00:00
01:00
02:00
03:00
04:00
05:00
06:00
07:00
08:00
09:00
10:00
11:00
12:00
13:00
14:00
15:00
16:00
17:00
18:00
19:00
20:00
21:00
22:00
23:00
00:00
01:00
02:00
03:00
04:00
05:00
06:00
07:00
08:00
09:00
10:00
11:00
12:00
13:00
14:00
15:00
16:00
17:00
18:00
19:00
20:00
21:00
22:00
23:00
HABERLER
07:00
5 dk
HABERLER
09:00
5 dk
HABERLER
11:00
5 dk
DÜNYA HABERİ
11:10
11 dk
PARANIN HAREKETİ
11:30
10 dk
HABERLER
12:00
6 dk
HABERLER
15:00
4 dk
HABERLER
16:00
5 dk
HABERLER
17:30
12 dk
HABERLER
18:00
11 dk
HABERLER
19:00
11 dk
HABERLER
07:00
6 dk
HABERLER
09:00
5 dk
HABERLER
11:00
5 dk
HABERLER
12:02
4 dk
ANKARA FARKI
İran'ın İsrail'i vurması ne anlama geliyor?
15:01
55 dk
HABERLER
Saat başı başlıkları
16:00
1 dk
EKSEN
Ceyda Karan'la Eksen
16:01
89 dk
HABERLER
Saat başı başlıkları
17:30
1 dk
SESLİ HABER
Ukraynalı esirden itiraf: Azov yıllarca provokasyon düzenledi
17:39
2 dk
SESLİ HABER
Rus diplomat: Bunu izlemek utanç verici
17:53
3 dk
HABERLER
Saat başı başlıkları
18:00
1 dk
SESLİ HABER
Ukrayna’da seferberlik düzenlemesi: Batı’dan endişelendik
18:15
3 dk
SESLİ HABER
İngiltere, yasadışı göçmenleri Ermenistan’a göndermeye hazırlanıyor
18:25
2 dk
SESLİ HABER
ABD'de Rusya korkusu: B planı yok
18:36
2 dk
SESLİ HABER
İran, İsrail'e düzenlediği saldırıda bu silahları kullandı
18:47
3 dk
HABERLER
Saat başı başlıkları
19:00
1 dk
DünBugün
Geri dön
Adana107.4
Adana107.4
Ankara96.2
Antalya104.8
Bursa101.4
Çanakkale107.2
Diyarbakır89.6
Gaziantep104.3
Hatay106.1
İstanbul97.8
İzmir91.0
Kahramanmaraş92.3
Kayseri105.5
Kocaeli90.2
Konya88.6
Malatya106.0
Manisa101.0
Mardin92.2
Ordu99.6
Sakarya90.2
Samsun107.7
Sivas104.2
Şanlıurfa95.3
Trabzon102.4
Van88.0
 - Sputnik Türkiye, 1920
EKSEN
Ceyda Karan’ın hazırladığı Eksen’de her gün dünyanın farklı bölgelerine dair gelişmeler masaya yatırılıyor.

'Almanlar sakin liderlere yöneliyor, 'gürültüsüz' lakaplı Scholz, Merkel’in yerini doldurabilir'

'Almanlar sakin liderlere yöneliyor, 'gürültüsüz' lakaplı Scholz, Merkel’in yerini doldurabilir'
Abone ol
Özgür Çoban’a göre, Almanya seçimlerinde ipi 'sakin aday' Scholz göğüsleyecek. Merkel sonrası dış politikada konsensüsü değiştirecek aksiyon beklemeyen Çoban, Yeşillerin koalisyon ortağı olsa bile büyük enerji projelerini önleyemeyeceği görüşünde. Çoban Türkiye'nin AB üyeliğinin dışlandığı ortamda Afganları içeren yeni mülteci anlaşması bekliyor.
Almanya, ülkeyi 16 yıl boyunca yöneten Angela Merkel'in siyasete vedası eşliğinde yeni başbakan ve hükümeti belirleyecek genel seçimlerin eşiğinde 26 Eylül'de düzenlenecek seçimler öncesi anketler yüzde 25 oranıyla Sosyal Demokrat Parti'nin (SPD) lideri Olaf Scholz'u işaret ederken, Hıristiyan Birlik Partilerinin (CDU/CSU) adayı ve Merkel'in hallefi Armin Laschet yüzde 21 civarında görünüyor. Yeşiller Partisi Annalena Baerbock liderliğinde yüzde 14, Hür Demokratlar yüzte 11, aşırı sağcı AfD yüzde 12 ve Sol Parti yüzde 7'de görünüyor.
Merkel, Laschet için son bir hamle ile kampanya için kolları sıvasa da koalisyonun mutlak göründüğü sandıkta ipi Sosyal Demokratların göğüsleyeceği anlaşılıyor.
Almanya'da Merkelsiz dönemi açacak 26 Eylül genel seçimleri ve Türkiye açısından sonuçlarını gazeteci Özgür Çoban’la konuştuk.

