'Macron kimseyi memnun etmedi, veba ile kolera arasındaki seçimde kolerayı seçtiler'

Mine Kırıkkanat’a göre, Macron kazandı ama bu zafer kendisine ait değil. Kırıkkanat 'radikal solla alakasız bir oportünist' dediği Melenchon'un tabanının ve babasını partiden kovup kavga etse de 'damgalanmış' Marine Le Pen'e güvensizlik sonucu etkiledi. Kırıkkanat'a göre Macron artık laikliği daha da vurgulamak zorunda kalacak.

Fransa'da Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, Ulusal Cephe'nin lideri rakibi Marine Le Pen karşısında ikinci kez seçilmeyi başardı. 1969'dan bu yana kaydedilen en yüksek 'katılmayan' oranı eşliğinde gerçekleştirilen ikinci turda Macron, oyların yüzde 58.2'sini alırken Marine Le Pen, yüzde 41.8'de kaldı. 44 yaşındaki Macron, ikinci kez bu göreve seçilen üçüncü cumhurbaşkanı oldu.

Macron zafer konuşmasında, kendisine verilen oyların Le Pen yüzünden olduğunun bilincinde olduğunu söylerken, ikinci döneminde Fransa'yı yönetmek için 'yenilenmiş bir yöntem' vaadinde bulundu. Yeni döneminin çalkantılı, ancak Fransa için tarihi olacağını söyledi. Mağlubiyeti kabul eden Le Pen "Ülkenin üzerinde büyük bir özgürlük rüzgarı yükselebilirdi. Seçimler aksini belirledi. Bu gecenin sonucu kendi içinde büyük bir zafer" dedi.

Fransa seçimleri ve Macron’un zaferini Cumhuriyet gazetesi yazarı Mine Kırıkkanat ile konuştuk.

'Sonucu radikal solla ilgisi olmayan oportünist Melenchon belirledi'

Mine Kırıkkanat’a göre, Fransa tarihinin en az katılımlı seçimlerinden birisi olan bu seçimde sonucu 'radikal solla ilgisi olmayan oportünist' diye nitelediği Melenchon'un seçmenleri belirledi. Macron zafer kazanmış görünse de bu zaferin kendisine ait olmadığını söyleyen Kırıkkanat, Marine Le Pen'in partiden kovup konuşmadığı babası yüzünden 'damgalanmasının' etkili olduğu görüşünde:

“Sürpriz şu şekilde bekleniyordu. Fransa’nın solcu denilen, radikal solla bir ilgisi olmayan son derece oportünist olan Mélenchon’un seçmenleri, işaret ettiği yönde oy kullandılar. Onların yarısı Macron'a vermeyebilirdi, verdiler. Mélenchon, ‘Le Pen olmasın, kesinlikle vermeyin’ demişti. Bazı röportajlarda seçmenlerin bir kısmı sandıklara gitmemekten bahsediyordu. Zaten katılım oranında yüzde 26 düşüş yaşandı. En az katılım olan cumhurbaşkanlığı seçimlerinden birisi. Macron bir zafer kazandı, ama bu zafer Macron’un değil. Aslında Le Pen’in babasıyla aynı çizgide olmamasına rağmen, faşist damgasını haketmemesine rağmen, partiden kovduğu babasıyla da konuşmamasına rağmen babasının damgasını taşıyan Marine Le Pen’in partisine duyulan güvensizlikten doğan bir zafer. Macron buna göre hareket etmek zorunda kalacak. Şu anda Macron’un kendi oyu nüfusun yarısının çok altında. Macron kimseyi memnun etmedi aslında. Veba ile kolera arasındaki seçimde kolerayı seçtiler. Gerçek solcuların hepsi Le Pen’e karşı oy kullanmak için Macron’a verdiler.”

‘Macron Le Pen'in yükselen oy oranını hesaba katmak zorunda kalacak'

Macron’un bu durumda Marine Le Pen’in yüzde 37’den yüzde 42’ye tırmanan oyunu hesaba katacağını söyleyen Kırıkkanat, laiklik yasasının Fransızlaştırılacağını belirtti. Kırıkkanat’a göre, Macron zaten göçmen, Arap kültürü hayranı biri değil, şimdi daha sertleşecek:

“Macron bu durumda Marine Le Pen’in yüzde 37’den yüzde 42’ye tırmanan oyunu hesaba katacak. Bundan sonra laiklik yasası Fransızlaştırılacak. Göçmen Müslümanların istemlerine karşı daha sert bir tutum takınılacak. Macron eğer cumhurbaşkanlığından kovalanmak istemiyorsa, bu beş yılı bir şekilde götürmek istiyorsa ve üçüncü kez seçilmek gibi bir istemi varsa ki bu olabilir, bu milliyetçiliğe kaçan oyları hesap etmek zorunda. Yani yüzde 37’den yüzde 42’ye tırmanan bu memnuniyetsizliği ve milliyetçiliğini, yurtseverliği ön plana alan ve yabancıların kültürlerini daha fazla bozmasını istemeyen nüfusu dikkate alarak hareket etmek zorunda. Macron zaten göçmen, Arap kültürü hayranı biri değil. Şimdi daha sertleşecek. Fransa'nın önümüzdeki yıllarda laikliğe daha fazla vurgu yapmasının, kamu alanlarında olay çıkaranlara karşı daha büyük yaptırımlara gitmesini bekleyebiliriz.”

