Avukat Kılıç’tan muhalefetin hukuk çalışmalarına eleştiri: ‘Yaranın üstüne bant gibi’

Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem başlığı altında bir araya gelen 6 muhalefet partisinin hukukta reform çalışmalarını eleştiren Avukat Elvan Kılıç, “Muhalefetin hukuk reformu paketi, yaranın üstüne bant gibi geldi bana. Bir iyileştirme değil bence. Yargı reformu değil, radikal yargısal kararları almamız lazım her alanda” dedi.

Radyo Sputnik’te Meliha Okur’la Anlat Bana programında Avukat Elvan Kılıç, hukukta yapılması gereken reformları ve arabuluculuk sistemini değerlendirdi. Kılıç aynı zamanda muhalefet partilerinin hukukta reform çalışmalarını eleştirdi.

Hukukta Avrupa’daki örneklere yeteri kadar bakılmadan hareket edildiğini söyleyen Kılıç, “Evet bir ceza kanununu İtalya’dan alarak kanunumuza kazandırıp, iyileştirmeler yaparak hareket etmişiz. Avrupa’daki modellerde de eksiklikler var. Ancak kendi kültürümüze, kendi insanımıza uyarlayacağımız bir adalet yönetimi oluşturmamız gerekir. Mesela ABD’deki sistem Türkiye’ye uymaz. Mesela ‘jüri olsa, çıksak kendimizi savunsak’ gibi bir şey mümkün değil. Çünkü o uzun uzadıya duruşmalar alternatif uyuşmazlık çözüm yöntemlerinin ardından gelir. Oradaki adli makamlara, avukatlara verilen önem çok farklıdır. O duruşma noktasına kadar gelen süreç, inanın, her türlü alternatif uyuşmazlık yönteminin kullanılmasından sonraki süreçtir” açıklamasını yaptı.

‘Arabuluculuk sistemi ile mahkemenin yükü yüzde 10 bile olmayan bir ölçüde azaldı’

Kiralarla ilgili son zamanlarda çok daha farklı bir uyuşmazlığın çıktığını vurgulayan Kılıç, “Diyorlar ki ‘kiralar döviz paritesi sebebiyle çok arttı, ben bu kiracımı çıkarıp yerine başka bir kiracıyı alacağım’.. Bu yeni bir şey. Önceden, ‘sözleşme bitince ev sahibim beni çıkarıyor’ sözlerini çok duyardık. Şimdi hukukta öyle bir iyileştirme yapıldı ki; ‘sen beni çıkaramazsın, ben kiracıyım, böyle bir hakkım var.’ deniliyor. Ev sahibi bana, ‘ben bunu nasıl çıkarabilirim’ diye soruyor. Süreç en iyi ihtimalle iki yılda noktalanıyor. Halbuki reform dediğimiz şeyde etkin bir şekilde arabuluculuğa ihtiyacımız var. Ancak getirilen düzenlemeyi çok efektif bulmuyorum, bence doğru işletilmiyor. 2014 senesinde arabuluculuk sistemi hukukumuza girdi. Zorunlu arabuluculuk olarak, belli konularda işletiliyordu. Ticari davalarda tüketici veya iş davalarında daha geniş bir perspektife yayılmaya başladı. Mahkemenin yükü yüzde 10 bile olmayan bir ölçüde azaldı diyebiliriz. Şimdi yeni düzenlemeler yapılıyor. Tüketiciler, ticaret yapanlar, hatta boşanma davalarına kadar yayılacak. Hukukta reformun temeli alternatif uyuşmazlık çözüm yöntemleridir. Benim gözümde reform deyince aklıma ilk gelen önleyici hukuktur. O yüzden tahkim ve arabuluculuk konusunu çok önemsiyorum” şeklinde konuştu.

‘25-26 yaşında hakimlerin, savcıların mesleğe hakim-savcı olarak başlamaları doğru değil’

Avukat, hakim veya savcı dışında adli personele de çok ihtiyaç olduğunu vurgulayan Kılıç, “Hukuk bitirince ‘avukat olurum, savcı veya hakim olurum’ zihniyetini kırmamız gerekir. Sadece liyakat ölçüsünden geçebilenler avukat olabilmeli. Ben tamamıyla, baştan ayağa, çok daha yenilikçi bir reform gelmesinin gerektiğini düşünüyorum. Madem hukuk fakültesi açmayı çok seviyoruz, açın; ama herkesi avukat, hakim yapmayın. Liyakat ölçmek böyle bir şey. 25-26 yaşında hakimlerin, savcıların mesleğe hakim-savcı olarak başlamaları doğru değil. Burada tecrübe meselesi ortaya çıkıyor. Savcılık yardımcılığı, hakim yardımcılığı gelebilir belki. Herkes bir eğitilme dönemi geçirmeli. İyileştirilmiş bir yapı gelmeli. ‘Avrupa’nın en büyük adliyesi bizde’ diye övünüyoruz, ama yetmiyor şu anda. Çağlayan Adliyesi’ndeki bazı birimleri başka bir binaya taşıyorlar, ayırıyorlar. Çünkü işveren de, kiracı da; hiç kimse uzlaşma taraftarı değil. Türkiye’de herkes haklı, herkes birbiriyle kavgalı, herkesin bir sorunu var” ifadelerini kullandı.

‘Yargı reformu değil, radikal yargısal kararlar gerekli’

Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem başlığı altında bir araya gelen 6 muhalefet partisinin hukukta reform çalışmaları hakkında yorumda bulunan Kılıç, “Ben o başlıkları inceledim. Nafakayla ilgili düzenlemelerin zaten yapılması şart. Çiftlerimizi, özellikle erkekleri çok zorluyor. Bir sene evli kalıp da ömür boyu nafaka ödemesinler. Baktım, yazılanlar olursa iyi olur ama bir yapıştırma gibi bir şey görüyorum. Yaranın üstüne bant gibi geldi bana reform paketi. Bir iyileştirme değil bence. Ama bizim yarayı iyileştirmemiz gerek, benim yara bandına şu anda ihtiyacım yok. Yargı reformu değil, radikal yargısal kararları almamız lazım her alanda” dedi.