. Sergen Hoca istediği kadar Beşiktaş'ta kalabilir. Umarım burada emekli olur.
'Nasıl ağlamayayım ben?'
- Alanyaspor'u da takdir ediyorum. Nereden nereye geldiler. Planlamaları çok düzgün. Buna benzer birçok Anadolu kulübümüz var. Biz de artık düzgün bir ekonomi ile başarılı sportif sonuçlar elde edeceğiz. Beşiktaş'a şeffaflık sözü verdim ben. 'Çok ağlıyor' diyorlar. Nasıl ağlamayayım ben? Gülünecek bir durum mu var? Ağlamaya devam edeceğim. Biz bir aileyiz, camiayız. Kızsınlar ama önemli değil. Biz Beşiktaş'ı düzlüğe çıkartınca görevimizi yerimize getireceğiz. Ağlamayan bir başkan ileride olacak inşallah.
'Gelirler sadece faizi karşılıyor'
- Beşiktaş şu an ne durumdaysa, Fenerbahçe ve Galatasaray da aynı konumda. Birbirimizden farkımız yok. Aynı ölçülerde hareket edersek, kulüpleri zarara sokmayız ve eşit şartlarda mücadele ederiz. Yöneticilerin, onun bunun vereceği parayla kulübü döndürme şansımız yok. Ekonomik açıdan hiçbir kulübün birbirinden farkı yok. Bu sorunu el birliğiyle çözmeliyiz. 450 milyon TL sadece faiz ödemesi var. Gelen gelirler sadece faizi karşılıyor. Şu an gider çok. Bütçeyi 60 milyondan, 30 milyona indirelim ki faiz borcunu ödeyelim
'Kampanya beklentileri karşılayamadı'
- Kampanya, şu ana kadar beklentileri karşılayamadı ama ben ümitliyim. Her yerde Bırakmam Seni kampanyaları var. Nasıl ulaşmamış olabilir? Biz yönetim kurulu olarak 10 milyon TL bağışlamaya karar verdik. Bunun 3-4 milyonunu ben vereceğim, diğer kısmını yönetici arkadaşlar verecek. Yıldırım Demirören ve ailesi 3 milyon TL bağışta bulundu.
'Beşiktaş gibi koca bir çınar yok olursa hepimiz çok üzülürüz'
- Birkaç hafta sonra tüm sponsorluklarımızı açıklayacağız. Vodafone ile anlaşmamız bitti, onun yerine Beko geldi. Onlara da tekrar teşekkür ederiz. Geçmişten bugüne hep yanımızda oldular. Beşiktaş gibi koca çınar yok olursa, Allah göstermesin ama hepimiz çok üzülürüz. Ayın 9'unda TV programı yapacağız. İş insanlarını arayacağız. Tahmin ediyorum bu kampanya bittiğinde hedeflerimize ulaşacağız. Az seviyede başladık ama bağışlar artacak. Allah izin verirse seneye şampiyon olacağız.
'Burak Yılmaz kendi gitmek istedi'
- Burak Yılmaz ile prensip olarak el sıkıştık ama sözleşme henüz imzalanmadı. Belki bugün bitecek. Burak, Lille takımına gitmek istedi. Sözleşme şartları şu anda konuşuluyor. O yüzden bu konu hakkında konuşmak istemiyorum. Beşiktaş ve Türk futbolunun standartlarına göre bazı futbolcuların çok fazla ücret aldıklarını söylüyorum. O gün ki yönetici öyle takdir etmiş, bu futbolcunun hakkı bu demiş. Saygı duymak lazım.
- Yabancı konusunda ben yabancı sayısının zaman içerisinde belli bir miktarda düşmesi gerektiğini ifade ettim. Hala aynı şekilde savunuyorum. Sayın hocamız 14 Türk ve 14 yabancı futbolcu oynatma hakkı var dedi, buna da hak verdim. 'Başkan bu nasıl çelişki?' diye yazıyorlar sosyal medyada. Bunları diyenin çoğu da troll hesap. Ama içlerinde tanıdığım insanlar da var. Bana göre 8 yabancı yeterli. Daha fazla olunca ekonomi bozuluyor. Sınırın 8'in altında kalacağını da sanmıyorum.
'Gökhan ve Caner oynamak istiyorsa ekonomik şartlarımız belli'
- Gökhan ve Caner, sözleşme şartlarına uyarlarsa ve takımda kalmak isterlerse kalmalarını isteriz tabii. Oynamak istiyorlarsa ekonomik şartlarımız belli. O şartlarda geliyorlarsa mutlu oluruz. Şartlarımız uymuyorsa, bir başkası daha fazlasını veriyorsa, saygı duymamız lazım.
'Kimse uçuk transfer beklemesin'
- Hocamız da Atiba'nın kalmasını istiyor. Profesyonellik duruşu var. Sanıyorum yarın öbür gün kendisi ile görüşeceğiz. Umarız el sıkışırız. Beğendiğimiz, sevdiğimiz bir futbolcu. Transfer politikamızı ekonomik şartlara göre yapacağız. Şampiyonlar Ligi'ne gidersek belki bir tık üst transferler yapabiliriz ama kimse uçuk bir transfer beklemesin. Keşke 2. olsaydık. Biz Trabzonspor'un alacağı cezayla Şampiyonlar Ligi'ne gitmek istemiyoruz. Biz başkalarının mutsuzluğu üzerine mutluluk inşa etmek isteyen bir kulüp değiliz. 'Trabzonspor, 2. olsun da onlar yerine Şampiyonlar Ligi'nde oynayayım' demek benim içime sinmiyor."
