Şapa oturmak

Bugün Arap Yarımadası'yla Afrika arasındaki Kızıldeniz’e doğru kısa bir yolculuğa çıkacağız. Su altı dünyasının güzellikleriyle dalgıçların gözdesi bu denize geçmişte Şap Denizi de denildiğini biliyor musunuz?

Şap, Kızıldeniz’de sessizce büyür. Denizin seyre elverişli görünen ve haritalarda yer almayan herhangi bir yerinde oluşan bu şap adaları öyle bir noktaya gelir ki geminin bir anda oraya oturmasına neden olur. 

Halk arasında, ne yapacağını bilememek, muvaffak olamamak, çıkmaza girmek ya da içinden çıkılması güç durumlarla karşılaşmak için kullanılan şapa oturmak deyiminin nereden geldiğini Gazeteci-Yazar Mustafa Balbay, “Yemen Türkler Mezarlığı” kitabında şöyle anlatır:

“Kızıldeniz’in kıyıya yakın yerlerinde şap adaları vardır. Şap, alüminyum ve potasyum sülfattan oluşur ve doğada değişik yerlerde bulunur. Kızıldeniz’deki irili ufaklı şap adaları suyun yüzeyinden görünmez. Yüzeyin hemen altındadır. Kaptan yolu iyi bilmiyorsa, büyük olasılıkla şap adasına oturur. Kılavuz almayan ya da kılavuzu iyi olmayan pek çok Osmanlı gemisi şapa oturmuştur.”