Türkiye'yi ziyaret eden Grigoriy Kovalevskiy yönetimindeki orkestranın kadrosunda Baş Şef ve Sanat Yönetmeni Vladimir Spivakov, ilk keman Aleksey Lundin, ikinci keman Vitaliy Handras, ikinci keman Yevgeniya Şulkova ve aranjman Aleksey Strelnikov yer aldı. Londra'nın Albert Hall, Paris'in Pleyel ve New York'un Carnegie Hall gibi dünyanın en saygın konser salonların onursal konukları olan dünyaca ünlü Rusyalı müzisyenler, İzmirli keman müziği severlerine Çaykovski, Mozart, Rossini, Boccherini ve Piazzolla eserlerinin eşsiz yorumunlarını sundular.
İzmir konçertosunun ilham kaynağı Orkestra Müdürü Rusya Halk Sanatçısı Grigoriy Kovalevskiy, Radyo Sputnik'e, topluluğunun Türkiye turnesi geleneğini anlattı, İzmir'deki performanslarından izlenimlerini paylaştı, Türk müzik dinleyicilerinin tablosunu çizdi ve klasik müzik alanında Rusya-Türkiye ilişkilerinin gelişimini özetledi:
İSTANBUL'U SIK SIK ZİYARET EDERİZ AMA İZMİR'DE İLK KEZ SAHNE ALDIK
ForteProduction şirketi ve yöneticisi Kadir Dursun tarafından davet edildik. Kadir Bey'le uzun zamandır tanışıyoruz. İzmir konçertosundan önce onun davetiyle sekiz yıl üst üste Antalya'da dünyaca ünlü Türk piyanist Fazıl Say'ın festivaline katıldık. Orkestramız daha önce defalarca İstanbul'da oldu, yaklaşık 60 kez. Ayrıca Ankara'da da performans yaptık. Ancak İzmir'e ilk kez gelmek nasip oldu.İzmir sözün tam anlamıyla, güzelliğiyle bizi büyüledi; Avrupa'nın en iyi konçerto salonları arasında gösterilebilir olağanüstü konser salonuyla bizi fethetti. Bu çok güzeldi. Sıra dışı akustiği, muhteşem sahnesi, kulis arkasında da her şey mükemmeldi. Seyircisi harikaydı, salon dopdoluydu, bizi çok iyi karşıladılar. Bizi her yerde iyi karşılıyorlar, ancak buna alışmamaya çalışıyoruz. Bu arada İzmir seyircisi çok titiz, inanılmaz kültürlü. İstanbul seyircisine alıştık. Kendine özgü zarif müzik zevkleri var. Orada çok sayıda festival yapılır. Ancak İzmir'de de aynı derecede doğru müzik zevkine sahip bir seyirci kitlesi olduğunu bilmiyorduk. Bizim için yeni olan bu şehirden hoş ve taze izlenimler bizi mutlu etti.
RUS-TÜRK KEMAN MÜZİĞİ FESTİVALİ PLANLANIYOR
Müzik alanında Rus-Türk ilişkileri her zaman var olmuştur ve ben bu ilişkilerin mutlaka sürdürülmesi, ortak projelerin geliştirilmesi gerektiğini düşünüyorum. Tüm sırlarımızı açmayacağım ancak gelecek yıl veya bir yıl sonrası için büyük bir proje düşünüyoruz. Rus ve Türk müzisyenlerin katılımıyla kapsamlı bir festival fikri var. İzmir mi Antalya mı olacak bu konuda henüz karar vermedik. Belki de hem İzmir hem Antalya olur. Özellikle böyle inanılmaz salonlar ve muhteşem seyirciyle karşılaştıktan sonra anında yeni fikirler doğuyor. Benim akidem, konçerto için ne kadar para ödendiğini düşünmek değil, seyircinin bizi ne kadar iyi karşıladığının yanı sıra uçak inişinden başlayarak geri dönüşe kadar bizi ne kadar iyi kabul ettiklerine dikkat etmektir. Bu ziyaret çok kısa sürdü, günübirlik, ancak akılda kaldı. 51 yıldır arkadaşlık ettiğim ve birlikte tüm dünyayı karış karış gezdiğim dostum ve meslektaşım Vladimir Spivakov'un da hafızasına kazındı. Böyle sıcak karşılamalar her zaman akılda kalır.
Bu sefer, özellikle İzmir'de çalmak istediğimiz bir programla geldik. İlk bölümde Mozart, Boccherini, Rossini vardı. İkincisinde Çaykovski'nin serenadı ve prömiyeri üç ay önce yapılan yeni bir eser "Keman ve Orkestra için Tango Tarihi" vardı. Bu, tüm solistlerimizin çaldığı Astor Piazzola'nın süitinden dört bölümdü. Üstelik orkestradan biri kalkıp ustaca çalmaya başlayınca bu her zaman seyirci üzerinde büyük bir izlenim bırakır.
RUS KEMANCILAR İZMİR'DE "STRADİVARİUS BALIĞI"NIN TADINA BAKTI
Dostum Volodya (Vladimir Spivakov) ile Türkiye'deki restoranlara delicesine aşığız. Özellikle, Türklerin ustaca hazırladığı balığı çok seviyoruz. Özellikle leziz bir balığa "Stradivarius Balığı" diyorum. Sevgili dostumuz Kadir (Dursun) ile İzmir'de iki kez enfes bir balık restoranını ziyaret ettik. İkisinde de büyük bir zevkle lezzetli yemekler yedik. Türkiye'nin mutfağıyla meşhur olduğu bilinmektedir ve bu bize çok yakın. Antalya'da da sevdiğimiz bir restoran var, festival sırasında yemeklerimizi hep orada yeriz.
İzmir bizi seyircisi, mimarisi, büyük ve harika Avrupa sahiliyle fethetti. Türkiye genel olarak hızla ilerliyor, kendi yolundan ve büyük adımlarla. Ve tanrıya şükür biz arkadaşız. Hatta gelişimimizin, Putin'in Türkiye ziyareti için bir hazırlık olduğunu düşünüyorum. Konserlerimiz sıkça başbakan, devlet başkanı veya parlamento başkanının ziyaretleri arifesinde gerçekleşir. Böyle ziyaretler kapsamında "Moskova Virtüözleri" de davet edilince kalpler eriyor. Ne de olsa müzik müziktir. Bizimle beraber Spivakov Vakfı'ndan çocuklar da geliyor. Vakıf, 20 bin yetenekli çocuğu kapsıyor. Çoğu, küçük yaşlarına rağmen olgun bir sanatçı haline geldi, bizimle beraber dünyayı gezip konser veriyorlar. Ve salonda oturan siyasiler, "Moskova Virtüözleri" orkestrasının ustalığını görünce yaptırım ve savaşları unutuyorlar. "Inter anna silent Musae" (Toplar konuşunca müzik susar) sözü yerine "Müzik çalınca toplar susar" demek isterdim.