Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Birleşik Arap Emirlikleri ile görüşme trafiğinin arka planında neler var?

Son günlerde Türkiye ve Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) arasında yoğun bir görüşme trafiği dikkat çekiyor. Türkiye tarafında en üst düzeyde temsil ile gerçekleştirilen bu görüşmeler ne anlam taşıyor? Ortadoğu Araştırmaları Merkezi (ORSAM) Körfez Çalışmaları Uzmanı Doç. Dr. Mustafa Yetim, Sputnik’e değerlendirdi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan önce 18 Ağustos’ta BAE Ulusal Güvenlik Danışmanı Şeyh Tahnoun Bin Zayed Al Nahyan'ı kabul etti, 31 Ağustos’ta ise Abu Dabi Veliaht Prensi Muhammed bin Zayed el Nahyan ile bir telefon görüşmesi gerçekleştirdi. Görüşmelerin ardından olumlu mesajlar verildi.

ORSAM Körfez Çalışmaları Uzmanı Doç. Dr. Mustafa Yetim, Sputnik’e yaptığı değerlendirmede, “Bir süredir BAE’den Türkiye ile ilişkileri düzeltme yönünde mesajlar alıyorduk” dedi.

‘BAE ile ticaret hacmimiz olumsuz olarak çok az etkilendi’

Türkiye ve BAE’nin ilişkileri siyasi bakımdan son derece gergindi. 15 Temmuz darbe girişiminin ardından BAE’yi suçlayan iddialar, Katar gerilimi, Arap Baharı’ndaki karşıt konumlanma gibi birçok başlıkta gerilen ilişkilere rağmen ikili ticaret devam etti. Doç. Dr. Yetim, bu duruma dair şunları söyledi:

BAE ile ticaret hacmimiz olumsuz olarak çok az etkilendi. Körfez İşbirliği Konseyi ülkeleri arasında BAE, ticaret hacmimiz en yüksek düzeyde olan ülkeydi. Mesela Katar’la müttefik olmamıza rağmen hiçbir zaman bu seviyeyi yakalayamadı. Ne BAE ne de Suudi Arabistan Türkiye’yi hiçbir zaman göz ardı etmedi. Türkiye bölgede potansiyeli reddedilebilecek bir ülke değil. Demek ki taraflar karşılıklı olarak politikaların değişmesini bekliyordu. Bu yönde bazı adımlar atıldığının sinyallerini son zamanlarda görüyoruz.

‘Türkiye’yi yeniden çok güçlü alternatif olarak karşısına çıkarıyor’

BAE’nin Suudi Arabistan ve Mısır’la problemleri olduğunu hatırlatan Yetim, şöyle devam etti:

BAE-Suud-Mısır ittifakında; Yemen meselesi, Katar’la normalleşme adımları, İsrail’le normalleşme süreci, İran’la ilişkiler gibi meselelerde bazı sorunlar yaşanıyor. BAE-Suud-Mısır ittifakı, Türkiye-Katar ittifakını sekteye uğratmak için çok çaba sarf etti ama bunda başarılı olduklarını söyleyemeyiz. Türkiye-Katar bu süreçten güçlenerek çıkarken Mısır, BAE ve Suudi Arabistan’ın, Türkiye-Katar karşıtı konumlanma sürecinde çok fazla hasar gördüğünü hatırlamalıyız. BAE de Türkiye ile normalleşme sürecini yürütmek istiyor çünkü orada hem Katar’ı dengelemek hem Mısır-Suudi Arabistan’ın Katar’la normalleşmesini Türkiye ile dengelemek istiyor. Hem de İran’a karşı bir denge kurmak istiyor. Böyle karışık bir durumda BAE’nin Körfez içinde izole olma riski var. İsrail’le normalleşmeden de beklediklerini alamaması Türkiye’yi onun için yeniden çok güçlü alternatif olarak karşısına çıkarıyor.