Rusya öncülüğünde Türkiye ve İran’ın garantörlüğünde Suriye’de ‘çatışmasızlık bölgeleri/hatları’ kurulmasında anlaşılırken, Moskova-Ankara ilişkilerine yansımaları merak konusu. Erdoğan-Putin görüşmesinin yapıldığı Soçi zirvesinin sonuçlarından hareketle Türkiye’nin Rusya ile siyasi ve ekonomik ilişkileri ve Suriye sahasındaki olası işbirliğinin boyutlarını Ankara Politikalar Merkezi Yönetim Kurulu Başkanı Hasan Kanbolat ile konuştuk.
‘DOMATES KOTASI İÇ PİYASAYI KORUMAK İÇİN’
Soçi zirvesi sonrası Putin ve Erdoğan tarafından yapılan basın açıklamasında gündeme damgasını vuran ‘domates’ konusuna da değinen Kanbolat, ”2015’teki jet krizi öncesi gibi, yeniden bir stratejik ortaklık isteyen bir Rusya’yı görüyoruz karşımızda ve ekonomik sorunların bu ortaklığın önüne geçmesini istemiyorlar” dedi. Kanbolat şu değerlendirmede bulundu:
'RUSYA’NIN İSTEDİĞİ STRATEJİK ORTAKLIK’
Rusya’nın tarım temelli ekonomik ilişkilerden ziyade, Ankara ile stratejik ortaklığa doğru yönelmek istemesinin ise Ankara’yı memnun ettiğini belirten Kanbolat, iki ülke arasındaki yeni döneme dair şu öngörüde bulundu:“Ankara’nın S-400 hava savunma sistemini ısrarla istediğini görüyoruz, bu talebin kabul edileceği sinyalleri veriliyor. Bu sistem çok pahalı bir sistem, yaklaşık her batarya 500 milyon dolar olmasına rağmen, böyle bir memnuniyet de var. Ayrıca Türkiye’nin çok önemsediği ve onu en çok korkutan noktalardan biri Rus turistler konusu idi. Antalya başta olmak üzere, güney illerinde referandumdan hayır oyu çıkmasının da nedeni buydu. Rusya’da turistler konusunda rüzgârın değiştiğini görüyoruz ve Türkiye’nin güvensiz ülke konumunun Rusya tarafından şu an bitirildiğini görüyoruz.”
‘HENÜZ TÜRKLERE KARŞI OLUMLU ADIM YOK’
Ancak Kanbolat’a göre genel olarak ilişkilerde ‘ılımlılaşma’ olsa da, tüm sorunların çözümlenmediğine de belirtti. “Zaten Rusya Federasyonu ile dış ticaret hacmimiz, Kasım 2015 jet krizi öncesinde büyük bir dengesizlik arz ediyordu” diyen Kanbolat, sıkıntılı alanlara şu sözlerle dikkat çekti:
“Örneğin 2016’da ihracatımız yüzde 51 azalarak 1,7 milyar dolara kadar azaldı, ithalatımız da yüzde 25 azalarak, 15 milyar dolara indi. Böyle muazzam bir dengesizliğin olduğunu görüyoruz. Bunun yanında her zaman övündüğümüz Rusya’da iş yapan müteahhitler, iş adamlarımız, mühendislerimiz maalesef çalışma vizelerini uzatamıyor ve hala sorunlar çıkartılıyor. Rusya’ya vizeyle girmek isteyen Türk vatandaşları iç çamaşırlarına kadar fotoğraflanıyor, videoya çekiliyor, altı saat kapılarda bekletilmeye devam ediliyor. Tüm bu sorunları görmek gerekiyor. Maalesef vize konusu hala çözülemiyor. Biz Rus vatandaşlarının Türkiye’ye gelişini kolaylaştırıp, vizesizliği 90 güne çıkartıyoruz ama Rusya’da henüz Türklere yönelik olumlu adımların yansımasını görmedik.”‘RUSYA’NIN UMUDU AB İLE İLİŞKİLERİ BİTMİŞ TÜRKİYE’
Rusya’nın Türkiye ve AB ilişkilerinin askıya alınması umudu taşıdığını da vurgulayan Kanbolat, “AB ile ilişkilerin tamamen bozulması arzu ediliyor. Böyle bir noktada, Avrasya Gümrük Birliği’ni imtiyazlı ortaklık şeklinde Türkiye’nin alınması gerektiği söylenmeye başlandı. Rus devletinde, Rus entelektüellerinde artık Türkiye’ye karşı siyasi ve ekonomik konularda bir yumuşama görüyoruz ama bu yumuşama ne bürokraside, ne de devlet kademelerinin hiçbirinde maalesef göremiyoruz. Böyle bir çelişkinin olduğunu da belirtmek lazım” tespitlerini yaptı.‘RUS TARAFINDAN TÜRKİYE’YE MEYİL VAR’
Astana mutabakatının ise Rusya’nın Suriye sahası politikalarındaki değişimi gösterdiğini belirten Kanbolat, Suriye’nin kuzeyine yönelik de Moskova’da değişiklikler bulunduğu yorumunu yaptı:
Tüm yorumlar
Yeni yorumları göster (0)
Cevaben(Yorumu gösterYorumu gizle)