00:00
01:00
02:00
03:00
04:00
05:00
06:00
07:00
08:00
09:00
10:00
11:00
12:00
13:00
14:00
15:00
16:00
17:00
18:00
19:00
20:00
21:00
22:00
23:00
00:00
01:00
02:00
03:00
04:00
05:00
06:00
07:00
08:00
09:00
10:00
11:00
12:00
13:00
14:00
15:00
16:00
17:00
18:00
19:00
20:00
21:00
22:00
23:00
HABERLER
07:00
6 dk
HABERLER
09:00
6 dk
HABERLER
11:00
5 dk
DÜNYA HABERİ
11:10
10 dk
PARANIN HAREKETİ
11:30
10 dk
HABERLER
12:00
5 dk
HABERLER
15:00
5 dk
HABERLER
16:00
5 dk
HABERLER
17:30
10 dk
HABERLER
18:00
10 dk
HABERLER
19:00
11 dk
HABERLER
07:00
9 dk
HABERLER
08:00
7 dk
HABERLER
09:00
5 dk
23 NİSAN ÖZEL
09:13
105 dk
HABERLER
11:00
5 dk
DÜNYA HABERİ
11:30
8 dk
HABERLER
12:00
5 dk
HABERLER
14:00
5 dk
HABERLER
15:00
5 dk
HABERLER
16:00
5 dk
HABERLER
17:00
8 dk
HABERLER
18:00
11 dk
HABERLER
19:00
10 dk
DünBugün
Geri dön
Adana107.4
Adana107.4
Ankara96.2
Antalya104.8
Bursa101.4
Çanakkale107.2
Diyarbakır89.6
Gaziantep104.3
Hatay106.1
İstanbul97.8
İzmir91.0
Kahramanmaraş92.3
Kayseri105.5
Kocaeli90.2
Konya88.6
Malatya106.0
Manisa101.0
Mardin92.2
Ordu99.6
Sakarya90.2
Samsun107.7
Sivas104.2
Şanlıurfa95.3
Trabzon102.4
Van88.0
 - Sputnik Türkiye
EKSEN
Ceyda Karan’ın hazırladığı Eksen’de her gün dünyanın farklı bölgelerine dair gelişmeler masaya yatırılıyor.

'AB, Erdoğan'la baş başa kaldı'

'AB, Erdoğan'la baş başa kaldı'
Abone ol
Brüksel'de yaşayan gazeteci yazar Sertaç Aktan'a göre Avrupa Birliği, Binali Yıldırım'ın yeni kabinesiyle birlikte doğrudan Cumhurbaşkanı Erdoğan'la muhatap hale geldi. Davutoğlu-Bozkır varken 'iyi polis-kötü polis' durumunun da söz konusu olabildiğini belirten Aktan'a göre, birlik Türkiye ile üslup sorunu yaşayacak.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan (fotoğrafta) ve Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri Ban Ki-mun, Dünya İnsani Zirvesi'nin kapanışı nedeniyle Muhsin Ertuğrul Tiyatrosu'nda basın toplantısı düzenledi. - Sputnik Türkiye
Erdoğan'dan AB'ye rest: Netice alındı, alındı...
Türkiye, sığınmacı anlaşması karşılığında vize muafiyeti için AB'nin 'terör' tanımını şiddetle sınırlandırmak ve yolsuzlukla mücadeleye dair GRECO kararları gibi şartları karşılamaya yanaşmazken, Binali Yıldırım'ın kurduğu yeni hükümetin programında AB üyeliğinin hala ‘stratejik hedef' olarak korunması dikkat çekti. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın ise meclisten geçmiş olmasına rağmen AB'ye ‘geri kabul anlaşmasının meclisten geçmeyeceği' resti çekmesinin sebebi henüz bilinmiyor. Tüm bunlara karşılık AB'nin sığınmacı anlaşmasını uygulama arzusu yüzünden Erdoğan'ın elinde kozlarının güçlü olduğu ve tarafların ilişkilere ‘pragmatik yaklaşacağı' yorumları hakim.

Türkiye'de yeni hükümetin kurulması vesilesiyle AB ile önümüzdeki dönemdeki ilişkileri Brüksel'de AB çevrelerini yakından tanıyan gazeteci yazar Sertaç Aktan, RS FM'de Ceyda Karan'ın hazırlayıp sunduğu 'Eksen' programında değerlendirdi.

