CHP'li Gök: İdam cezasının geri gelmesine karşıyız

15 Temmuz'da Türkiye'de yaşanan darbe girişi sonrasında AK Parti Hükümeti'nin yurt çapında başlattığı gözaltılar sürüyor. Adalet Bakanı Bekir Bozdağ şimdiye kadar 6 bin kişinin gözaltına alındığını ve bu sayının artacağını söylüyor.

Şüpheler Gülen cemaati üzerinde yoğunlaşıyor ama hükümetin aldığı tedbirler cemaat dışındaki kurum ve kuruluşlara da sirayet etmiş durumda. Cemaatle ilgisi olmayan bazı internet siteleri gerekçesiz olarak kapatıldı. Meydanlardan ise 'idam cezası' sesleri yükseliyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan, bazı vatandaşların 'idam isteriz' diye bağırmaları üzerine 'hükümet bu konuyu muhalefet ile görüşecek' yanıtını verince ‘Türkiye'de idam cezası geri mi geliyor' sorusu sorulmaya başlandı.

RS FM'de yayınlanan Burası Türkiye programına bağlanan CHP Grup Başkanvekili Levent Gök idam cezasının geri getirilmesine karşı olduklarını belirterek, darbe girişimi karşısında alınacak önlemlerde devletin soğukkanlı olması gerektiğini vurguladı. Levent Gök şunları söyledi:

"Devlet aklı soğukkanlı olmalıdır, devlet aklı uzlaşmacı olmalıdır, devlet aklı çoğulcu olmalı ve devlet aklı bu çoğulcu ve soğukkanlı yapısını çok daha dikkatli kullanmalıdır. Bu tür hadiselerin heyecanıyla yaşanılan duygusal ortamda çok yanlış işler yapılabilir, Cumhuriyet Halk Partisi'nin görevi de bu yanlışları engellemektir. İdam cezası Türkiye'de kaldırıldı ve bunun birçok gerekçesi vardı. Modern dünyada idam cezası yoktur çünkü ceza ıslah edici bir tedbirdir. Cezayı çeken kişinin bu cezayı çektikten sonra ıslah olması kabul edilir. Avrupa Birliği görüşme süreci içerisinde bu konulardaki tartışmalar zamanında yapılmıştır. Bu konuda Türkiye gerekli tartışmaları zamanında yaşamış ve verdiği kararla idam cezası kaldırılmıştır. Böylesine önemli bir hadisenin yaşandığı zaman böyle bir konuyu gündeme taşımak tartışmak son derece yanlıştır."

​'CHP ÜZERİNE DÜŞENİ YAPTI'

Levent Gök başta CHP olmak üzere Türkiye'deki siyasi partilerin ortak bir iradeyle darbenin karşısında durduğunu hatırlatarak şöyle devam etti: "Türkiye olağanüstü bir gece geçerdi. Bu gecenin çok ağır bir bilançosu oldu. Biz Cumhuriyet Halk Partisi olarak öncelikle demokrasi ve parlamentonun çalışması yönündeki irademizi kullanarak bu darbe girişimine karcı en başta net bir duruş sergileyerek meclise giderek görevimizi yapmaya çalıştık ve bombalar altında meclisimizi savunmaya çalıştık. Her şey demokrasidir, her şey insan haklarıdır, her şey temel hak ve hürriyetlerdir. Her şeyin başında meclisin iradesi vardır, meclisin çalışması vardır ve biz olan bütün sorunlarımızı demokrasi içerisinde uzlaşarak çözmemiz gerekir. Cumhuriyet Halk Partisi'nin o gece göstermiş olduğu bu duruş önümüzdeki siyaset sürecinde iktidar partisinin bugüne kadar izlemiş olduğu çizginin değişmesinin artık zorunlu tutan bir tutumdur. Çünkü Türkiye'de artık siyasetin 15 Temmuz'dan sonra çok daha farklı bir düzende olmasını gerekli kılan çok önemli bir hadise yaşanmıştır."

'SİYASET KURUMU ÖNEMLİ BİR SINAV VERDİ'

"Siyasi partilerin ne denli önemli olduğu çoğulculuğun ne denli önemli olduğu 15 Temmuz gecesi çok net görülmüştür. Türkiye siyaset kurumu çok önemli bir sınav vermiştir. Darbe girişiminin karşısında çok net duruş sergilemiştir. Türkiye'de iktidarın değişmesinin gerekli kılacak olan unsur seçimlerdir, seçimlerdeki meşrutiyettir ve bu meşrutiyet çerçevesinde Türkiye'nin yoluna devam etmesi konusunda 15 Temmuz gecesi Türk siyaset kurumu çok önemli bir duruş sergileyerek bütün tartışmaları bitirmiştir. Bu tartışmalardan en çok gerekli dersi alması gereken iktidar partisidir, Türkiye'yi yöneten onlardır. Bu darbe girişimine kadar gelinen süreçte aslında sorgulanması gereken pek çok konu vardır ve ileriki günlerde yapılacaktır şimdi siyasi çıkarı belli etme zamanı değildir. Şuanda akılcı davranmak önemlidir."

'İSTİHBARAT ZAAFİYETİ VAR'

CHP Grup Başkan Vekili Levent Gök, tüm olanlardan devletin emniyet birimlerinin haberdar olmamasını da eleştirdi ve ortada bir istihbarat eksikliği olduğunu belirtti:

"İstihbarat zaafiyetinin olduğu ortada. Elbette ülkeyi yönetenler aklıselim bir şekilde düşünmelidir bu durumu. Devleti yönetenlerin en yakındakilerin içinde bulunduğu bir ortamdan haberdar olamamaları Türkiye'nin çok daha derin sorunları olduğunu ortaya koyuyor. Bu durumda iktidar partisi bir durup silkinmeli. En zor durumda benim yanımda kimler durdu tartışmasını yapmak ve bunun gereğini yapmak durumundadır. O gün iktidar partisinin yanında en net duruşu muhalefet partileri göstermiştir. Bunun demokrasi açısından bir anlamı varsa bunun iktidar açısından bir anlamı varsa önümüzdeki dönemde siyasetin şekillenmesinin çok farklı olmasını zorunlu kılacak tablonun ortaya çıktığı günleri yaşıyoruz."