Eski hakem Selçuk Dereli: Serdar Tatlı yetmez, TFF de gitmeli

Eski hakem Selçuk Dereli, Türkiye Futbol Federasyonu Merkez Hakem Kurulu Başkanı Serdar Tatlı'nın istifası için "TFF'nin özerkliğiyle ilgili olarak kamuoyunda zaten ciddi tartışmalar var, bu yüzden Serdar Tatlı yetmez, TFF de gitmeli" dedi.

Cumhuriyet'ten İrem Yavuz'a konuşan eski hakem Selçuk Dereli, Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) Merkez Hakem Kurulu Başkanı (MHK) Serdar Tatlı'nın görevi bırakmasına ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

'Ahbap-çavuş ilişkileriyle Türk futbolunu yönetmeye çalışıyorlar'

Dereli, TFF'nin yönetiminde de değişikliğe gidilmesi gerektiğini vurgulayarak şunları söyledi:

"Serdar Tatlı'nın Merkez Hakem Kurulu'na getiriliş şekli zaten yanlıştı. Dolayısıyla göreve başladığında da bu işi yapabileceği noktasında inancım yoktu ve başaramadı. Bırakması en doğru karar. Bence Türk futbolunu bu duruma getirenlerin tamamının, bulunduğu görevleri bırakması lazım. TFF'nin de Türk futbolunun bu duruma gelmesinde ciddi sorumluluğu var. TFF'de de bir değişikliğe gitmek lazım. Çünkü Türk futbolu bugün bu hale geldiyse, bunun baş sorumlusu Türkiye Futbol Federasyonu'nun başarısız hamleleridir. TFF'nin özerkliğiyle ilgili olarak kamuoyunda zaten ciddi tartışmalar var, bu yüzden Serdar Tatlı yetmez; TFF de gitmeli. Oğuz Servan gidiyor, Yusuf Namoğlu geliyor. O gidiyor, Zekeriya Alp geliyor. O gidiyor Serdar Tatlı geliyor. Hep aynı isimler. Oraya bu işi doğru yapacak, başarılı bir isim bulamadılar. Çünkü ahbap-çavuş ilişkileriyle Türk futbolunu yönetmeye çalışıyorlar. Bu işler böyle olmaz."

Dereli, sosyal medya hesabından attığı, "Bana sakın gelmeyin, sizinle çalışmam" paylaşımına da açıklık getirdi:

Bana sakın gelmeyin @TFF_Org sizinle çalışmam.

— Selçuk Dereli (@selcuk_dereli) October 21, 2021

"Zaten bize gelmezler, ama duruşumu görmelerini istedim. Ben, Türk futbolunu bu hale getiren bu zihniyet ile birlikte çalışmam. Bana Merkez Hakem Kurulu Başkanlığı teklif etseler bile, bu anlayışın olduğu bir yerde asla bulunmam. Bizim bu konudaki duruşumuz nettir. Görev beklentileriyle ne duruşumuzu, ne de beklentimizi belirleriz."