Bu arada ekonomi,hukuk, demokrasi sorunları ve komşularla ilişkilerden başka Kıbrıs sorunu, Türkiye’nin Avrupa Birliği üyelik sürecinin canlanıp gelişmeler göstermesi yolunda ciddi bir engel kalıyor. Bilindiği gibi, Kıbrıs Türk ve Rum toplumları liderlerinin görüşmelerine ara verildi.
Kıbrıs Türk ve Rum toplumları arasındaki görüşmelerin biran önce yeniden başlamasından yana olan Ankara, Kıbrıs sorununun çözümünü Doğu Akdaniz bölgesindeki enerji sorunlarının çözümüyle ilişkilendirmeye çalışıyor. Ancak Yunanistan ve Kıbrıs cumhuriyeti buna karşı çıkıyor. Kıbrıs Cumhuriyeti hükümetinin resmi temsilcisi Nikos Hristodulidis Atina’da yapılan Türkiye-Yunanistan Yüksek Düzeyli İşbirliği Konseyinin 3. toplantısının sonuçlarını değerlendirirken bunu yeniden belirtti.
Görüldüğü gibi,Türkiye ve Avrupa Birliğinin hele Kıbrıs konusundaki anlaşmazlıkları oldukça büyük.
Avrupa Birliği böyle şartlarda iç çelişkileri yenerek Ankara’ya doğru bir adım atabilecek mi? Lefkoşa’nın Arkara’ya karşı tavrı değiycek mi, yoksa Avrupa Birliği liderlerinin yaptıkları beyanatlar eskisi gibi sadece laf olacak mı?
Tanınmayan KKTC’nin Toplumcu Demokrasi Partisi Dış İlişkilerden sorumlu Eski genel sekreter yardımcısı ve eski Tarım ve Doğal Kaynaklar bakanı Sami Dayıoğlu “Sputnik” Haber ajansı ve radyosu muhabirine verdiği demeçte bu konuya değinerek şunları söyledi:
"Kıbrıs’ın Türkiye’ye karşı tutumunda değişiklik olabilir mi sorusuna cevabım evettir. Kıbrıs başlangıçta bir göstermelik olarak bir değişiklik hareketinde bulunabilir. Ama bu, nihai bir netice olarak algılanmaması gerekir. Nedeni ise, bugün Kıbrıs’ta çıkabilecek olan gazın miktarları üç aşağı beş yukarı belirlenmiştir. Bugün Kıbrıs’ta çıkabilecek olan gaz, gerek Türkiye’ye gerekse Avrupa’ya gaz tedarikini sağlayabilecek bir pozisyondadır. Türkiye’den başka alternatifler var mı? Var. Mesela, Kıbrıs’tan İsrail’e, İsrail’den de Mısır’a. Mısır üzerinden de likidite ederek gemiyle Avrupa’ya taşınabilir veyahut da başka ülkelere. Bu, bir yol olarak değerlendirilebilir. Ama bu yol, pahalı bir yoldur. Bu nedenden dolayı bana göre Türkiye, evet Avrupa Birliği’nin gaz dağıtım merkezi yönünde Avrupa Birliği’nin tek çıkar yoludur. Bu yüzden Avrupa Birliği Türkiye’ye gerek Avrupa Birliği’ne girmede veyahut da diğer açılımlarda bana göre imtiyaz tanıyacaktır. Sonunda evet, Türkiye gaz dağıtım merkezi olma potansiyelini haizdir. Kıbrıs dahi bunun nihai kararda Türkiye’nin gaz dağıtım merkezi rolünü kabul edecektir."
Ankara Strateji Enstitüsü uzmanı Prof.Dr.Şevket Tüylüoğlu da bu konudaki fikirlerini açıklayarak şöyle konuştu:
"Türkiye’nin Avrupa Birliği nezdinde en son Putin-Erdoğan görüşmesi ile birlikte Türkiye’nin elinin bir miktar daha güçlendiğini rahatlıkla söyleyebilirim. Bu, hem Türkiye’yi hem de Rusya’yı stratejik olarak bir ortaklığa çeviren bir yeni ikinci bir Mavi Akım ya da Türk Akımı diye adlandırılan yeni bir doğal gaz taşıma projesidir. Bu, belki Bulgaristan üzerinden daha önce planlanmış olan Güney Akım’ın iptal edilmesi Avrupa Birliği’nin aslında elindeki imkanını Türkiye’ye kaptırması anlamına gelmiş oldu. Türkiye bir alternatif konumundaydı. Rusya da bunu değerlendirdi. Dolayısıyla karşılıklı yararlı yeni bir projeye doğru bir hareket, bir hamle ortaya çıkmış oldu. Bu, Türkiye’nin Avrupa Birliği ile üyelik konusunda yapmış olduğu müzakerelerde elini bir miktar daha güçlendirecektir. Bu konuda herhangi bir endişemiz yoktur.
Öte yandan, Avrupa’ya Rusya’nın gazının Türkiye üzerinden aktarılması konusunda tabi farklı alternatifler de var. Türkiye üzerinden aktarılacak olan gazlardan bir tanesi de tabi ki, özellikle Doğu Akdeniz’de ortaya çıkacak olan hem petrol hem de doğal gazın Kıbrıs üzerinden, yani Türkiye’nin de güneyinden aktarılması söz konusu. Bu konuda hem Yunanistan’ın hem de Güney Kıbrıs Rum Kesimi’nin planları ve projeleri var. Rahatsızlık belki bu açıdan birincisi olarak değerlendirilebilir. Ama asıl büyük rahatsızlık, Kıbrıs’ta İsrail ile ortak bir şekilde Yunanistan’ın da desteklediği şekilde, Avrupa’nın da, kendi doğal gaz ihtiyacını sadece tek bir hat üzerinden tamamen karşılayamadığı nedeniyle çok fazla ses çıkartmadığı Kıbrıs’ta yeni üretime açılması düşünülen ya da en azından o yönde planlanan yeni doğal gaz arama ve üretme faaliyetleri ile ilgilidir.
Dolayısıyla bu konuda AB’nin Türkiye ile ciddi anlaşmazlıklar ortaya çıkmış durumda. Bu anlaşmazlıklar henüz şu anda çözülebilmiş değil. Çözülemediği için de bu konuda Türkiye ile Avrupa Birliği’nin veya Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nin bu konuda ortaya çıkan problemlerinin kısa bir sürede çözümlenebilecek gibi durmadığını söyleyebiliriz. Sonuç bir uluslararası hukuk sorununa dönüşmüş durumda. Ve bu konuda karşılıklı restleşmeler ve karşılıklı gerginlikler ortaya çıkmış. Şu anda bunlar henüz çözülememiş, fakat ertelenmiş durumda. Dolayısıyla, Kıbrıs Sorunu çözümlenememiş, ertelenmiş, çözümü bekleyen bir durumda Türkiye’nin Avrupa Birliği önünde de önemli bir sıkıntı, bir sorun olarak duruyor."
Kıbrıs sorununun Türkiye-Avrupa Birliği ilişkilerindeki rolü
13:05 24.12.2014 (güncellendi: 17:20 05.10.2015)
© Wikipedia / AteshCommonsKıbrıs haritası
Abone ol
Rusya-Türkiye yakınlaşması üzerine Brüksel’in Ankara’ya karşı tavrı değişti.