Trump’ın mesajlarını, Avrupa’da algılanış biçimini, yeni ABD başkanının yeni dünya düzeninde neleri değiştirebileceğini Kadir Has Üniversitesi'nden Serhat Güvenç ile konuştuk.
'ABD LİBERAL ULUSLARARASI SİSTEMİN TAŞIYICI KOLONU OLMAK İSTEMİYOR'
"Görünen o ki Trump’ın seçim kampanyasını gerçekleştirirken dile getirdiği ‘Önce Amerika’ hedefi konusunda çok ciddi. Öncelikle temel hedefi Amerika’yı yeniden büyük yapmak. Bu belki biraz abartılı da olsa kökeni Trafalgar savaşına kadar götürebileceğimiz o liberal uluslararası sistemin taşıyıcı kolonu olmak istemiyor ABD. Bunun maliyeti ağır geliyor. ABD’nin seçtiği yeni başkan bu yükü ABD açısından çıkarlarıyla uyumlu görmüyor. Dolayısıyla bu yükten hızlı bir biçimde kurtulmak istiyor. Bu NATO eleştirisinin altında da özellikle Soğuk Savaş sonrası barış temettüsüne fazla kapılıp savunma harcamalarını artırmaması yatıyor. Obama döneminde de buna eleştiri yapılmıştı. O zaman bile bu sert bulunmuştu. Trump bunu herkesin anlayabileceği biçimde aklına estiği şekilde uluorta söylüyor. Aslında verdiği mesaj ABD yönetiminin NATO yük paylaşımı konusundaki görüşleriyle uyumlu."
'ALIŞILMADIK BİR ABD YÖNETİMİ VE BAŞKANI GÖRECEĞİZ'
20 Ocak’ta göreve başlaması beklenen yeni ABD başkanının, dünyayı algılama biçimi bizim alışkın olduğumuz türden bir algılama biçimi olmadığına vurgu yapan Güvenç, Trump’ın konulara iş ve ekonomi perspektifinden baktığı görüşünde: “Özellikle uluslararası ilişkiler bağlamında karşılaştırmalı üstünlükler veya görece kazanımlar, birlikte kazanımlar veya win-win gibi şeyler yok kafasında. Kazanan herşeyi alır, diye düşünüyor. Almanya ile ilgili yorumlarında da bunu görüyoruz. ABD’nin kaybeden tarafta olduğunu bu ilişkiden söylüyor. Çünkü Trump’ın düşünce dünyasında jeopolitik kazanımlar ya da jeopolitik değerler pek yer almıyor. O sadece para ile ölçülebilir değişkenlere yoğunlaşıyor. Bu perspektiften baktığında aslında ABD, Avrupa ile ilişkileri bakımından hem ticari anlamda kaybeden hem de Avrupa’nın güvenliğinin bel kemiğini oluşturan NATO gibi bir ülkenin masraflarının yüzde 70’ini karşılaması açısından kaybeden."
'NATO'NUN İŞLEVİNİ TARTIŞMAYA AÇMAKLA PANDORA'NIN KUTUSU AÇILDI'
NATO’nun Doğu Avrupa kanadında Rusya’yı dışarıda bırakmak gibi görevini yeniden yürürlüğe soktuğuna dikkat çeken Güvenç, “Almanları zapturapt altında tutmak bugünün dünyasında ne kadar gerekli, onu bilmiyorum. Ama ABD açısından bu önemliydi. Çünkü ABD güvenliğini sağlayarak Avrupa’dan bir yandan kendisine rakip olacak bir güç yükselmesini de engelliyordu. Yine aynı şekilde Japonya’nın güvenliğinin de teminatıdır ABD. Şimdi Trump gelip buna maliyet perspektifinden yaklaşıyor ve diyor ki: Ben bu işe çok para ödüyorum” dedi.
'NATO, UKRAYNA KRİZİ SONRASI ESKİ İŞLEVİNE DÖNDÜ'
'AVRUPA ORDUSU KURULMASINA YÖNELİK ÇABALAR ARTACAK'
'YENİ AVRUPA TABLOSU ABD'NİN ÇIKARLARINA NE DERECE UYGUN, TARTIŞILIR'
“Bu politika üzerinden Lord Isley’in sözüne dönüyoruz. Almanya’yı böyle zapturapt altında tutmazsan bu sefer başına daha büyük bir iş açabilir. Öte yandan Doğu Avrupa’daki orta ve küçük ülkelerde yükselen bir Almanya ile Rusya arasında kalacaklar. Almanya’nın hegemonya ihtimali, AB’nin yeni ülkelerini çok da memnun edecek birşey değil. Onlar açısından ABD’nin angaje kalması hayati önemde. Yeni dünya düzeni kurulurken Doğu ve Orta Avrupa öncelikli bölgelerden bir tanesi. Almanya, Polonya’nın güvenlik kaygılarını paylaşmıyor Rusya’ya dair. Almanya, Rusya ile yakınlaşmayı savunuyor. Bu anlamda ortaya çıkacak Avrupa tablosu ABD’nin çıkarlarına ne derece uygundur bilmiyorum. Ama Trump’ın ulusal çıkar tanımlaması daha öncekilere benzemiyor. Sonuçları üzerinde yeterince düşünülmüş gibi de durmuyor. Almanya ile ilgili temel sorun ise oyunu kitabına uygun olarak oynuyor ama Almanya henüz karar verebilmiş değil ne kendisinin Avrupa’da oynayacağı ne de dünyada oynayacağı role dair. Çekimser ve mahçup bir hali var. Onları bu mahçup durumdan itmesi gerekiyor aksi takdirde Almanya’ya daha çok iş düşecek."
'NATO'NUN İŞLEVİNİN İYİLEŞTİRİLMESİNDE TÜRKİYE'NİN ÇIKARI VAR'
'RUSYA, ABD VE AB İLE TEK BAŞINA MÜCADELE ETMEK GÜÇ'
Trump yönetiminin Ankara’da umut doğurmasının doğru olup olmayacağı konusunun tartışmalı olduğu görüşünü savunan Güvenç, “Türkiye’nin askeri bakımdan ABD’ye bağımlılığı çok yüksek ve ABD şu anda NATO içinde veya NATO olmaksızın çalışmayı tercih ediyor. Bu coğrafi konumunun bir işlevi, TSK’nın geliştirdiği ilişkilerin bir sonucu. Bu açıdan Türkiye’yi ABD açısından gerekli ve tercih edilecek bir partner olarak gösteriyor. Bu anlamda kısa vadede bir Avrupa ordusu olması, Türkiye’siz ortaya çıkması Türkiye’nin işini çok zorlaştırır. Rusya, ABD ve AB ile tek başınıza mücadele etmek zorunda kalırsınız" dedi.