Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak’ın yanı sıra Savunma Bakanı Hulusi Akar’ın da dahil olduğu Türk heyeti G-20, Dünya Bankası ve IMF toplantıları vesilesiyle ABD temaslarını sürdürüyor. Albayrak’ın yatırımcılarla görüşmesi ve reform paketi sunuşlarından ikna edici sonuçlar elde edemediği yolunda haberler gelirken, ABD tarafından özellikle Rusya Federasyonu’ndan S-400 alımı ile ekonomik ilişkileri bağlayan mesajlar gelmesi dikkat çekiyor.
Gelişmeleri Cumhuriyet gazetesi yazarı Mehmet Ali Güller ile konuştuk.
‘TÜRKİYE’NİN S-400’DEN VAZGEÇME İHTİMALİ OLDUĞU DÜŞÜNÜLEREK, BASKILAR DAHA DA ARTIYOR’
‘TÜRKİYE ÜRETİM EKONOMİSİNE DÖNERSE, S-400 KARARLILIĞINI DAHA RAHAT GÖSTEREBİLİR’
“AKP hükümetinin yaptığı şu. İç politikadaki zorluklarını dış politikayla dengelemeye çalışıyor. Dış politikadaki zorluklarını birbirine aynı meselelerde rakip olan ülkelerle çok taraflılık adı altında bir ilişki yürüterek ilerletmeye çalışıyor. JPMorgan meselesi gibi içeride tabana bir motivasyon olsun diye seçi döneminde soruşturma açılıyor. Ama gidip oralarda yatırım aranıyor. Bunu belki anlayabiliriz bir yere kadar. Ama dış politikada sizin çok taraflılık adı altında herkes ile iyi olmaya çalışan, aynı ürünü herkesten almaya çalışan yaklaşımınızın sonuç vermesi mümkün değil. Bu bir yerde tıkanır. Tıkanacağı yerlere doğru Türkiye geliyor. Siz eğer bu çok taraflılığı güçlü ekonominiz varsa, biraz daha yürütebilirsiniz. Fakat bu kadar zayıf bir ekonomi ile de bunu yürütebilme şansınız olmuyor. Türkiye’nin önündeki en önemli sorun cari açık, dış borçlar dahil 200 milyar dolarlık bir kaynak ihtiyacı var. Siz böylesi bir kaynağa ihtiyaç duyarken bu kaynağı sağlayacağınız kanallar da gittikçe kan kaybederken, Körfez’den artık bir para alamıyorsunuz, Katar’dan para almanızın bir miktar imkanı var ama onla da bu 200 milyar dolarlık açığı doldurma şansınız yok. Bir şey üretip satamıyorsunuz da, ne yapacaksınız? Batı ile yatırım anlaşmaları ya da bir önceki krizde olduğu gibi gidip Londra tefecileri ya da Washington bankercileriyle anlaşma şansınızın dışında bir şans kalmıyor. Hal böyle olunca dış politikada Rusya ile de İran ile de normalleşme, Batı ile de her işi olduğu gibi götürme, bir yandan NATO ile Rusya karşı karşıyayken Rusya ile iyi olup ‘NATO’da hiçbir eksen kaymamız yok, NATO’ya en bağlı ülkeyiz’ diye beyanatlar vermenin bir sürdürülebilirliği yok. Fahrettin Altun’un açıklaması da biraz böyle. Cumhurbaşkanlığı katından yapılan açıklamada herkese elma şekeri dağıtılıyor. Batı ile karşı karşıya gelmeyi göze alarak Rusya ile yan yana yürümeyi önünüze hedef koyuyorsanız, bu yanlış da değil. Rusya ile ittifakınızın en önemli zemini neresi, Suriye. O mesele de aslında siz Rusya ile hala yan yana değilsiniz. Niye, birinin dost olduğu kuvvet, siz ona hala düşman muamelesi yapıyorsunuz. Esad meşruiyetini yitirdi, onun Suriye’de geleceği yok deyip bugün bile hala açıklamalar yapıyorsunuz. Herkese elma şekeri dağıtan bir siyaset yapıyor olmanızın altyapısı da yok ekonomik bakımdan. Dolayısıyla bunun kayaya toslayacağı bir durum var. Oraya doğru Türkiye maalesef gidiyor. Yol yakınken bundan dönüp daha net bir strateji izlemesi lazım. Eğer içeride üretim ekonomisine döner, kamucu bir yaklaşımla ekonomi atılımı yaparsanız, S-400 kararlılığını daha rahat uygulayabilirsiniz. Moskova bu sıkıntıları gördüğü için aslında Erdoğan’a bir yardım eli uzatıyor. Peskov’un açıklaması biraz öyle. Hem Amerika karşısında kararlı duruşu var diye bir motivasyon vermiş oluyorlar. Ama diğer yandan teslimat tarihini erkene alalım diyerek bir an önce bu işin pazarlıkla yürüyen ve sopayla havucun yan yana süreçten Türkiye’yi kurtarmak istiyorlar. Temmuz değil de haftaya S-400’ler teslim olsa bu işin sopa havuç sallama kısmı ortadan kalkacak, bir netleşme olacak. Kremlin biraz bunu denemiş oluyor. 8 Nisan görüşmesinden önce de Rusya’dan böyle bir teklif geldiği şeklinde bir bilgi var. Kuvvetle muhtemel bunun bir aracı olarak Erdoğan da söylemiş oldu.”
