Sağlıkta şiddet: 'Yurtdışına giden doktorlar huzur içinde, biz öldürülme korkusuyla çalışıyoruz'

Kars Harakani Devlet Hastanesi'nden geçici olarak Kafkas Üniversitesi Sağlık Araştırma ve Uygulama Hastanesi'nde görevlendirilen kalp damar cerrahi uzmanı Dr. Murat Ersoy, evinin önünde bıçakla yaralandı. Ersoy'un meslektaşı Dr. Artaç, sağlıkta şiddetin tüm çalışanları ve ailelerini tedirgin ettiğini söyledi.

Kars’ta hastane çıkışı, ‘İşinizi düzgün yapacaksınız’ diyerek silahla tehdit edilmesinin ardından Pazartesi günü bıçakla yaralanan doktor Murat Ersoy’un çalışma arkadaşı, yaşanan olaya tepki gösterdi. Radyo Sputnik Atilla Güner’le Akşam Postası programına konuk olan Dr. Öğretim Üyesi İnanç Artaç, “Doktor Murat daha çok insanı sağlığına kavuşturmak için devlet hastanesinden üniversite hastanesine geldi. Böyle bir doktorun başına bu olay geldi. Herkes çok tedirgin’’ dedi.

Dr. Öğretim Üyesi İnanç Artaç’ın konuşmasının satır başları şöyle:

‘Halka daha fazla hizmet vermek amacıyla buraya gelmişti’

“Dr. Murat Ersoy devlet hastanesine zorunlu hizmet için geldi. ‘Burada ameliyat yapamıyorum, halka hizmet veremiyorum’ deyip meslek aşkıyla insanlığa faydalı olmak amacıyla üniversite hastanesine geçici görev aldı. ’Doğu’da 2-3 sene takılır, gezerim’ kafasından ziyade, insanlar tedavi olmak için başka yerlere gitmesinler deyip burada hizmete başladı. Ve bu talihsiz olay oldu. Cuma günü hastane çıkışında silahla tehdit ediliyor ve pazartesi günü eve giderken bıçaklanıyor. Şu an sağlık durumu iyi, taburcu edildi. Emniyet saldırganı arıyor. Emniyetin müthiş çabasına rağmen hâlâ saldırganın kim olduğu ve neden yaptığı belirlenemedi. Cuma günkü saldırganın, ‘işinizi düzgün yapacaksınız’ şeklinde bir beyanı olmuş. Doktor arkadaşımızın söylediğine göre saldırgan şapkalı, cerrahi maske ve gözlük kullanan birisi”

“Yurtdışına giden sağlıkçılar çok para kazanmak için değil kendilerine ve çocuklarına iyi bir gelecek sağlayabilmek, huzurlu çalışabilmek adına gidiyorlar. Ben de ‘Acaba öldürülecek miyim?’ diye düşünüyorum. Giden arkadaşlarımla da konuştum ve bana, ‘sistem çok güzel işliyor ve ben o sistemin içerisinde bir şekilde entegre oluyorum. Huzurlu, mutlu bir hayat sürüyorum’ dediler. Murat Bey’in psikolojisini düşünebiliyor musunuz? Tekrardan aynı psikolojiye dönemez. Artık aynı şekilde mesleğini de yapamaz. Ben, benimle beraber çalışanlar ya da hastanedeki bütün sağlıkçılar bu psikolojide. Biz bu şekilde nasıl hizmet verebiliriz? Hepimiz sendikalıyız, hepimiz sesimizi duyurmaya çalışıyoruz. Zamanında iş bırakma eylemi de yaptık ama gelen bir kalp hastasına iş bırakma eylemi yaptık diyemezsiniz vicdanen diyemezsiniz. İşi nasıl bırakabilirsiniz? Kalp krizi geçirirse geçirsin diye bir şey yok’’.

’30 gün boyunca icap nöbetleri için aldığımız ücret 1400 lira’

“Ben zorunlu hizmet için gittiğim yerde tek icapçıydım. İcap nöbetinde 30 gün boyunca her an telefonunuz çalabilir ve her an hastaneye gitmek zorunda kalabilirsiniz. Gece ya da gündüz fark etmiyor. 30 gün boyunca icap nöbetleri için aldığımız ücret 1400 lira. Kamuda performans sistemine dayalı doktorlar dışında çalışan herhangi bir branş yok. Hastalarıma randevu zamanı geldiğinde 30 dakika bakmak istiyorum deme şansınız yok. Ben kardiyoloji uzmanıyım ve hastanın muayenesi 10 dakikaya sığmaz. Hastayı tanıma süremiz zaten 10 dakikamızı alıyor. Sistem otomatik olarak 10 dakikada bir hasta bakmak zorundasınız diyor. Randevu alıp gelen bir hastaya arabası var mı diye sordum. Arabasını muayeneye götürünce ne kadar sürede bakıyorlar diye sorduğumda 30 dakika diyor. Vatandaş, arabadan değersiz mi? neden 30 dakika verilmiyor? Ben, devletin bana tahsis ettiği devlet hastanesinde devletin sigortasıyla gelmiş hastalara bakıyorum. Hangi hekim hastası zarar görün ister? Şiddet, yaralamak, öldürmeye çalışmak.. Kabul edilebilir bir şey değil. Gözaltına alınıyorlar sonrasında serbest bırakılıyorlar. Diyorlar ki ‘ben doktoru döverim nasıl olsa akşam serbest bırakılırım’. Yasaların caydırıcı olması gerekiyor. İngiltere ya da Amerika’da herhangi bir doktoru döverseniz sağlık hizmetiniz elinizden alınır ya da daha ciddi yaptırımlarla karşılaşırsınız"

‘Hepimiz tedirginiz’

“Benim arkadaşım bıçaklandı ve ben kendim için tedirginim, eşim tedirgin. Aynı durumda ben de olabilirdim. Hiçbir doktor hastası ölsün istemez. Mesleklerini bırakan arkadaşlarımız var ve bizler de yeri geliyor bırakmayı düşünüyoruz. Uzmanlık sınavına giren sağlıkçılar kadın doğum, genel cerrah ve çocuk hastalıklarını tercih etmiyor çünkü çok yoğun ve hak ettikleri alamıyorlar. Doktorlar açgözlü paraya doymuyorlar deniliyor. Kars -30 derece. Geceleyin dişlerim titreye titreye arabaya binip hastaneye geliyorum ve benim aldığım para 30 lira. Bana hak gördükleri para bu kadar. Ben doktora öğretim üyesiyim, 10 yıllık memurum benim aldığım ücret 14 bin lira”