ATİNA VE BRÜKSEL İÇİN KARAR ANI
Rozakos'a göre pazar günü, 5 yıl boyunca gündemde olan sıkı kemer sıkma politikalarının ve 5 aydan beri Yunanistan'ın yeni kabinesiyle kreditörler arasında sürdürülen müzakerelerin bitiş noktasını teşkil ediyor. Pazar günü Atina ve Brüksel açısından ‘karar anı'. Ya Yunanistan ve kreditörler ülkeyi Euro birliği içerisinde tutacak yeni bir borç anlaşması için karar birliğine varacaklar ya da iki taraf için de sancılı bir boşanma davası ile karşı karşıya kalacaklar.
Rozakos, yabancı aktörlerin olumlu demeçleri, Yunanistan'ın Avrupa Destek Mekanizması'na (ESM) başvurusunun kabulü ve Yunanistan'ın iç siyaset sahnesindeki dirsek temaslarının borç anlaşması için umutları arttırdığını vurguladı.
Ancak ne var ki, bir takım etmenler Yunanistan halkını karamsarlığa itmeye devam ediyor. Rozakos da, bu konuda şu önemli noktanın altını çiziyor: "Yeni kemer sıkma önlemlerinin ağır faturası, Yunanistan kabinesi içerisindeki hassas dengeler ve dışta borç anlaşmasının imzalanmasını istemeyen çevreler şu an itibariyle anlaşmanın önündeki en büyük engeli teşkil ediyorlar."
Rozakos'a göre, dışta bir takım aktörler Yunanistan örneğini kullanıp ekonomik zorluklarla karşı karşıya olan diğer ülkelere baskı uygulamayı istiyor. Bu durum Euro birliği içerisinde Atina gibi benzer sorunlarla karşı karşıya olan ülkeler için geçerli. Yunanistan'ın ‘cezalandırılması' yoluyla, kreditörler diğer ülkelere mesaj göndermek istiyorlar. Rozakos'un ‘drahmi lobisine' getirdiği yorum bu yönde.
Rozakos'a göre perşembe itibariyle Yunanistan'ı pazartesi'nden sonra bekleyen senaryolar için bir öngörüde bulunmak oldukça zor. Rozakos, "Kesinlikle altını çizebileceğimiz tek bir husus var" deyip şu yorumda bulundu: "Anlaşma olsun olmasın, pazartesi günü Yunanistan'daki siyasi, ekonomik ve sosyal durum çok farklı olacak. Daha açıkça belirtecek olursak, şu an Yunanistan'ın önünde iki şık bulunuyor. Ya çok zor bir anlaşma ya da Pandora'nın kutusunu açacak olan çözümsüzlük."