DİSK'in Taksim tereddüdü

1 Mayıs İşçi Bayramı yaklaşırken Taksim'e yönelik tartışmalar hızlandı. DİSK, KESK, TTB ve TMMOB 1 Mayıs'ın Taksim'de kutlanması için hükümete başvuru yapacak. Genel kanı ise izin çıkmayacağı yönünde.

1 Mayıs'ın nerede kutlanacağı tartışmaları sürürken, DİSK Başkanlar Kurulu 'Taksim' dedi. RS FM'de Yavuz Oğhan'ın hazırlayıp sunduğu 'bidebunudinle' programında konuşan DİSK Başkanı Kani Beko, Taksim için hükümete başvuru yapacaklarını söyledi. Beko, üstü örtülü bir şekilde, başka yerde kutlanacak partilerin ve diğer bileşenlerin de katılacağı 1 Mayıs için de sinyal verdi.

​Beko, "DİSK Başkanlar Kurulu'nda Taksim başta olmak üzere Türkiye'nin tüm alanlarında kutlama kararımız var. Basın açıklamasında ayrıntılı olarak yapılacak etkinleri anlatacağız. 1 Mayıs'ı işçilerle birlikte Taksim'de kutlamak istiyoruz. Bunu İstanbul Valiliği ve İçişleri Bakanlığı ile gerekirse Başbakan ile de görüşeceğiz. CHP'nin almış olduğu karara saygı duyarım; ancak DİSK, KESK, TMMOB, TTB gibi önemli konfederasyonlar da var. Bu konfederasyonların birlikte alacağı kararlar çerçevesinde önümüzdeki dönemlerde partilerin de, sivil toplum kuruşlarının da yer aldığı 1 Mayıs'ı omuz omuza birlikte şenlik havasında kutlamak istiyoruz" dedi.

​'TAKSİM YASAĞI HUKUĞA AYKIRI'

Gözler şimdi hükümetin vereceği kararda. Kani Beko, Taksim Meydanı'nın yasaklanmasının hukuğu çiğnemek anlamında olduğunu söyleyerek, daha önce verilen AİHM kararını hatırlattı:

"2010, 2011, 2012 yılında tek bir kişinin burnu bile kanamadı. Taksim'de kutlanan 1 Mayıslarda hükümetin icraatlarının eleştirilmesinin ardından 2013'te yasaklandı. Bu özgürlüğün gaspıdır. Hukuğu hiçe saymaktır. Meydanın yasaklanmasına yönelik AİHM kararları vardır. Bu karara göre Taksim'de kutlama yapmak hak ve sorumluluktur."

'MÜLTECİLER UCUZ İŞ GÜCÜ OLARAK GÖRÜLÜYOR'

Türkiye'nin geçtiği süreci de eleştiren Kani Beko, "Baskı, terör, savaş ortamında yıldırılmak istenen milyonların iş ve yaşam güvenliği giderek daha da yok edilmektedir. Emperyalist güçler kendi yarattıkları sorunun sonuçlarıyla yüzleşmemek için Türkiye'yi yönetenlerle pazarlık yürütmekte. Evleri yakılıp yıkılan milyonlarca mülteciyi sınırımızda tutmak için milyonlarca euro ödemeyi kabul ediyor. Türkiye'deki her türlü anti demokratik politikayı da onaylıyor. Ülkelerini terk etmek zorunda kalan mülteciler ucuz iş olarak değerlendiriliyor. Ulusal istihdam strateji adı altında bir uygulamayla bizim de kıdem tazminatlarımızı elimizden almak istiyorlar" diye konuştu.