Prof. Dr. Akdur: Maske önleminin gevşetilme zamanı doğru değil

Halk sağlığı uzmanı Prof. Dr. Recep Akdur, maske zorunluluğunun kaldırılması konusunda “Maske önleminin gevşetilmesinin zamanı doğru değil. Dünkü hükümet açıklamasından sonra ülkemizde maske idari ya da inzibati bir önlem olmaktan çıkmış, iradi bir önlem haline gelmiştir. Özellikle 65 yaş üstü mutlaka maske taksın” ifadelerini kullandı.

Başkent Üniversitesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Recep Akdur, maske zorunluluğunun kaldırılması kararını Radyo Sputnik’te Ali Çağatay’la Seyir Hali programında değerlendirdi.

Prof. Dr. Akdur, maske zorunluluğunun kaldırılmasını “Maske önleminin gevşetilmesinin zamanı doğru değil. Dünya Sağlık Örgütü bunun tersini söylüyor. Dünyanın içinde bulunduğu durum önlemlere aynı ciddiyette devam etmemiz gerektiğini söylüyor. Dün ve bugünün maske açısında ne farkı var? Dünkü hükümet açıklamasından sonra ülkemizde maske idari ya da inzibati bir önlem olmaktan çıkmış, iradi bir önlem haline gelmiştir. Bu önemini azaltmış mıdır? Hayır, aksine önemini daha da artırmıştır. Bugünden itibaren maske kullanacak insanlar geçmişte kullandığından çok daha ciddi ve titiz kullanması gerekir. Niçin? Geçmişte büyük çoğunluk taktığı için insanların o kadar büyük özen göstermesine gerek yoktu. ‘Cerrahi maske bile yetebilir’ diyorduk. Şimdi bütün toplum bu karardan sonra maske takmayacak, öyle anlaşılıyor. Sadece bilinçli, istemli, iradi olanlar takacak. Bunların da hem riski artacak hem daha titiz kullanmaları gerekecek” diye yorumladı.

‘65 yaş üstü maske takmakta kesinlikle imtina etmesinler, mutlaka maske taksınlar’

Maske kullanımının önemine dikkat çeken Prof. Dr. Akdur, maske takması gereken kişi ve durumları “Maske kullanımının önemi dünden bugüne katlanarak artmıştır. Özellikle 65 yaş üstü maske takmakta kesinlikle imtina etmesinler, üşenmesinler, mutlaka maske taksınlar. Sokağa çıkan her 65 yaş grubu evinin kapısından çıktığı andan itibaren maske takmalıdır. Aynı şekilde hayati organ sorunu olanlar kesinlikle maskesiz dolaşmasınlar. Şeker, hipertansiyon gibi kronik sorunu olanlar kesinlikle sokağa maskesiz çıkmasınlar. Onun ötesinde güvenli fiziksel mesafenin sağlanamadığı okullar, işyeri, otobüs, minibüs gibi yerlerde herkes mutlaka maske takmalıdır. Bunu bir zorunluluk ya da inzibati tedbir olarak değil, kendi hayatlarının bir önemi ve gereği olarak mutlaka yapmalılar. AVM’lerin kapısından giren herkes mutlaka maske takmalıdır. Aynı şekilde hastanenin kapısından giren herkes mutlaka maske takmalıdır” diye sıraladı.

‘Bu hastalık devam ediyor ve sürekli mutasyona uğruyor’

Prof. Dr. Akdur, Kovid-19’un yaygınlığını verilerle “Özellikle meslektaşlarımız dünden bugüne çok daha titiz maske takmalılar, biraz önce saydığım risk grupları maske kalitesini bir üst dereceye çıkarabilir. Örneğin kalp, akciğer, böbrek sorunu olanlar, diyabetliler, hipertansiyonlular N95 takarak sokağa çıkmalılar. Çünkü bu bir inzibati tedbirken büyük çoğunluk maske takıyordu, şimdi büyük çoğunluk maske takmayacak. Bu hastalık devam ediyor ve sürekli mutasyona uğruyor. Şu anda dünyada yarım milyarı aşkın insan laboratuvar pozitif Kovid geçirdi. 6 milyonu aşkın insanın laboratuvar pozitif Kovid ölümü meydana geldi. Yine bu tarih itibariyle Türkiye’ye baktığımız zaman 15 milyonu aşkın teyit edilmiş vakamız vardı. 99 bin ölümümüz oldu. Sayın Bakanımız ‘bu rakamları üçle çarpabiliriz’ dedi. Sürekli de mutasyon söz konusu olduğuna göre aynen 2020’nin başındaki gibi maskeye büyük önem verilmesini, el temizliğinin kesinlikle ihmal edilmemesini, fizik mesafenin mutlaka korunması ve bütün binaların kapı pencere açık doğal havalandırılır hale getirilmesi gerektiğini düşünüyorum” diye açıkladı.

‘Kararlar tamamen yönetimin takdiri’

Bilim Kurulu’nun idari bir kurum olduğunu söyleyen Prof. Dr. Akdur, kararların yönetimin takdirinde olduğunu “Bilim Kurulu’nda tanıdığım arkadaşlarım var. Zaman zaman ifade ettiler, ayrılanlar da oldu. Hepsi aynı fikirde değil. Bu Bilim Kurulu değil. Bu idari bir kurum, bakanlığın kendi seçtiği, topladığı ve akredite ettiği insanlardan oluşan bir kurumdur. Bunların tavsiyesi bir bilimsel tavsiye olmakla birlikte idare buna isterse uyuyor istemezse uymuyor. Dolayısıyla bunun bizim anladığımız bir bilim kurulu olmaktan çok öte bir idari kurumdur. Yönetime bazı istişarelerde bulunma şansı tanıyor ve bu istişareler oy birliği ile alınmıyor. Çok ciddi endişelerini dile getirerek karşı çıkan arkadaşlarımız oluyor, kararlar tamamen yönetimin takdiri” diye ifade etti.