00:00
01:00
02:00
03:00
04:00
05:00
06:00
07:00
08:00
09:00
10:00
11:00
12:00
13:00
14:00
15:00
16:00
17:00
18:00
19:00
20:00
21:00
22:00
23:00
00:00
01:00
02:00
03:00
04:00
05:00
06:00
07:00
08:00
09:00
10:00
11:00
12:00
13:00
14:00
15:00
16:00
17:00
18:00
19:00
20:00
21:00
22:00
23:00
HABERLER
07:00
5 dk
HABERLER
09:00
5 dk
HABERLER
11:00
5 dk
DÜNYA HABERİ
11:10
11 dk
PARANIN HAREKETİ
11:30
10 dk
HABERLER
12:00
6 dk
HABERLER
15:00
4 dk
HABERLER
16:00
5 dk
HABERLER
17:30
12 dk
HABERLER
18:00
11 dk
HABERLER
19:00
11 dk
HABERLER
07:00
6 dk
HABERLER
09:00
5 dk
HABERLER
11:00
5 dk
HABERLER
12:02
4 dk
ANKARA FARKI
İran'ın İsrail'i vurması ne anlama geliyor?
15:01
55 dk
HABERLER
16:00
6 dk
HABERLER
17:30
12 dk
HABERLER
18:00
10 dk
SESLİ HABER
‘Tüm hipersonik füzeler İsrail’deki hedefleri vurdu’
19:35
1 dk
SESLİ HABER
Biden’ın neden konuşmadığı açıklandı
19:52
2 dk
SESLİ HABER
İsrail’den İran’a karşı saldırı gelecek mi?
20:14
2 dk
SESLİ HABER
‘Saldırı, ülkedeki birlik beraberliği pekiştirdi’
20:23
2 dk
SESLİ HABER
Askeri uzman: Demir Kubbe etkilenebilir
20:34
2 dk
DünBugün
Geri dön
Adana107.4
Adana107.4
Ankara96.2
Antalya104.8
Bursa101.4
Çanakkale107.2
Diyarbakır89.6
Gaziantep104.3
Hatay106.1
İstanbul97.8
İzmir91.0
Kahramanmaraş92.3
Kayseri105.5
Kocaeli90.2
Konya88.6
Malatya106.0
Manisa101.0
Mardin92.2
Ordu99.6
Sakarya90.2
Samsun107.7
Sivas104.2
Şanlıurfa95.3
Trabzon102.4
Van88.0
İstanbul - Boğaz - Martı - tekne - köprü - Sputnik Türkiye, 1920
TÜRKİYE
Türkiye'de yaşanan önemli gelişmeler, son dakika haberleri ve güncel tartışmalar

Araştırma: Her 10 öğrenciden 7’si oy tercihinin seçim vaatleriyle değişebileceğini söylüyor

© AAÜniversitelerde boş kontenjan
Üniversitelerde boş kontenjan - Sputnik Türkiye, 1920, 09.06.2022
Abone ol
Türk Eğitim Derneği’nin düşünce kuruluşu TEDMEM’in yaptığı araştırmaya göre, 18-24 yaş aralığındaki gençlerin yüzde 57’sinin seçim vaatleriyle oyu değişebilir. Her 10 öğrenciden 7’si oy tercihinin seçim vaatleriyle değişebileceğini söylüyor ve her 3 kişiden 2'si para ve statü sahibi olmak için iyi bir eğitimin şart olduğunu ifade ediyor.
Türk Eğitim Derneği, bünyesinde yer alan düşünce kuruluşu TEDMEM, toplumun gözünde eğitimi konumlandırmak, toplumun siyasetten eğitimle ilgili beklentilerini somutlaştırmak, eğitimin toplum ile siyaset arasındaki ilişkide oynadığı rolü tanımlamak üzere ‘Siyasi Partilerin Eğitim Vaatlerinin Seçmen Tercihlerindeki Rolü Araştırması’ başlıklı bir rapor hazırladı. Araştırma, ‘Seçimin kaderi eğitim vaatlerine mi bağlı?’ sorusu üzerinden çeşitlendirildi.
Araştırma kapsamında siyasetin gözünden eğitimi anlayabilmek amacıyla 1950'den itibaren 90'a yakın seçim bildirgesi incelenerek, 70 yıllık tarihsel bir süreçte eğitim vaatlerinin genel eğilimleri ortaya kondu. Saha çalışmaları KONDA Araştırma ve Danışmanlık tarafından yapılan araştırma, Türkiye'deki seçmen nüfusunu temsil edecek 3 bin kişiyle gerçekleşti. Araştırmanın sonuçlarını TEDMEM Koordinatörü Dr. Sabiha Sunar ve Türk Eğitim Derneği Genel Başkanı Selçuk Pehlivanoğlu paylaştı.

