Günlük basın toplantısında Peskov'a, Rusya Savunma Bakanı Sergey Şoygu'nun talimatı doğrultusunda ani denetim faaliyetlerinde yer alan Güney Askeri Birimi ve Hava İndirme Kuvvetleri güçlerinin daimi üs noktalarına dönmeye başlamasının planlanan Putin-Biden görüşmesiyle ilgili olup olmadığı soruldu.
Peskov, "Bunlar kesinlikle birbiriyle ilişkili olmayan durumlar. Rus askerlerinin Rusya topraklarında yaptığı intikallerin kimseyi tehdit etmediğini, bir tehdit oluşturmadığını ve gerilimi tırmandırma amacı taşımadığını daha önce söylemiştik. Rusya, kendi askeri yapılanması ve askerlerin eğitimi için gerekli gördüğü faaliyetleri yürütüyor. Dolayısıyla bu, Rusya-ABD ilişkileri için kesinlikle bir sorun veya konu teşkil etmiyor" yanıtını verdi.
'ABD'nin diyaloğa hazır olduklarına dair açıklamaları somut eylemlerle doğrulanmıyor'
Bu arada Peskov, ABD'nin Rusya'yla diyaloğa hazır olduklarına dair açıklamalarının somut eylemlerle doğrulanmadığını belirtti.
Peskov, "İkili ilişkilerin normalleşmesi için iki tarafın siyasi irade ortaya koyması gerekiyor. Devlet Başkanı Putin, siyasi iradesini birçok kez ortaya koydu, ABD'yle ilişkileri yeniden canlandırmaya ilgi duyduğumuzu birçok kez ortaya koydu" ifadelerini kullandı.
"ABD'li muhataplarımızdan ortak çıkarları ilgilendiren konularda diyalog kurmaya hazır olduklarını da duyduk. Ancak maalesef bu açıklamalar, somut eylemlerle desteklenmiyor" diye devam eden Peskov, somut eylemlerin ikili ilişkilere zarar verdiğinin altını çizdi.
Peskov, "Moskova, ikili ilişkilere zarar verebilecek hiçbir şey yapmadı, ilişkilerde kötüye gidişi, bugünkü duruma gelişi başlatan taraf olmadı" diye ekledi.
Rusya Savunma Bakanlığı, ülkenin güneyinde tatbikatlara katılan güçlerin daimi olarak konuşlu oldukları noktalara geri dönmeye başladığını açıklamıştı.
Rusya Savunma Bakanlığı, Rusya ordusunun Kırım'da yapılan tatbikata 10 binden fazla asker, 40 savaş gemisi ve 20 destek gemisiyle katıldığını belirtmişti.
Rusya Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Mariya Zaharova, Rus ordusunun Ukrayna sınırında yaptığı tatbikatların saldırganlık tezahürü olarak görülmemesini, tatbikattaki faaliyetlerin kimseyi tehdit etmediğini vurgulamıştı.