‘ANKARA, ŞAM İLE ANLAŞSA S-400 KONUSU DAHA DA KOLAYLAŞACAK’
“S-400’lerin teslimatının öne çekilmesi mümkünse fabrikanın üretimi açısından Türkiye’nin hayrına bir durum oluşur. Bir an önce gelmiş ve iş başlamış olur. Böylece pazarlıklar ortadan kalkmış olur. Çünkü hala Ankara’da ciddi ciddi şunlar konuşuluyor. S-400’lerin alınıp Hindistan’a satılmasından tutun da, alınıp Amerikalı bir heyetle bir çalışma grubu oluşturup Amerika’nın çekincelerini ortadan kaybolmasını vaat eden birtakım şeyler konuşuluyor. Rusya’nın çok olumlu bakmayacağı ortada. Çok önemli bir teknoloji, bunu Amerika’nın kullanımına açıp bütün bilgileri öğrenmesini hiçbir kuvvet istemez, Rusya da istemez. Burada başka bir formül geliştirip bulacaklar. Hem Rusya hem Amerika hem de Türkiye’yi tatmin eden başka bir çözümü bugün Ankara’da arıyorlar. Temmuz’a kadar yolu var deniliyor ve birtakım projeler üzerinde konuşuluyor. Burada Rusya açısından da şöyle bir durum var. Soğuk savaş dönemi düşünülürse, bugün kıymetli bir NATO üyesinin NATO ile sorunlu hale gelmiş olması Rusya için zaten yeterince büyük bir kazanç. Siz bu kazanca bir de Türk akımı gibi çok önemli bir projeyi dahil etmişsiniz. Siz bu ilişkiye bir de nükleer santral ticareti eklemişsiniz. Bütün bunlar Rusya açısından çok büyük kazanımlar. Batı kampından çok önemli bir kuvveti hem batı ile sorunlu hale getirmişsiniz hem de bölgedeki politikalarınızla ilgili eylem birlikteliği içine girmişsiniz. Rusya her halükarda mevcut ilişkiyi kaybetmek istemeyecektir. Bununla ilgili gerekirse tavizler de verecektir. Suriye’de Türkiye ile hareket etmek çok önemli, bundan vazgeçmemek adına S-400 konusunda Türkiye’yi rahatlatacak bir formülasyona Putin evet diyecek belki. Önümüzdeki aylar bunların pazarlığıyla geçecek. Maalesef Türkiye burada bir netleşse, Şam ile anlaşsa, Esad kompleksinden kurtulsa, S-400’ler konusundaki kararlılığını Amerika ile pazarlık yapmadan sürdürse ve hızla teslimata başlasa bu işler daha da kolaylaşacak. Bunu da ekonomisi nedeniyle yapamadığı için işler daha da girift hale geliyor.”
‘RUSYA İLE AMERİKA ARASINDA BAŞLAYAN GÖRÜŞMELER’
“S-400’lere bağlı değil. Burada daha ziyade Amerika’nın kısmi çekilme programı ile ilgili bir durum. Lavrov’un işaret ettiği açıklama biraz buna yönelmemize yol açıyor. Çünkü söylediği şey şu. Yeniden sahada üç noktada bir Suriye olmak üzere Amerika ile iletişim kanallarının açıldığını, görüşmelerin başladığını söylüyor. Bu gelişmeyi sağlayan Trump’ın faktör çekilme takvimi, her ne kadar o takvim net olmasa da, Kremlin bunu kısmi çekilme diye niteliyor. Bu yüzden Rusya’nın yaptığı ilk iş şu oldu. Rusların arabuluculuğunda PYD ile Esad’ı barıştırma faaliyeti vardı. Lavrov’un bu açıklamasından bir gün önce bu görüşmelerin kesildiği bilgisi düştü ajanslara. Bu konuda PYD yetkilileri ‘Ruslar bizi biraz yüzüstü bıraktılar, arabuluculuk yapmıyorlar, onların sponsorluğunda yürüyen bir mesele yürümez hale geldi’ diyorlar. Bunun da aslında Amerika’nın kısmi geri çekilmesiyle ilgili olarak Rusya ile Amerika arasında başlayan görüşmelerle ilgili olduğu anlaşılıyor. Amerika açısından da Rusya açısından da meselenin bir an önce siyasi bir çözüme yönelmesi gerekiyor. Çünkü Ukrayna cephesinde işlerin sertleştiği bir tablo var. Bir şekilde Suriye’deki meselenin hal yoluna sokulması lazım. Burada Golan Tepeleri konusunda Rusya’yı bir parça Kırım benzerliği üzerinden ikna edebilirse Amerika ki bunun için uğraşıyor Suriye’de belli tavizlerle bu meseleyi hal yoluna sokma durumuna girebilir. Golan’dan Kırım’a Suriye’nin kuzeydoğusundaki PYD bölgesinden Türkiye ile S-400 pazarlığına uzanan toplam bir paketin unsuru olarak Amerika ile Rusya arasında bir Suriye pazarlığı başlamış görünüyor.”