18-24 yaş aralığındaki gençlerin yüzde 57’sinin seçim vaatleriyle oyu değişebilir

Yapılan araştırmanın sonuçlarına göre, eğitim, ekonomiden sonra ilk sırada geliyor ve 18-24 yaş aralığındaki her iki gençten biri eğitim sistemine öncelik verilmesini istiyor. Araştırma kapsamında verilen yanıtlara göre, Türkiye genelinin yüzde 45'inin seçim vaatleriyle oyu değişebilirken, 18-24 yaş aralığında bu oran yüzde 57 olarak görülüyor. Oy değiştirme konusunda daha az esnek olan taraftar ve liderci seçmen gruplarında dahi her beş kişiden en az biri seçim vaatleriyle oyunun değişebileceğini ifade ediyor.

Araştırmaya göre, işsizlerin yüzde 50'sinin seçim vaatlerine göre oyunun değişebileceği görülüyor

Seçim vaatleriyle oy tercihini değiştirmeye en yakın grup öğrenciler. Rapora ve kamuoyu araştırmasına göre, her 10 öğrenciden yaklaşık 7'si oy tercihinin seçim vaatleriyle değişebileceğini ifade ediyor. Meslek gruplarına göre incelendiğinde ise beyaz yaka çalışanların yüzde 48'inin, işçi, esnaf ve çiftçinin yüzde 40'ının, emekçilerin yüzde 35'inin, ev kadınlarının yüzde 41'inin, işsizlerin ise yüzde 50'sinin seçim vaatlerine göre oyunun değişebileceği görülüyor. Toplumun yüzde 56'sı, gençlerin ise yüzde 67'si eğitimi düzelteceğine inandığı siyasetçi için oyunu değiştirebileceğini söylüyor.

Yüzde 34 eğitimin kendisine hiçbir şey katmadığını düşünüyor

Araştırma verilerine göre toplumun yalnızca yüzde 17'si eğitim sisteminin iyi veya çok iyi olduğunu düşünürken, ​toplumun yarısından fazlası ise eğitim sisteminin kötü veya çok kötü olduğunu, ​18-24 yaş aralığındaki gençlerin yalnızca yüzde 7'si eğitim sisteminin iyi veya çok iyi olduğunu, ​her 10 gençten en az 7'si ise eğitim sisteminin kötü veya çok kötü olduğunu düşünüyor. Katılımcıların yüzde 34'ü aldığı eğitimin kendisine bir şey katmadığını belirtirken, eğitimin kendi çocuğuna bir şey katmayacağını düşünenlerin oranı ise yüzde 16.

Her 3 kişiden 2'si para ve statü sahibi olmak için iyi bir eğitimin şart olduğunu ifade ediyor

Araştırma kapsamında her 10 kişiden 8'i ancak eğitim seviyesi yükselirse Türkiye'nin güçlü bir ülke olacağını düşünürken, her 3 kişiden 2'si para ve statü sahibi olmak için iyi bir eğitimin şart olduğunu ifade ediyor. ‘Çocuğumun eğitime devam edebilmesi için gerekirse her türlü rahatlıktan vazgeçerim’ diyenlerin oranı yüzde 85. Her 10 kişiden 9’u her çocuğun nitelikli eğitim almasının başka hiçbir kuruma bırakmaksızın devletin sorumluluğunda olduğunu düşünüyor.

