İş bırakan sağlıkçılar: Aslında toplumsal düzene biz değil, yoksulluk zarar veriyor

Radyo Sputnik’te Atilla Güner’le Akşam Postası yayınına konuk olan Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası Ankara Şubesi Başkanı Kubilay Yalçınkaya, "Polis ‘kamu düzeni’ deyip açıklama yaptırmıyor. Aslında toplumsal düzene biz değil yoksulluk zarar veriyor" açıklamasında bulundu.

İş bırakan sağlıkçıların taleplerini Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası Ankara Şubesi Başkanı Kubilay Yalçınkaya Radyo Sputnik’te Atilla Güner’le Akşam Postası’na anlattı.

Yalçınkaya, “Bizi ucuz işkolu görme eğilimindeler. Ne zaman açıklama yapmak istesek polisle karşı karşıya geliyoruz. Toplumsal düzen gerekçe gösteriliyor. Halbuki toplumsal düzene emekçilerin hareketleri değil yoksulluk, açlık hali daha ciddi zarar veriyor” dedi.

Yalçınkaya’nın açıklamalarından satırbaşları şöyle:

“Taleplerimiz dünden bugüne gelişmiş talepler değil. Yıllardır özellikle sağlık işkolunda, AK Parti döneminin sağlıkta dönüşüm programıyla beraber oluşan 'sağlık hizmet gücünü, ucuz iş gücü görme eğilimi' sonucu taleplerimiz artık içimizden gelen bir çığlık oldu. Özellikle 3600 ek gösterge de dahil olmak üzere temel ücretle ilgili birçok talebimiz vardı. Ama bu talepler her seferinde erteleniyordu ve ertelenme gerekçesi de komisyon ve bütçe gibi ortaya konuluyordu. Geçen haftaki düzenlemede gördük ki bu düzenlemeler 1 günde de 1 saatte de çıkabiliyormuş. İktidardan bu talepleri sağlıklı şekilde bizim istediğimiz düzeyde karşılanacağı konusunda şüphelerimiz var. Ama ülkemiz bir seçim dönemine girmiş durumda ve iktidarın da herkes tarafından kabul gören kamuoyundaki desteğinin azalması söz konusu. İktidar muhakkak bir hamle yapacaktır. Ancak bizim taleplerimize karşılama olasılığını düşük görüyoruz.

'Gerekçe komik'

“Biz devlet memuruyuz ve bizim maaşlarımız tek taraflı TÜİK’in belirlemiş olduğu enflasyona göre yapılıyor ki, TÜİK’in enflasyon oranı şaibeli durumda. Ülkemizde yoksulluk sınırı 10 bin lira civarında ve iktidarın vereceği zam oranları bu oranı kesinlikle yakalamayacak diye düşünüyoruz. Bizim talebimiz, çalışırken ve emeklilikte yoksulluk sınırı üzerinde bir gelir ama iktidarın bugüne kadarki icraatlarına bakınca zor gibi görünüyor.

Ne zaman basın açıklaması yapmak istesek polisle karşı karşıya geliyoruz. İstanbul’da yine benzer bir olay yaşandı. Toplumsal düzen bahane edildi. Halbuki toplumsal düzene emekçilerin hareketleri değil, yoksulluk, açlık hali daha ciddi zarar veriyor. Bizim itirazımız toplumsal düzeni bozacak bu ekonomik düzene ilişkin. Devletin karşımıza koyduğu gerekçe gerçekten komik. Pandemi gerekçesiyle toplum sağlığına zarar verdiğimiz iddiasıyla çalışmalarımız engellendi. Hakkımızda davalar açıldı. Son 3-4 aydır yoksullaşma var. Emekçilerin hareketlerini engelleyemeyeceklerini düşündükleri için tavırlarda biraz gevşeme oldu.”