“ABD’nin ‘yeniden düzen verme’ hamlesi öncesi Libya ve Suriye, barış içinde yaşayan ve gelişmekte olan ülkelerdi. Bugün yüz binlerce profesyonel terörist, Ortadoğu’daki milyonlarca mülteci ve kurban, ABD’nin yönetim kapasitesinin en iyi göstergesi oldu” ifadelerini kullanan Korolenko’ya göre Rasmussen, ABD’ye olan hayranlığını ortaya koyarken Rusya, Çin ve büyük Avrupa ülkeleri gibi dünya güçlerini görmezden geliyor.
'YENİ BİR DİN GİBİ'
Eski NATO Genel Sekreteri’nin ABD’ye olan sevgisini ‘yeni bir dine’ benzeten Korolenko, Ramussen’in ‘dünya polisliğinden’ kastının ABD’nin tüm dünyayı baskı altına alması olduğunu kaydetti. Rasmussen’in Rusya’nın ABD’nin etkisini azaltmaya çalıştığı yönündeki görüşüne de karşı çıkan Korolenko, şunları yazdı:
“Rusya, geniş toprakları ve sonsuz doğal kaynaklarıyla kendi gücüyle ayakta duran bir ülkedir. Rusya ABD’nin zayıflatılmasıyla ilgilenmez. Ancak egemenliğini ve bütünlüğünü korumaya, provokasyonlara karşı sınırlarını güvence altına almaya kararlıdır. Tıpkı Çin, Hindistan ve İran gibi diğer küresel güçlerin yaptığı üzere."
Korolenko, ABD’nin başka üşkelerin iç işlerine karıştığına ve diğer ülke liderlerini ‘diktatör’ olarak tanımlayarak rejim değişikliğini amaçladığına da dikkat çekti.
'HİÇBİR ÜLKE BÖYLE BİR YETKİYE SAHİP DEĞİL'
ABD’li yazar Daniel Larison da, “ABD neden dünyanın polis gücü olamaz ve olmamalıdır” başlıklı makalesinde, “Hiçbir ülkenin hükümeti böyle bir şeyi yapma yetkisine sahip değildir” ifadelerini kullandı. Larison, “Dünyanın büyük bölümü istediğini yapabilecek bir küresel polis istemiyor” diye yazdı.