Araştırmaya göre, toplumun yüzde 90’ından fazlası ebeveynlerinin gelir ve mesleğinden bağımsız her çocuğun nitelikli eğitim almasını önemli buluyor

Araştırma verilerine göre toplum ve gençlerin en az yüzde 90’ı kaliteli eğitimin parasız olmasını, kızların eğitime katılımını artırmak için teşvikler gerçekleştirilmesini, anne babasının gelir ve mesleğinden bağımsız her çocuğun nitelikli eğitim almasını, mesleki eğitimin güçlendirilmesini, öğrencilerin iş dünyasına hazırlanacak şekilde yetiştirilmesini, eleştirel düşünme, sorgulama ve problem çözme becerilerine sahip gençler yetiştirilmesini ve her öğrencinin teknoloji eğitimi almasının sağlanması vaatlerini çok önemli buluyor.

Toplumun yüzde 43’ü, gençlerin ise yüzde 52’si eğitim sisteminde en fazla sorunun lisede olduğunu savunuyor

Araştırmada sorulan ‘Türkiye’de eğitim sisteminin sorunlarının en fazla olduğu birimler’ sorusuna katılımcıların yüzde 43’ü lise, yüzde 33’ü devlet üniversiteleri, yüzde 23’ü ilkokul, yüzde 18’i ortaokul, yüzde 15’i meslek okulları, yüzde 8’i özel/vakıf üniversiteleri, yüzde 8’i akademik kariyer ve yüzde 4’ü ise anaokulu cevabını verdi. Yüzde 8 de, eğitim sisteminde bir sorun olmadığını söyledi. 18-24 yaş arasının verdiği cevaplara göre, yüzde 52 en fazla sorunun lisede olduğunu düşünürken, yüzde 41 devlet üniversitelerinde sorun olduğunu söylüyor. En fazla sorunun ilkokul ve ortaokulda olduğunu düşünenler yüzde 18 olurken, yüzde 17 meslek okulları olduğunu söylüyor. Eğitim sisteminde sorun olmadığını söyleyenlerin oranı da yüzde 3.

‘Eğitim, siyasetin ezberlenmiş denklemlerini bozabilir’

Türk Eğitim Derneği Genel Başkanı Selçuk Pehlivanoğlu, araştırmayla ilgili “Seçimler, ülkelerin kaderini değiştirir. Seçimler, gelecek nesillerin dünyaya açılan kapısını etkiler. O nedenle siyasilerin en büyük yükümlülüğü, genç nesillere sunacakları vaatlerde gizlidir. Tam bu noktada Türkiye yeni bir seçim sürecine hızla yaklaşırken, biz de ömrünü genç nesle, çocuklarımızın nitelikli eğitimine adamış, 94 yıllık bir sivil toplum kuruluşu olarak sorumluluğumuzu yerine getirmek istedik. Üç nesli aynı sandıkta buluşturacak seçim sürecinde, eğitim taahhütlerinin ne kadar etkili olacağını gözlemlemek amacıyla bu araştırmayı yapmayı bir ülke görevi bildik. Farklı seçmen profilleri ile gerçekleştirilen derinlemesine görüşmelerle seçmenlerin zihin haritalarını çıkardık. Ulaştığımız sonuç tartışma götürmez bir netlikteydi. Eğitim, siyasetin ezberlenmiş denklemlerini bozabilir” ifadelerini kullandı.

‘Bugün liselerin Türkiye’deki işlevi üniversite sınavına girme pasaportu vermektir’

