Peki, Ukrayna’nın NATO’ya girme ihtimali var mıydı? Ukrayna’nın NATO perspektiflerini, Karadeniz bölgesinin diğer devletleri nasıl değerlendiriyor? Özellikle, 63 senedir NATO’nun önemli üyelerinden biri olan Türkiye’nin bu konuya ilişkin tutumu nedir?
Bu konuyu, Sputnik Haber Ajansı’na değerlendiren Ankara Ufuk Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Başkanı, Saadet Partisi Genel Başkan Danışmanı ve ESAM Uzmanı, TBMM 21. Dönem Ankara milletvekili Prof. Dr. Oya Akgönenç Muğisuddin, şöyle konuştu:
"Ukrayna’nın NATO’ya girişi, uzun zamandır konuşuluyor. Ama, konuşmak başka, uygulamak başkadır. Ukrayna’nın NATO’ya girişi, bence Rusya’yı yakından ilgilendirdiği gibi, Türkiye’yi de yakından ilgilendiriyor. Ukrayna'nın NATO’ya girişinin oldukça zor olacağını düşünüyorum. Yani, kim, kime garanti verecek? İleride bu katılımdan dolayı yeni pürüzler çıkarsa, NATO’nun diğer ülkeleri bunu nasıl hazmedecekler? Veyahut, Karadeniz’de sürekli böyle bir ikilem mi yaşanacak? Orada daha önce yapılmış anlaşmalar var. Bu, onları nasıl etkileyecek? Dolayısıyla, çok fazla probleme yol açacağı için bunun gerçekleşeceğini düşünmüyorum."
Sputnik Haber Ajansı’na konuşan Hava Harp Akademisi ve Özyeğin Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mesut Hakkı Çaşın ise konuyla ilgili şu değerlendirmelerde bulundu:
"Türkiye, NATO’nun 28 üyesinden sadece biridir. Ukrayna’nın Batı ile entegrasyonu meselesinde Türkiye, bu ülkenin her devlet gibi, demokratik bir ülke olmasından yanadır. ‘Ukrayna’nın NATO’ya üye olması acaba sorunları çözecek mi?’ sorusunu dikkatle değerlendirmek lazım. İkincisi, buna karar verecek olan Türkiye değil, Ukrayna halkıdır. Gördüğümüz kadarıyla, Ukrayna’nın doğusu bu karara karşı. Öte yandan, Türkiye’den ziyade, Almanya ve Fransa’nın bu üyeliğe şiddetle karşı çıktığını bilmekteyiz. Amerika Birleşik Devletleri de Ukrayna’yı alıp almamakta kararsızdır. Bu bakımdan, Ukrayna’nın NATO üyesinden daha ziyade, tarafsız kalmasının, Karadeniz bölgesinin istikrarı açısından daha önemli olduğunu düşünüyorum. Bana göre asıl mesele, Washington ve Moskova’nın birbirine olan güven eksikliğidir. Ancak Türkiye’nin Rusya’ya yönelik güven eksikliği söz konusu değil. Tam aksine Türkiye, tarihinde ilk defa Rusya ile bu kadar stratejik bir işbirliği içerisine girmiştir ve Karadeniz’de istikrarı şiddetle istemektedir. Çünkü Karadeniz’de istikrar, aynı zamanda Kafkasya’da da, Balkanlarda da istikrar demektir. Bu, Suriye sorununun da çözümü demektir."