'ARTIK TEK BİR OTORİTE VAR'

Recep Tayyip Erdoğan - Sputnik Türkiye
‘AB hedefi Erdoğan’ın tercihlerine bağlı’
Aktan, Türkiye ile AB ilişkilerinin öteden beri 'pragmatik' düzeyde geliştiğini belirtirken, "Ne zaman ki AB, Türkiye'ye bir konuyla ilgili ihtiyacı yükselmiştir, o zaman ilişkilerinde Türkiye'nin önü açılmıştır. Türkiye'nin de öyle. AK Parti'nin ilk yıllarında hatırlayın, ne kadar çok ihtiyacı vardı Batı'nın desteğine. O zaman AB vizyonu yükselmiştir. AB'ye olan sevgisi artmıştır" anımsatması yaptı. "Şu anda da pragmatik düzeyde ilerlemesi bizi çok şaşırtmamalı. Devlet politikalarında aslında iyi polis-kötü polis oynanır. Bu devlet stratejileri içinde olan bir kavramdır" diyen Aktan, Ahmet Davutoğlu'nun başbakanlığı döneminde de Erdoğan'ın "gerekirse göbeğimizi kendimiz keseriz" gibi çıkışlarda bulunduğunu anımsattı.

Ancak ortada bir üslup sorunu yaşanacağı da açık. Aktan'a göre, bu durum Erdoğan'ın AB bakanlığı tercihinden de görünüyor: "Baktığımız zaman, bakan düzeyindeki değişikliğe, yani sayın Volkan Bozkır'ın gidip sayın Ömer Çelik'in AB bakanlığına getirilmesine. Üslup değişikliğinin her kademede artık iyi polisi-kötü polisle kalmayacağını, artık tek bir polis olduğunu gösteriyor. Artık tek bir otorite var, tek bir kişinin ağzından her anlamda, her yelpazedeki politikalar tek bir elden belirleneceği için de bundan sonraki süreçte bunun AB ile olan ilişkilere yansımaması zaten düşünülemez."

'AP ENGELLER KOYACAKTIR'

AB içinde de Angela Merkel'in güçlü bir siyasetçi olduğuna dikkat çeken Sertaç Aktan, ilişkilerde çıkacak pürüzleri de şöyle anlattı:

Recep Tayyip Erdoğan - Martin Schulz - Sputnik Türkiye
AP Başkanı Schulz: Vize serbestisi kriterlerinde ısrarcıyız
"Türkiye ve AB mantalitesini, organizasyonu ayıran temel fark bu. Evet Angela Merkel çok güçlü, Fransa güçlü, İngiltere güçlü fakat AB'nin içselleştirdiği kurumlar var. Bu kurumlar olmadan özellikle 2009 Lizbon Anlaşması sonrası gücü ve yetkileri son derece artmış, neredeyse Avrupa Konseyi'yle eşitlenmiş bir Avrupa Parlamentosu var. Bu parlamento bir yerde Avrupa ülkelerinin hala vicdanı. Daha bir takım ahlaki standartlara, normlara dikkat ederek eğildikleri bir yer. Dolayısıyla parlamento olayı olmadığı sürece gerek vize konusunda, gerek başka konularda Türkiye AB standartlarını yerine getirmemekte ısrar ettiği sürece AP engeli devam edecektir. Yani bu konuda Angela Merkel olsun başkası olsun bir yere kadar yumruklarını masaya vurabilirler, sözlerini geçirebilirler. Bir yerden sonra belli kurumların belli mekanizmaların karar vermelerinin yeşil ışığı olmadan bu işler olmayacaktır."

'ÇİFTE STANDART SİZDE DE VAR'

Türkiye-AB Zirvesi - Sputnik Türkiye
AB içişleri bakanlarından vize muafiyetinde ‘fren’e yeşil ışık
AB'nin Erdoğan yönetimiyle demokratik standartları umursamadan pragmatik ilişkiler kurmasına yönelik Türkiye içinden yükselen eleştiriler anımsatıldığında Sertaç Aktan, AB'deki bürokratların da "Siz bunlardan bu kadar memnun değilseniz neden aynı iktidarı seçiyorsunuz, biz kiminle görüşeceğiz, kiminle uzlaşma sağlayacağız" dediklerini aktardı.

AB'nin 28 üye ülkeyle, veto yetkileriyle karmaşık yapısına da dikkat çeken Aktan, "Onlar muhalefetleriyle her seferinde bir araya gelip her konuyla ilgili uzlaşma yapmak zorundalar. Bu her zaman kolay değil bazen tavizler vermek zorunda kalıyorlar. Uzlaşmanın özü de biraz bu her tarafın bir şekilde taviz vermesi" diye ekledi.