‘Laschet başarılı bir seçim programı yürütemedi’

Özgür Çoban’a göre, CDU adayı Armin Laschet çok başarılı bir seçim programı yürütemedi. Merkel döneminin başarılarının Laschet'e yansıyacağı yolunda bir umut bulunsa da bunun kaybolduğunu belirten Çoban, Hıristiyan Demokrat liderin teknik hatalarına dikkat çekti. Çoban, bunların başında kısa süre önceki sel felaketinde gülümseyerek poz vermesi olduğunu belirtti. Çoban, Hıristiyan Demokratlarda daha şimdiden 'yanlış aday gösterildiği' tartışmalarının başlamasına atıfta bulundu:
“Merkel'in yerine halefi olarak gösterdiği Armin Laschet çok başarılı bir seçim programı yürütemedi maalesef. Zaten anketlere de yansıyor. Şu anda anketlerde CDU oy oranı yüzde 21 civarında. Sosyal Demokrat Parti yüzde 25, Yeşiller 14, Liberaller 11, Sol 7, aşırı sağcı AfD 12 diye gidiyor. Armin Laschet’le ilgili temel sorun aslında, Hristıyan Birliği’n lider adayı olarak iş başına geldiğinde tamamen ikinci Merkel dönemi başlatacağına dair beklenti vardı. Merkel döneminden bir takım başarıları Armin Laschet’e direkt olarak etkileyeceği ve oy oranlarını belirli bir seviyede tutabileceğine dair bir umut vardı ama o umut kayboldu. Birkaç tane teknik hata yaptı. Bir tanesi, bundan birkaç ay önce büyük bir sel felaketi yaşanan bölgede objektiflere gülerek poz vermesi, insanlar o kadar acı içerisindeyken. Bu çok önemli bir itibar kaybı yaşamasına neden oldu. Mesela Hristiyan Birlik’te bir gelenek vardır. 16 eyaletin 15’inde örgütlü olan CDU çıkartır başbakan adayını. Kardeş parti böyle bir girişimde bulunmaz. Bu sefer, CSU’nun lideri Söder de aday olmak istedi. Böyle tartışmalı bir süreçten geldi, partide o şeyi sağlayamadı. Öyle gözüküyor. Zaten şimdiden onunla ilgili dezenformasyonlar başladı. Adayı yanlış gösterdik ve zararımız oldu. Çünkü bundan daha 5-6 ay önce, Hristiyan Birlik yüzde 40’larda seyrediyordu. Bir anda 30’un altına düştü. Şimdi 21, 20’nin altına düşer mi bilmiyorum ama. Merkel’in sahaya inmesinin ne götürür ne getirir bilmiyorum. Çünkü Merkel artık gidecek. Hem Avrupa hem Almanya siyasetinde ben Merkel’in etkisinin azaldığını düşünüyorum.”

‘Almanlar sakin liderlere yöneliyor, ’gürültüsüz’ lakaplı Scholz, Merkel’in yerini doldurabilir’

Almanların Hitler deneyiminden sonra sakin liderlere yöneldiğini söyleyen çoban, ‘gürültüsüz’ lakaplı Olaf Scholz’ün de sakin bir lider olduğunu belirtti. Çoban, Merkel’in yerine bu pozisyonuyla doldurabilecek kişinin Scholz olduğu görüşünde:
“Aslında Almanlarda genel bir durum var. Adolf Hitler deneyiminden sonra çok sakin liderlere yöneliyorlar. Helmut Kohl’den başlayan bir süreç, Merkel de bu şekilde daha çok mütevazi ve sakin olmasıyla öne çıktığı ifade edilen bir liderdi. Scholz de böyle bir adam. Çok sakin bir adam, bizde bir tabir vardır ya, tam mutfak adamı. Aslında Merkel’in yerine bu pozisyonuyla doldurabilecek kişinin Scholz olduğunu görülüyor. Çünkü televizyonlarda da 3-4 kere tartışma programı oldu, Laschet, Scholz, Baerbock’un katıldığı. Scholz bu programlardan en yüksek oyu alarak çıktı. Zaten lakabı da ‘gürültüsüz’. Adam çok sakin olduğu için ve çok ifadesiz, rahat konuştuğu ve çözüm odaklı biri olduğu için yine ‘Scholzamat’ diyorlar. Ama ben başarılı olduğunu düşünüyorum."

