Lavrov, BM Genel Kurulu'nda konuştu
00:01 26.09.2021 (güncellendi: 00:02 26.09.2021)
© SputnikRusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov - BM Genel Kurulu
© Sputnik
Abone ol
Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu'ndaki genel siyasi müzakerelere katıldı.
Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, 76. BM Genel Kurul oturumunda gündemi değerlendirerek, Washington ile Moskova arasındaki ihtilaflı konulara dair açıklamada bulundu.
💬FM #Lavrov at #UNGA76: Challenges & threats can be countered only via solidarity efforts in accordance with the UN Charter principles.#НашиПравилаУставООН#UNCharterIsOurRules#CharteONUEstNosLois#CartaONUesNstrReglas#ميثاق_الأمم_المتحدة_هو_قواعدنا#联合国宪章是我们的主张 pic.twitter.com/CVDtXWXD0J
— MFA Russia 🇷🇺 (@mfa_russia) September 25, 2021
Sputnik, Lavrov'un konuşmasından öne çıkanları derledi:
ABD’nin ‘demokrasi zirvesi’ fikri
Elbette zirvenin katılımcılarını Washington kendisi belirleyecek, bir ülkenin demokratik standartlara uygunluk derecesini belirleme hakkını gasp edecek. Aslında bu girişim oldukça soğuk savaş ruhuna uygun, tüm muhaliflere karşı yeni bir ideolojik haçlı seferi ilan ediyor.
Demokrasi zirvesi, dünyayı ‘dostlar’ ve ‘düşmanlar’ olarak bölme yönünde atılan bir adım olacak.
ABD kalkınma modelinin dayatılması
ABD Başkanı Joe Biden, geçtiğimiz günlerde kendi deyimiyle ‘diğer ülkeleri değiştirmek’ için artık askeri yöntemlere başvurmayacaklarını duyurdu. ABD’nin bir sonraki adımı atmasını ve yalnızca güç kullanımını değil, aynı zamanda kalkınma modelini dayatmanın diğer yöntemlerinden de vazgeçmesini bekliyoruz.
Çatışmaların çözümü
Afganistan, Suriye, Libya, diğer sıcak noktalarda, tüm dış aktörlerden, toplumun kültürel ve medeniyetsel özelliklerini anlamak, insani yardımı siyasallaştırmayı reddetmek, ilgili ülkelerin tüm ana etnik, mezhepsel ve siyasi güçleri dahil geniş kapsayıcı iktidar organlarının oluşumuna yardım etmek bekleniyor.
Rusya, bu yöntemi temel alarak Afganistan için çözümü 'genişletilmiş üçlü' (Rusya, ABD, Çin, Pakistan) ve Moskova formatı üzerinden ilerletilmesinde yapıcı rol oynuyor, Suriye’deki durumun Astana süreci kapsamında istikrara kavuşturulmasına yardımcı oluyor, Libya’daki siyasi reformların hayata geçirilmesi amacıyla bu ülkedeki tüm taraflarla ortak çalışıyor.
Stratejik istikrar
İyi niyet varsa, silah kontrolünün geleceği konusunda karşılıklı olarak kabul edilebilir kararlara varmak oldukça mümkün.
Sorumluluk dolu yaklaşım, stratejik istikrarın diğer alanlarında da talep görüyor. Washington, INF’ten (Orta Menzilli Nükleer Kuvvetler Antlaşması) çıktıktan sonra Rusya, ABD yapımı benzer sistemlerin konuşlandırılmayacağı bölgelerde, karada konuşlu nükleer başlıklara sahip olan ve olmayan orta ve kısa menzilli füzeleri konuşlandırmama konusunda tek taraflı bir taahhütte bulundu. Benzer moratoryum ilan etme teklifimize NATO üyelerinden, altını çizerek söylüyorum, karşılıklı doğrulama önlemleri ile desteklenen bir reaksiyon bekliyoruz.
AUKUS ve ABD denizaltıları
Uluslararası hukukun koşulsuz biçimde gözetilmesi yerine kurallara dayalı bir düzenin dayatılması, blok siyasetinin tehlikeli sabıkalarına, Batı ülkeler grubu ve geriye kalan ülkeler arasında ayrım çizgilerinin oluşturulmasına yol açacak.
Gerçi, son olaylar şunu gösterdi ki, bir ülke aşırı bağımsız hale geldiğinde iradeci kurallar Batı kampı içinde de kullanılabilir.
En azından dünya medyası, Avustralya’ya denizaltı tedarikiyle ilgili destanı, Avrupa’nın ‘stratejik özerkliği’ ile ilgili, özellikle ABD’nin Afganistan’dan aceleyle çekilmesinden sonra yoğunlaşan konuşmalara bir tepki olarak gördü. Bu çekilmeden sonra oluşan kaos da Batı’nın kendi dünya düzenini kurmak için temel aldığı kuralları illüstrasyonudur.
İnternetin askerileştirilmesi
Yeni küresel sorun ve tehditler arasında, bazı ülkelerin interneti askerileştirme, siber silahlanma yarışını başlatma niyeti yer alıyor. Rusya, uluslararası bilgi güvenliğini sağlamanın yollarıyla ilgili Birleşmiş Milletler platformunda mutabakata varılmasından yana.
Burada da kriter, birilerinin ‘özel kuralları’ değil, tüm endişeleri şeffaf, deliller temelinde değerlendirme fırsatını veren uluslararası anlaşmalar olmalı. Bilgi ve iletişim teknolojilerinin kullanımında ülkelerin tek tip sorumlu davranış standartlarını geliştirme ve siber suçlara ilişkin evrensel bir sözleşme hazırlama yönündeki girişimlerimiz bunu amaçlıyor.