Pehlivanoğlu “Gençlerin hiçbir umudu kalmamış vaziyette. Bugün liselerin Türkiye’deki işlevi üniversite sınavına girme pasaportu vermektir” ifadelerini kullanarak şunları söyledi:
“Ama liselerle ilgili çok daha büyük bir sorunumuz var. 2020-2021 örgün öğretim istatistiklerine göre, liselerin tamamında 6 milyon 318 bin 602 öğrenci var. 1 milyon 452 bin 331 öğrenci açık liseye gidiyor. Açık liseye gidenlerin sayısı 55 bin 875’ten 306 bin 968’e çıktı. Dolayısıyla çok yakın bir sürede Türkiye’de en büyük lise türü açık lise olacak. Bu ciddi anlamda adaletsizliği de getiriyor. Çünkü okul başarı puanının çok önemi var ve burada okul başarı puanını yüksek tutturmak çok basit. Geldiğimiz noktada fen lisesi mezunu her 2 gençten 1’i hiçbir 4 yıllık üniversiteyi kazanamıyor. Üniversiteye gitmek yerine aynı parayla iş kurmak toplumun yüzde 34’üne, gençlerin ise 45’ine cazip geliyor. Bu aslında güvenin ne kadar aşağıya indiğinin bir göstergesi. Bunun nedeni ise genç işsizliğin artması. İŞKUR’un İş Piyasası Analizi 2021’in verilerine göre, Türkiye’de açık iş pozisyonlarının yüzde 32’sinde herhangi bir eğitim düzeyi aranmamakta. İlk defa geçen sene üniversite mezunlarının işsizlik oranı, geçen sene, lise mezunlarının üzerine çıkmıştır.”

‘Kademeler arası sisteminin rekabetçi, sınav ve fırsat eşitsizliklerini pekiştiren yapısını değiştirmeye kapsamlı somut eğitim politikaları hazırlanmalıdır’

Raporun sonunda, Türkiye’nin eğitim sistemine yönelik önerilerde de bulunuluyor. Buna göre “Siyasi partiler, toplumun geneli için en önemli meselelerden biri olan eğitime yönelik vaatlerini gerçekçi, sınırları belirlenmiş ve çözüm odaklı bir şekilde ele almalıdır. Siyasi partilerin eğitime verdiği önem, söylemlerle sınırlı kalmamalıdır. Eğitime ilişkin vaatlerin gerçekleştirilme durumlarının izlenebilir oluşuna önem verilmelidir. Siyasi partiler, her seçmen tipinde oy tercihini değiştirebilecek kitlelerin olduğunu göz önünde bulundurmalıdır.
Eğitime ayrılan bütçenin niceliksel artışıyla yetinilmemelidir. Eğitim sisteminin öncelikli ihtiyaçlarını karşılamaya yönelik bir kaynak planlaması yapılmalıdır. Eğitime ayrılan kaynaklar, eğitimde fırsat eşitliğini sağlamaya ve niteliği artırmaya yönelen verimli bir planlamayla kullanılmalıdır. Eğitim sisteminin ihtiyaçları ve sorunlarına yönelik kaynak israfına ve verimsizliğe yol açan geçici çözüm önerilerinden kaçınılmalı, sürdürülebilirliğe yönelen bir politika yapım süreci benimsenmelidir.
Eğitim sisteminin sınav ezbere yapısını ortadan kaldıracak bir yapılandırmaya gidilmelidir. Kademeler arası sisteminin rekabetçi, sınav ve fırsat eşitsizliklerini pekiştiren yapısını değiştirmeye kapsamlı somut eğitim politikaları hazırlanmalıdır. Üniversitelerin niceliksel gelişiminden ziyade niteliksel ön planda tutulmalıdır.
Öğretmenlik mesleğinin değerini ve itibarını artıracak, öğretmenlerin özlük hakları ile çalışma koşullarını iyileştirecek politikalar benimsenmelidir. Öğretmenlik mesleğinin itibarını artırmak amacıyla ülkenin öğretmen ihtiyacı ile uyumlu politikalar benimsenmelidir. Eğitim politikaları toplumun en önemli beklentilerinden olan fırsat eşitliğini sağlamaya yönelik somut adımlar içermelidir. Eğitim politikaları ve vaatleri, eğitim-istihdam ilişkisini güçlendirecek somut adımlar üzerinden yapılandırılmalıdır. Toplumun öncelikli gördüğü konulardan biri olan mesleki eğitim, nitelik odaklı ve bütüncül bir yaklaşımla ele alınmalıdır. Siyasi partiler, seçmen kitlesinin kendilerinin ve çocuklarının istediği eğitimi alamamasına yönelik taşıdığı kaygıyı giderebilecek politika önerileri geliştirmelidir” ifadeleri yer alıyor.
Haber akışı
0
Tartışmaya katılmak için
giriş yapın ya da kayıt olun
loader
Sohbetler
Заголовок открываемого материала