Hemin Hawrami, Sputnik Haber Ajansı'na yaptığı açıklamada, Kuzey Irak Kürt Bölgesi ile Türkiye arasındaki ilişkileri değerlendirdi.
Türkiye, Avrupa ve küresel pazara çıkışımızı sağlayan ana koridor. Kürdistan ve Türkiye arasındaki ilişkilerin inişli ve çıkışlı bir tarihi olmuştur. Bizi birbirimizden uzaklaştıran ve aynı zamanda birbirimize yakınlaştıran bir çok konu var. Ama Türkiye'nin hem dış hem de iç politikasında Irak'taki Kürtlere yönelik olumlu değişiklikler gözlemliyoruz. Biz, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Başbakan Ahmet Davutoğlu hükümetinin Kürtlere karşı olumlu bir politika izlediğine inanıyoruz. Türkiye, demokratik barış sürecini başlatmıştır ve biz bu süreci içten destekliyoruz, desteklemeye de devam edeceğiz. Türkiye, Erbil'de başkonsolosluk açtı. Ekonomi açısından Kürdistan bölgesi şu anda Türkiye için Almanya’dan sonra ikinci büyük pazar konumunda. Yani sadece biz Türkiye’ye muhtaç değiliz, aynı zamanda Türkiye’nin de ortak çıkar ve işbirliğine dayalı olarak Kürdistan bölgesine ihtiyacı var. Kürdistan bölgesinde çalışan 3000 yabancı şirketten yaklaşık bin 326’sı Türk şirketi. Türkiye’nin Irak ile ticaret hacmi yaklaşık 12 milyar dolar ve bu toplamdan 9 milyar doları sadece Kürdistan bölgesi ile gerçekleşmekte. Bugün Kürdistan bölgesi ile Türkiye arasında, yani Erbil ile Ankara ve İstanbul arasında haftada 18 kez uçuş gerçekleşiyor. Yani bizim hem ekonomik alanda, hem de siyaset alanında çok iyi ilişkilerimiz var. Ve biz Türkiye ile olan ekonomik, siyasi, kültürel ve enerji güvenliği alanındaki ilişkilerimizi daha da güçlendirmek istiyoruz.
TÜRKİYE İLE 50 YILLIK ANLAŞMA
Çünkü biz 2014 yılı Aralık ayında Bağdat ile anlaşmaya vardık ve bu anlaşma gereğince, Irak Kürdistan bölgesinden 250 bin varil petrol ve Kerkük’ten de 300 bin varil petrolü Kürdistan bölgesi içerisinden Ceyhan’a nakliye etme hakkı kazandık. Yani bu anlaşmaya göre artık yasal hakkımız var. Bu anlaşmaya ve Türkiye ile yapmış olduğumuz 50 yıllık karşılıklı anlaşmaya dayanarak daha önce varmış olduğumuz talepleri yerine getiriyoruz. Ve ortada anlaşmalarımızı değiştirmek için herhangi bir neden yok.
Hawrami, Kerkük petrol sahalarının İslam Devleti’nden ne şekilde korunduğuna ilişkin soru üzerine, 'İslam Devleti Kerkük'te değil. Kerkük'te peşmergeler bulunmaktadır’ diye konuştu.
Kerkük'teki petrol sahalarının tamamı peşmergelerin kontrolü altında. İslam Devleti, Tikrit ve Beigi rafinerisi yakınlarında bulunuyor. Peşmerge güçleri Kerkük’ün güneyine saldırılar düzenleyerek yaklaşmayı denemişlerdi, ancak başarısız oldular ve şimdi de Kerkük'ün güneyinde 60 km. daha ileriye ilerlediler. O bölgede çok güçlü askeri savunma tesisleri kuruldu ve peşmergeler İslam Devleti’nin ne Kerkük’ü ne de Kerkük petrolünü kontrol altına almasına izin vermez.