RS FM'de yayınlanan Burası Türkiye programına katılan Dursun Çiçek şunları söyledi:
Bu süreçleri yakından takip eden vatandaşlarımız zaten olayları çözdüler. Kumpas davalarının arkasındaki gücün, ABD'nin emrindeki Fethullah'ın silahlı bir örgüt olduğunu bu ülkenin yüzde 50'si tespit etmişti. Ancak bu tehdidi iktidar değerlendirmedi, tedbir almadı. Bu süreçte virüsler ayıklanıp temizlenseydi Türkiye 15 Temmuz karanlık gecesini yaşamazdı. 2007'de bu kumpas davalarını icra eden dış güçlerin olduğunu söylemiştim. Darbe davalarında Deniz Kuvvetlerinin sanık oranının yüzde 70'lere ulaştığı bir ortamda bunun olağan olmadığını ve niye emperyalizmin okyanus ötesinden Deniz Kuvvetlerine kızdığını, kin ve nefret peşinde olmalarının gerekçelerini açıklamıştık. Doğu Akdeniz ve Karadeniz'de milli gemide yazılım projelerinde bu gücün talimatlarını yerine getirmeyen Deniz Kuvvetleri vardı. Şimdi baktığımız zaman Deniz Kuvvetleri darbe girişiminde hiçbir rolü olmayan kuvvet olarak ortaya çıktı. Darbede genellikle Jandarma ve Kara Kuvvetleri görev alır. Bu kez ilk defa Hava Kuvvetleri de yoğun bir şekilde görev aldı, Hava Kuvvetlerinde de bu yapı örgütlenmiş. Deniz Kuvvetleri'nin darbe girişimlerinde ve darbe suçlamalarında bir kez daha masum olduğu ortaya çıktı.
Bu terör örgütün başarılı darbe yapacak gücünün olmadığı ortaya çıktı. Özellikle Cumhurbaşkanı'na yönelik ya da polise yönelik operasyonlarda başarısızlık halinde yedek planlarının olmadığı acemi ve acelece yapılmış darbe girişimi olduğu ortaya çıktı. Bu darbe girişimine liderlik yapan bir Orgenerali basının önüne koyamadılar. Bu suç örgütünün ifşa olması ve önümüzdeki süreçte Silahlı Kuvvetlerden atılarak darbe girişimi ile yargılanacağının ortaya çıkması, ifşa olması önemli bir neden oldu.
‘EMNİYET VE YARGI SIKINTILI BİR SÜREÇ YAŞIYOR'
Geçmişteki dönem ile yeni dönem arasındaki organizasyonu yapacak, önderlik edecek kişilerin belli bir süre daha devam etmesinin sistem açısından faydalı olabileceğini söyleyebiliriz. Emniyet ve yargı sıkıntılı bir süreç yaşıyor Bu tehdide karşı tedbir almayan çevresinin kuşatıldığını görmeyen komutanların da çok etkin bir emir komuta sistemini kuracağını düşünmek zor. Toparlanma sürecinden sonra mağdur olmamış ya da asları tarafından derdest edilmemiş komutanların ön plana çıkarak bu yenilenme, yeniden yapılanma ve cumhuriyetin, demokrasinin polisi, askeri, yargısı olma yönünde önemli adımlar atabileceğimizi düşünüyorum.