‘ABD’NİN KIRMIZI ÇİZGİLERİ SURİYE TOPRAKLARINDA GEÇERSİZ’
‘SURİYE ORDUSUNUN BİR SONRAKİ HEDEFİ IRAK SINIRI’
‘DEYR EZ ZOR HAMLESİ ABD’NİN PLANLARINI SUYA DÜŞÜRDÜ’
“SDG’nin Deyr ez Zor’a girme ya da etrafındaki petrol yataklarını ele geçirme gibi bir hamlesi var. Fakat bu Suriye ordusunun hızlıca ilerlemesinden önce planlamış bir hamleydi ve yaklaşık 15-16 civarında Deyrez Zor’a bağlı kuzeydoğudaki köyleri ele geçirdiği söyleniyor. Daha önce de Körfez Arap ülkeleri ile ABD huzurunda, PYD’li yetkililerle bu bölge için konuşulduğu ve Körfez’in PYD’ye destek vereceği iddia edildi. Elbette bu iddia şeklinde kaldı, fakat iddiaya göre PYD’nin Deyrez Zor’dan Irak sınırına doğru olan bölgede yer alması ve Suriye yerleşim planının en azından karadan uzanan elinin kesilmesi için böyle bir işbirliğine gidildiği iddia ediliyor. Şu anda Körfez Arap ülkelerinin hatta özellikle her yerde savaşı kaybeden Suudi Arabistan’ın dün bir bakanı aracılığıyla Lübnanlılara ‘Ya Hizbullah ya da tarafınızı seçin’ şeklinde çağrısıyla, artık İran ya da İran’a yakın güçlerle Suriye’de savaş yerine, artık savaşı direkt muhataplarına yöneltmiş durumdalar. Dolayısıyla SDG ile girilen bu işbirliğinin amaçlarından biri bu yöndeydi fakat bu Suriye ordusunun hızlıca ilerlemesinden önceydi. Özellikle Pazar gününden itibaren, SDG’nin kuzeydoğuda hiçbir hareketliliği söz konusu değil. SDG’nin askeri manada şu anda Rakka’da hareketliliği var.”
‘ZAHREDDİN PAŞA SURİYE’NİN TAMAMEN KOPUŞUNU ENGELLEDİ’
“İsam Zahreddin Paşa özellikle ona bağlı güçlerle, Suriye ordusunun 2014’te IŞİD’in giderek büyümeye, güçlenmeye ve şişirilmeye başlandığı zamanlarda daha fazla beliren bir komutan. Kendisi ve ona bağlı güçlerle birlikte, çok stratejik bölgelerde hem Deyrez Zor’un düşmesinin önüne geçti hem de Suriye ordusunun ülkenin doğusunda tutunmasını sağladı. Özellikle 2016’da IŞİD, Deyrez Zor’daki Suriye ordusunun hâkim olduğu bölgeleri ikiye de böldü, çok sert bir kuşatma yaptı ve askeri havaalanın yönelik en güçlü birlikleriyle sürekli saldırılar düzenledi. Bütün bu tamamen kopuşun önüne geçen Zahreddin Paşa’ydı. Suriye tarih olarak da Fransız işgaline karşı, değişi etnisite ve inançlardan komutan ile şahsiyetlerin direnişi ile karşı koymuştu. Şu anda bu savaşta da, değişik mezheplerden, inançlardan oluşan komutanlardan söz ediyoruz. Zahreddin Paşa Dürzi kökenden. Bu şekilde hem Süheyl Hassan, hem İssam Zahreddin hem de diğer komutanlar geçmişte Fransız işgaline direndikleri gibi, hiçbir şekilde kendi mezhep, inanç vs özelliklerini öne zümreden ya da kullanmadan, sadece Suriyelilik üzerinden ve ulusal vatandaşlık üzerinden direnip, önemli stratejik bölgelerde yer tuttular. Bu yüzden de Suriye halkının gönlünde büyük yer edindiler.”
‘HİZBULLAH-IŞİD ANLAŞMASI ÇATLAKLARI DERİNLEŞTİRMEK İÇİN KULLANILDI’
“Hizbullah’ın IŞİD ile yaptığı anlaşma savaş süresince olduğu gibi hem medyadan hem politik taraflardan çatlakları derinleştirmeye yönelik hamlelerle aktarıldı ve değerlendirildi. Türkiye, Türk İhvancılar, özellikle Rusya-İran çatlağını büyütme ve fitne tohumları ekme niyetindeler. Belirli tartışmalar söz konusu ve şimdiye kadar belirgileşmiş değil. Buna dair tartışmalar şu anda Arap medyasında da dönüyor. İbadi-Maliki arasında da bununla ilgili bir çatlak, sertleşme söz konusu. Dolayısıyla bunun hesabının yapılmış olduğunu, özellikle ABD’nin bu çatlağı korumaya yönelik helikopterin eşlik ettiği operasyonlarıyla bunu büyüttüğünü düşünüyorum. Fakat bunu birbirine ihtiyacı olan, özellikle aynı eksende hala IŞİD’e karşı beraber mücadele eden gruplar arasında çok daha önemsendiğini düşünüyorum. Medyanın da bunu şişirmesi söz konusu. Nihayetinde bölgede Suriye’nin batısından Irak’ın doğusuna kadar beraber hareket eden, beraber operasyonlara katılan ve tamamen koordinasyon içerisinde olan gruplardan, politik hatlardan söz ediyoruz. Dolayısıyla bu küçük ittifak ya da IŞİD’i Lübnan’dan çıkaran anlaşmanın çok fazla bir önemi olduğunu düşünmüyorum bu taraflar açısından.”
‘SURİYE İKİNCİ FIRAT KALKANI’NA İZİN VERMEZ’