‘İkinci Dünya Savaşı sendromu yüzünden...'

Fransa’da Türkiye gibi ülkelerin anlayamayacağı bir İkinci Dünya Savaşı sendromu olduğunu söyleyen Kırıkkanat, Le Pen'e yönelen tepkinin kaynağında da bunun bulunduğu görüşünde:

“Çok uzun süre Fransa muhabirliği yaptım. En iyi tanıdığım ülke Türkiye’den sonra Fransa ve dilini en güzel konuştuğum ülkedir. Fransız kültürüyle büyüdüm. Burada Türkiye gibi ülkelerin anlamayacağı bir İkinci Dünya Savaşı sendromu var. Faşizme tepkileri İkinci Dünya Savaşı’nı geçirmemiş bir ülke gibi değil. Çok ağır tepki veriyorlar. İkinci Dünya Savaşı süresinde yaşadıkları nesilden nesile aktarılan bir kabus olarak anılıyor. Almanya’da da böyle. İkinci Dünya Savaşı’na girmemiş ülkeler ne kadar sıkıntı çekerlerse çeksinler bu psikolojiye hakim değiller. Bunu anlamakta zorluk çekebiliriz. Ama faşizmden ve Almanya’nın hükümranlığı sırasında yaptıklarından inanılmaz bir psikolojik tarih süreci."

‘Fransa’da uyum sağlayan göçmenlerle alakalı hiçbir problem yok, zaten bir göç ülkesi’

Kırıkkanat, diğer yandan göç ülkesi olan Fransa'da orduda, poliste ve kamusal alanda Arap asıllıların yer aldığını belirtirken, kültürel uyum sağlayan göçmenlerle ilgili sorun bulunmadığı, ancak geldikleri yerin değerlerini dayatanlarla ilgili sıkıntılar bulunduğunu söyledi. Kırıkkanat, din alanında ılımlı olan Fransızların bir başka 'engizisyona' boyun eğmeyeceğini dile getirdi:

"Uyum sağlayan göçmenlerle ilgili hiçbir problem yok. Orduda, poliste, kamu alanında Arap asıllılar var. Fakat bir göçmen bölümü var ki Avrupa’da en kolay alınan yabancı vatandaşlık olan Fransız vatandaşlığı almış olanları bile kendi dininde, dilinde ve örf adetlerinde diretiyor. Buna karşı bir tepki var, göçmenlere karşı değil. Zaten Fransa’nın kendisi bir göç ülkesi. Polonyalılar, Macarlar, İspanyollar, Portekiz asıllılar iltibas etmiş. Bir tek Müslüman göçmen kesiminde bir direnç var. Kendi kültürünü empoze etmeye çalışıyor. IŞİD’in döktüğü kan da bizim dışımızda Avrupa’da Fransa’da. Çok terör eylemi oldu. Bu anlamda Fransa’da bir anti İslam gelişiyor. Fransızlar çok katolik bir ülke de değil. Temeli katolik ama feci şekilde radikal katolik bulunan bir ülke değil. Dinde son derece ılımlı. Şimdi başka bir engizisyona karşılar. Macron bu memnuniyetsizliği kaale almak zorunda.”

'Emeklilik yasasını istediği şekliyle geçmeye zorlarsa isyan çıkar'

Haziran'daki parlamento seçimlerinde Le Pen'e büyük bir yönelim beklemeyen Kırıkkanat, Macron'un ise ekonomi politikalarını değiştirmek durumunda olduğu görüşünde:

“Parlamento seçimleri çok şeyi değiştirir. Çünkü cumhurbaşkanlık sistemi olmasına rağmen bizdeki gibi cumhurbaşkanının ‘Ben yaptım oldu’ ya da torba yasa düşünmemesi lazım. Her yasa parlamentoda tartışıldıktan sonra çıkar. Orada da cumhurbaşkanının birtakım KHK yayınlama hakkı var ama onu fazla kullanamaz. Fransa’da çok fazla kullanamaz, çok eleştirilen bir şeydir. Dolayısıyla önemli bir kanun çıktığı zaman parlamentoda Macron çoğunluğu elde edemezse trajik sonuçlara yol açabilir. Parlamentoda çoğunluğu kaybedeceğini sanmıyorum. Birbirlerine çok yaklaşırlar. Ama yine de Macron’un ittifakı daha ileride kazanır diye düşünüyorum. Le Pen’e oy vermeyen biri, genel seçimlerde oy vermedi. Le Pen bu yönde bir çağrı yaptı ama çok fazla izleneceğini düşünmüyorum. Macron akıllıysa ekonomi politikalarını değiştirir. Çünkü ekonomi politikaları, emeklilik yasasının onun istediği şekliyle geçmeye zorladığı takdirde isyan çıkar.”