AKP'nin vaktiyle askeri vesayetler ve koalisyon hükümetlerinin bir şekilde yürümemesiyle, yaşadığı mağduriyetlerden ders çıkarıp daha demokrat olacağı, aynı mağduriyetleri yaşatmayacağına inanıldığı için Batı tarafından desteklendiğini söyleyen Aktan, "Amerika'nın desteği Avrupa'nın desteği az makaleler yayınlanmadı yıldızı parlayan ülke Türkiye diye. Ortadoğu'ya model Türkiye diye.." anımsatması yaptı.

‘KİMİNLE NEYİ ÇÖZECEKLER?'

Recep Tayyip Erdoğan - Sputnik Türkiye
Türkiye ve AB arasında 'sinir harbi' başladı
Başbakan Binali Yıldırım'ın ilişkilerde fazla bir etkisi olacak mı? Sertaç Aktan'a göre Erdoğan'la fazla görüşmek isteyenler Davutoğlu yahut Volkan Bozkır'ın yarattığı mekanizmaları tercih ediyorlardı. Ancak artık doğrudan muhatap olarak Erdoğan'ı almak durumunda kalacaklar.

Aktan, "Sayın Erdoğan'ın son çıkışları itibariyle baktığınız zaman iş iyice çıkmaza giriyor. Onların da kiminle neyi çözecekleri konusunda olumlu olmadıklarını görebiliyoruz. AB'de Türkiye ye karşı olan umut azalıyor. Doğal olarak Türkiye'nin de AB'ye olan umudu azalıyor" diye konuştu.

‘ÖMER ÇELİK KUVVETLE MUHTEMEL SON AB BAKANI'

Ömer Çelik - Sputnik Türkiye
Çelik: AB yegane seçenek değil
Peki Ömer Çelik, AB bakanı olarak fark yaratabilir mi? Sertaç Aktan, aksi görüşte: "Sayın Ömer Çelik son AB bakanımız kuvvetle muhtemel. Hatta bizzat kendisi, belki de bu bakanlıkla ilgili şeyleri durdurmak için oraya atandı. Düşünebiliyor musunuz çiçeği burnunda bir AB bakanın ilk açıklaması ‘AB tek alternatifimiz değil' dedi. Bu olabilir mi? AB bakanının görevi bu ilişkileri güçlendirmek, Türkiye'nin AB vizyonu ile ilgili hareketler değil midir? İlk açıklama bu olur mu? Ama oldu."

Çelik'in AK Parti sözcülüğü de yapmış, doğrudan Erdoğan'ın sözcüsü bir isim olduğunu da anımsatan Aktan, Dışişleri kariyerinden gelme Volkan Bozkır ile farkını da şöyle aktardı: "Volkan Bozkır ne yapıyordu? Türkiye'de sert çıkışlar yapılıyordu, AB'ye karşı ama Brüksel'e geldiği zaman, muhataplarıyla görüştüğü zaman belki 5-10 yıl öncesinden tanıdığı muhataplarına çok daha farklı bir üslupla yaklaşabiliyordu. Ömer Çelik ile böyle olabilir mi? Sanmıyorum. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın takınacağı üslubu takınacaktır diye tahmin ediyorum."

'KÜRT MESELESİNDE FAZLA BİR ŞEY YAPAMAZLAR'

Türkiye'nin AB süreci - Sputnik Türkiye
POLİTİKA
AB ile Türkiye arasında 'terör' gerilimi tırmanıyor
AB'den Kürt sorunu konusunda Türkiye'ye yönelik eleştiriler eksik olmazken, bu konuda daha yüksek sesler çıkması mümkün olur mu?

Sertaç Aktan, AP Başkanı Martin Schulz, Türkiye röportörü Kati Piri ve diğer komisyon yetkililerinin çeşitli tepkilerine dikkat çekerken, "Tepkiler veriliyor, önemseyenler için. AB ‘yakından takip ediyoruz, endişeliyiz' dışında daha ne yapabilir? Çok fazla bir şey yapamaz. Türkiye'nin mülteci meselesi ile ilgili eli gerçekten çok sağlam, güçlü. Erdoğan da bunu biliyor sonuna kadar da kullanacaktır. Vize meselesi de önemli tabi. Vize meselesi de seçimlerde kullanılacak bir propaganda. Kürt meselesiyle ilgili 90'lı yıllarda da neler oldu, milletvekillerinin dokunulmazlıkları kaldırıldı, hapse girdiler, çatışmalar oldu, binlerce insan öldü. O zaman AB ne yapabilmişti? Ki şimdi bununla ilgili somut girişimlerde bulunabilsin, hele ki mülteci konusu olduğu sürece" diye konuştu.

Haber akışı
0
Tartışmaya katılmak için
giriş yapın ya da kayıt olun
loader
Sohbetler
Заголовок открываемого материала