Yükselen Türk savunma ve havacılık sanayisi, neden 2020’yi düşüşle kapattı?
© AATürk savunma ve havacılık sanayii
© AA
Abone ol
Savunma ve havacılık sektörünün çatı kuruluşları arasında yer alan Savunma ve Havacılık Sanayii İmalatçılar Derneği, 2020 yılı sektör performans raporunu yayınladı. Savunma Sanayii Araştırmacısı Fatih Mehmet Küçük, düşüşün altında yatan etkenin sadece Kovid-19 olmadığını, politik nedenler ve ambargoların da bulunduğunu belirtti.
Savunma ve havacılık sektörünün çatı kuruluşları arasında yer alan Savunma ve Havacılık Sanayii İmalatçılar Derneği (SaSaD), 2020 yılı sektör performans raporunu yayınladı.
Buna göre, 2020’de; sektörün cirosu 8.856 milyar dolar, yurt dışı satış gelirleri (ihracat) 2.226 milyar dolar, alınan siparişleri 6.175 milyar dolar, ithalatı 2.161 milyar dolar, ürün ve teknoloji geliştirme (Ar-Ge) harcaması ise 1.241 milyar dolar olarak gerçekleşti.
Bu rakamlar 2019 ile karşılaştırıldığında ise cirodaki düşüş yüzde 18.64, yurt dışı satış gelirlerindeki düşüş yüzde 26.16, ithalattaki düşüş yüzde 30.02 ve Ar-Ge harcamalarındaki düşüş de yüzde 25.79 olarak kayıtlara geçti. Sektör istihdamı ise 73.771’den 77.566’ya çıkarak yüzde 5.14’lük bir artış kaydetti.
Raporda, düşüşün ana etkeni olarak Kovid-19 salgını gösterildi.
‘Politik nedenler ve ambargolar ürün ihracatını engelliyor’
Bu gelişmeyi Sputnik’e değerlendiren Savunma Sanayii Araştırmacısı Fatih Mehmet Küçük, “Kovid-19’un ana etken olması, tüm dünyadaki savunma ve havacılık gelişmelerine baktığımızda şaşırtıcı değil” dedi ve şunları ekledi:
“Ancak düşüş oranının çok yüksek olması ve Türkiye’nin Kovid-19 dışında da uğraştığı sıkıntıların bulunması bunun bize sadece tek etkenden kaynaklanmadığını gösteriyor. Burada Türkiye’nin uğraştığı ambargolardan tutun politik problemler de dahil. Biz sektörün ithalat ve ihracat rakamlarının yıllara göre gelişimine baktığımız zaman orada da ihracatın arttığında ithalatın da arttığını, düştüğünde de düştüğünü görüyoruz. Dolayısıyla ihracat yapmak için kullandığımız ara mamul, alt sistem ve hammadde kullanımında ithalat oranı halen değişmiş değil. Politik nedenlerden ve ambargolardan ürün ihracatını engelleyen faktörler de var. Buradaki rakamlar bunu gösteriyor.”
‘Dünya genelinde artış var’
Dünya genelinde bakıldığında ise durumun daha farklı olduğunu ifade eden Küçük, şöyle devam etti:
“Dünya genelinde genel olarak savunmaya ayrılan paylara baktığımızda Stockholm Uluslararası Barış Araştırmaları Enstitüsü’ne (SIPRI) göre yüzde 2.6’lık bir artış var. NATO verilerine baktığımızda da ittifak ülkelerinin savunma harcamalarında da artış oldu. Hatta NATO ülkelerinin savunma harcamalarında ekipman alımına yani doğrudan savunma sanayisinden ürün tedarikine giren kısmında artış yaşandığı görülüyor. Dünyada sektörün özellikle üretim anlamında çok zorlandığı yerler oldu. Özellikle Fransa’daki havacılık, İtalya’daki denizcilik endüstrisi gibi alanlarda bir dönem üretimler durduğu için sıkıntılar yaşandı. Ancak toplam rakamlarda çok büyük düşüş görünmüyor. Burada ülkeler ve sektör bazında küçülmeler ve zorluklar yaşandığı görülüyor.”
‘2021 umut vaat ediyor’
Peki, Türk savunma ve havacılık sanayisinin 2021 yılını nasıl bir tabloda kapatması bekleniyor. Araştırmacı Fatih Mehmet Küçük, şöyle değerlendirdi:
“Aslında ilk 6 aylık veriler umut vaat ediyor. Özellikle ihracat rakamlarından bahsedersek, TİM verilerine göre bu yıl ilk 6 ayda 1.3 milyar dolarlık bir ihracat gerçekleştirildi. Bu da geçen seneki düşüşü kısmın kapatabileceğimiz anlamına geliyor. Ancak SaSaD raporunda, mevcut siparişlerin bir yıllık periyoddaki üretim hacmini kapsadığı belirtiliyor. Dolayısıyla sektör burada yeni siparişler alınması gerektiğine dair bir alarm veriyor.”
‘Kovid-19 etkisinin daha erken kırılması beklenebilir’
Gelecek yıllara ilişkin değerlendirmelerini de paylaşan Küçük, şunları kaydetti:
“Kovid-19 başladığında, birçok raporda savunma harcamalarının ciddi oranlarda daraltılacağı belirtildi. Ancak dünyadaki gerginlik ortamının artmaya devam etmesi, NATO ülkelerinin savunma harcamalarını artırması gibi etkenlerden dolayı global daralma miktarı çok tahmin edildiği gibi olmadı. Dolayısıyla Kovid-19 etkisinin daha erken kırılması beklenebilir. Türkiye’nin ihracat potansiyeli olan ülkelere baktığımızda Kovid-19 nedenli ekonomik etkenlerin geçişi çok kolay olmayabilir. Mesela bunlardan biri olan Pakistan, Türkiye için önemli bir pazar. Dolayısıyla Türkiye için biraz zor bir takvim beklendiğini söyleyebiliriz ancak sektörün ihracata yönelik ilgisinin devam etmesi halinde sürecin düzeltilebileceği öngörülebilir.”