'Dış politikada kurulu konsensüsü fazla yaralayacak bir aksiyon olmaz'

Merkel’in yerine kim gelirse gelsin ülkenin iç politikada duruşu değişmeyeceğini aktaran Çoban, dış politikada da Merkel döneminde kurulmuş konsensusu fazla yaralayacak bir aksiyon beklenmediğini belirtti. 2000'lerin sonunda Schröder ve Yeşiller’le Almanya’nın başına neoliberalizmin 'bela edildiğini' belirten Çoban, Yeşillerin de tamamen sistemle uzlaşmış, antimilitarist özelliğini yitirerek törpülenmiş bir siyasi hareket olduğunu vurguladı:

"Merkel’in yerine kim gelirse gelsin, Laschet, Scholz, Baerbock, hem ülkenin iç politika konusundaki duruşu değişmeyecek. Dış politikadaki sosyal demokrat bakış açısıyla muhafazakar parti bakış açısı arasında farklılıklar olur ama, temel olarak Almanya belli dinamikler vardır. Almanya dış politika aksiyonları üzerinden oyun kuran bir ülke. Merkel döneminde kurulmuş olan bu konsensusu çok fazla yaralayacak, tabiri caizse ben bir aksiyon beklemiyorum açıkçası. Ama ne olur, mesela bir koalisyon olur, sosyal demokrat parti ile Yeşiller koalisyonu olur. Merkel’in en eleştirildiği nokta o, çevre konularına pek fazla önem vermemesi. Orada belki dış politika konularında çevre biraz daha ön plana çıkabilir. Aslında bakarsanız özü itibariyle bunlar parlamento partileri. Çok fazla protest bir çizgi oluşturmalarını beklemek mümkün değil. 2010 yılında Schröder ve Yeşiller’le beraber Almanya’nın başına neoliberal girişi bela edenler. Hem sosyal demokratlar hem Yeşiller. Programları doğrultusunda konuşuyorum. Mesela Scholz’un en önemli vaatlerinden bir tanesi, asgari ücretin saat ücretini 12 euroya çıkarmak. Yeşiller çevre konularında temas ediyorlar. Tamamen sistemle anlaşmış, antimilitarist özelliğini kaybetmiş parlamenter demokrasi içerisinde protest kısımları törpülenmiş bir Yeşiller’den bahsediyoruz. Hatta öyle ki, sol partiyle koalisyon konusu sorulduğunda bile ‘NATO konusunda sıkıntıları var’ deyip burun kıvıran Yeşiller’in lider kadrosundan insanlar var. Ama seçim vaatlerinde o tip vurguları olduğu için vurgulamakta fayda var.”

‘Yeşiller koalisyon ortağı olsalar bile büyük projelere fazla müdahale edemezler'

Çoban’a göre, iklim değişikliği konusunda başlayan kuvvetli rüzgarı arkasına alan Yeşiller, enerji konusundaki yalpalamaları yüzünden oy oranları düştü. Çoban, Yeşillerin koalisyon ortağı olsala bile büyük projelere fazla müdahale edemeyecekleri görüşünde:
“Yeşiller bundan birkaç ay önce yüzde 26-27 miktarında bir oy oranına sahipti. İklim değişikliği konusunda başlayan o kuvvetli rüzgarları çok iyi aldılar, yelkenlerini şişirdiler. Sonra bir anda düşüş başladı. Bunun etkenlerinden bir tanesi, enerji konusundaki yalpalamaları. Gelir gelmez Baerbock artık Almanya’nın tamamen fosil kökenli yakıtlardan kurtulması gerektiğini, bir hibrit teknolojiye kavuşması gerektiğini, bu bağlamda kendi iktidarlarında petrol türevi yakıtlara zam yapılmasının gündemde olacağını ifade etti. Şimdi yüzde 14 civarına kadar düştüler. Bir koalisyon olacağı için bunun büyük ortağı olamayacaklar. Ben çok fazla büyük, devasa projelere müdahale edebileceklerini, söyledikleri kadar da rahatsız olduklarını açıkçası düşünmüyorum.”

