Son yıllarda gelişen Türkiye-Brezilya ilişkileri, bu olaydan etkilenecek mi? 'Ermeni soykırımı' meselesini tanımamak, uluslararası arenada Türkiye için ne kadar ciddi bir sorun?
Konuyla ilgili Sputnik'e konuşan Dış Politika Enstitüsü Yönetim Kurulu Üyesi ve Uluslararası Programlar Başkanı Emekli Büyükelçi Oktay Aksoy, şunları söyledi:
Türkiye-Brezilya ilişkilerinin böyle kararlarla bozulmayacak noktada olduğunu ümit ediyorum. Çeşitli ülkelerin senato, parlamentolarının aldıkları bu tür kararları bir görüştür diye düşünülebilir. Fakat Türkiye’nin görüşü de Birinci Dünya Savaşı sırasında ve öncesinde gerçekleşmiş Ermenilere yönelik bazı üzücü olaylar incelenmeli yönünde. Neticede nasıl bir sonuç ortaya çıkarılabilir, onu işte bağımsız tarihçiler incelemeli diye düşünüyoruz.Türkiye'de bir etnik grubu ortadan kaldırmaya yönelik bir şey olmadığını, bu savaş sırasında karşılıklı çatışmalar sonucu bu üzücü olaylarla karşılaşılmış olduğu düşüncesi var.
Büyükelçimizi Ankara’ya çağırmakla Türkiye bir tepki göstermek istemiştir. Bu tepkinin Senato’da bu kararın alınmasına yönelik çalışmalarda bulunan kimselere bir mesaj vereceğini umuyorum. Türkiye-Brezilya ilişkilerinin bunlardan zarar görmemesini temenni ediyorum. Netice itibariyle Brezilya Senatosu’nun veya diğer ülkenin parlamentosunun almış olduğu kararlar, ne Türkiye için bağlayıcı bir nitelik taşır, ne de Türkiye’yi lekeleyecek bir karar olabilir.
'TÜRKİYE TARİHİNİ YABANCILARDAN ÖĞRENMEK İSTEMİYOR'
Gazeteci-yazar, Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun eski Başdanışmanı Etyen Mahçupyan ise Türkiye’nin Ermeni soykırım iddialarına ilişkin tutumuyla ve bunun uluslararası arenadaki sonuçlarıyla ilgili şu değerlendirmelerde bulundu:
Ermeni soykırım meselesi, Türkiye’nin acil bir meselesi değil. Türkiye’nin meseleleri içinde listenin ortalarında yer alan bir mesele. Türkiye buna bir ulus-devlet mantığı içinde önüne bir şey çıktığı zaman bir şekilde cevap vermek durumunda hissediyor. Türkiye toplumunun neye hazır olduğuna bağlı olarak da Türkiye Devleti davranmaya devam edecektir. Yani bu, Türkiye’de göreceli olarak yeni başlamış bir tartışma ve anlama faaliyetidir. Sadece Ermeni meselesiyle de bağlantılı değil, bizzat kendi tarihini 20. yüzyılın başından itibaren çok doğru anlatılmamış olarak şu anda idrak ediyor. Ve açıkçası, bu tarihi de yabancılardan öğrenmek istemiyor.