Son 40 yılın en büyük doğal felaketi olarak kayıtlara geçen afet, aralarında Endonezya, Tayland, Hindistan, Sri Lanka, Bangladeş, Myanmar, Malezya ve Maldivler'in de olduğu 14 ülkede büyük tahribatta yol açıp 5 milyona yakın insanı da evsiz bıraktı.
Hint Okyanusu depremi ve tsunami felaketinin 10. yılında felaketten etkilenen Asya ülkelerinde bugün çeşitli anma törenleri düzenlendi. Tsunaminin en fazla vurduğu Endonezya'nın Açe bölgesinde yaşayan insanlar sabahın erken saatlerinden itibaren camilerde toplanarak felakette hayatını kaybedenler için dua etti. Uzmanlar tarafından şiddeti 9,1 ila 9,3 arasında ölçülen ve bugüne kadar kaydedilen depremler içinde en güçlü 3. sarsıntı olma özelliğini taşıyan 2004 Hint Okyanusu depreminin merkez noktasına en yakın bölgede bulunan Açe'de 170 bin kişi yaşamını yitirdi. Felaketin kurbanları için ülkede hazırlanan mezarlıklardan birinde düzenlenen anma törenine katılan Devlet Başkanı Yardımcısı Yusuf Kalla, tüm kurbanlar için dua etti. Felakette iki çocuğunu kaybeden Kalla, evlatlarının bulunup bulunmadığını ve nereye defnedildiklerini aradan geçen 10 yıla rağmen halen bilmiyor.
Başkent Banda Açe'de bulunan Büyük Cami'nin imamı Osman İsmail, konuya ilişkin olarak verdiği demeçte, tsunami felaketinin kendileri için çok büyük bir ders olduğunu, 30 yıl boyunca silahlı çatışmaların hiç dinmediği Açe'de felaketten sonra herkesin barış içinde yaşamaya başladığını söyledi.
19. yüzyılda inşa edilen Büyük Cami, tsunamiden sonda Açe'de ayakta kalabilen ender yapılardan biri olurken, felaketin vurduğu bir başka ülke olan Hindistan'ın güneyindeki bir Ortodoks kilisesi de etrafından geçen dev akıntılara karşı koymayı başarmıştı.
ERKEN UYARI SİSTEMİ FAALİYETE GEÇTİ
Bölgede bulunan pek çok ülke tsunaminin ardından erken uyarı sistemleri kurmak için faaliyete geçti. Ancak bugün gelinen noktada söz konusu sistemlerin sadece Endonezya'da aktif durumda olduklarını, afetten etkilenen diğer ülkelerin ise aradan 10 yıl gibi bir süre geçmesine rağmen bu alanda ciddi bir ilerleme kaydedemedikleri görülüyor.
Erken uyarı sistemleri konusunda sınıfta kalan ülkelerden biri de Hindistan… Tsunami nedeniyle 16 bin kişinin hayatını kaybettiği ve 150 binden fazla konutun da kullanılmaz hale geldiği ülkede felaketten en fazla etkilenen Nagapatnam eyaletinde 6 binden fazla insan dev dalgaların yarattığı akıntılar sebebiyle ölürken, 200 kadar çocuk da öksüz ve yetim kaldı. Hindistanlı uzmanlar risk altında bulunan bölgelerde halen bir acil eylem planı hazırlanmadığı konusunda uyarıda bulunurken, konuya ilişkin olarak görüşlerine başvurduğumuz Rusya Stratejik Araştırmalar Merkezi uzmanlarından Ajdar Kurtov, mevzubahis sıkıntının sadece Hindistan'a özgü olmadığını söylüyor:
"İMKANLAR SINIRLI…"
‘‘Asya'da bulunan pek çok ülkenin mali imkanları oldukça sınırlı. Bu sebeple erken uyarı sistemlerinin kurulumu için gereken kaynakları ayırma konusunda ciddi sıkıntı yaşıyorlar. Bu sistemlerin küçük kentlere ve köylere kurulması ise zaten çok zor… Tsunaminin vurduğu ülkeler kendi erken uyarı sistemlerini faaliyete geçirmek için kolları sıvamıştı. Bir noktaya kadar da ilerlemeyi başardılar. Ancak gelinen noktada bir hususun önemle vurgulanması gerektiği kanaatindeyim… Benzer bir felaketin yaşanması durumunda yapılan bu çalışmalar sayesinde olası ölümlerin bir miktar önünde geçilecektir. Ancak eksiklikler dolaysıyla her halükarda ciddi kayıplar yaşanacaktır."
Depremin yarattığı dev dalgaların sebep olduğu felaketten 3 yıl sonra UNESCO'nun katkıları ile Hint Okyanusu'na bir erken uyarı sistemi kuruldu. Olası depremlerin gerçekleşmesinden 10 dakika sonra yaklaşan dalgalar konusunda uyarı yapabilen sistem kısa bir süre önce 24 ayrı ülkede eşzamanlı olarak düzenlenen tatbikatlarda test edildi. Tatbikatta verilen deprem alrmının ardından acil kurtarma ekipleri görev yerlerine zamanında ulaşmayı başardı. Öte yandan, çalışmalara iştirak eden bazı ülkeler ise söz konusu tatbikatlara sivil vatandaşları ve yabancı turistleri de dahil etti.
Meseleye ilişkin olarak BM ve ASEAN tarafından yakın zamanda organize edilen seminere katılan uzmanlar da Asya'nın benzer bir felakete tam olarak hazır olmadığı sonucuna vardı. Fakirlik, hızlı nüfus artışı, plansız kentleşme, doğal kaynakların giderek azalması ve iklim değişiklikleri gibi önemli sorunlar da söz konusu devletlerin doğal afetlere karşı yeterli derecede önlem almasını zorlaştıran önemli etkenler arasında yer alıyor.