‘Tan tüm partiler Türkiye’nin AB’ye üye olamayacağında hemfikir mülteci anlaşması genişletilebilir’

Seçimdeki tüm partileri konsensus halinde Türkiye’nin artık AB’ye üye olamacağını vurguladıklarını söyleyen Çoban, mülteci anlaşmasının Afganları da kapsayacak şekilde genişletileceğini belirtti. Çoban, Almanya’nın Türkiye ile ilişkileri mülteci anlaşması, silah satışı ve diğer ticari ilişkiler konusunda bu parametreler doğrultusunda ilerletmeyi planladıklarının altını çizdi:
“Ben partilerin seçim programlarına baktım, Türkiye bölümlerine. Hepsinin hemen hemen konsensus halinde vurguladıkları şey, Türkiye Avrupa Birliği’ne artık üye olamaz. Artık yeni bir ilişki modeli üzerinde çalışmamız gerekiyor. Yalnız dediğimiz şey mülteci kriziyle olan bölüm. AB’nin Türkiye’yle bir mülteci anlaşması var. Merkel sonrası dönemde 2 şeyin ön plana çıkacağını düşünüyorum, Almanya ve AB açısından da. Merkel statükocu bir lider. 2008 krizinde bile bu statükolardan taviz vermedi. Yunanistan mali krize sürüklendi, Portekiz mali krize sürüklendiler. Merkel’den sonra ben aşırı sağcıların AB aleyhine daha fazla taviz koparmaya çalışacağını düşünüyorum. Türkiye için mülteci anlaşması çok önemli bir koz. Zannediyorum bunu Afganları da kapsayacak şekilde, -burada korkunç bir Afgan fobisi oluşmuş durumda- genişletme yoluna gidebilirler. SPD’nin de programına baktım. Gördüğüm kadarıyla Türkiye ile ilişkileri mülteci anlaşması, silah satışı ve diğer ticari ilişkiler konusunda bu parametreler doğrultusunda ilerletmeyi planlıyorlar. Aslında Merkel’in Türkiye ile AB arasındaki ilişkileri üzerindeki yarattığı en önemli sıkıntı şuydu. Eskiden bir takım Türkiye’yi AB prensipleri düzeyinde bir şeylere zorlayabiliyordu. İnsan hakları, demokrasi falan. Bu mülteci anlaşması devreye girince artık bunlar göz ardı edilmeye başlandı. Zaten programlarda da bu vurgulanıyor. Türkiye’nin antidemokratik bir yönetim tarzına sahip olduğu giderek otokrasiye doğru dümen kırdığı şeklindeki eleştiriler çok yoğun. Bunlar maalesef AB tarafından mülteci anlaşması yüzünden görmezden geliniyor. Ama ben bu anlaşmanın bu şekilde genişletileceğini düşünüyorum."

'Türkiye'ye silah satılmıyor diyorlar ama satışın üçte biri Türkiye'ye'

Çoban, Türkiye'ye yapılan tüm eleştirilere rağmen Almanya'nın silah satışını da sürdüreceği görüşünde:
"Silah satışı konusu devam edecektir. Her ne kadar dışişleri bakanlığı ‘silah satılmıyor’ diyor ama 2019’da 142 milyon euro değerinde silah satılmış Türkiye’ye. Bu da Almanya’nın silah satışının 3’te 1’i. Almanya’da yıllık 770 milyon euroluk bir silah satışı bahsediliyor. Neredeyse 3’te 1’ine denk geliyor. Ama mutlaka silah satışı devam edecektir. Türkiye için de Almanya önemli bir partner. Mutlaka devam edecektir ve yine asgari müşterekte ortaklaşmalar olacaktır. Çünkü burada 3 milyona yakın Türkiyeli nüfus yaşıyor. Bunların 800 bini de seçmen, oy kullanabilecek durumda."
Haber akışı
0
Tartışmaya katılmak için
giriş yapın ya da kayıt olun
loader
Sohbetler
Заголовок открываемого материала