TBMM’de dış politikadaki gelişmeleri değerlendiren eski Musul Konsolosu, CHP Ardahan Milletvekili Öztürk Yılmaz, Türkiye-Rusya krizine de değindi. Türkiye’nin Rusya ile ilişkilerinin Batı bloku dışında geliştirip zenginleştirdiği, belki de en ileri noktaya ulaştırdığı ilişkiler olduğunu vurgulayan Yılmaz, bu kriz ortamının uzamasının ve her iki taraftan da gelen iç kamuoyunu da tatmin etmeye dönük sert krizi daha fazla tırmandırdığını söyledi.
‘DOĞRUDAN GÖRÜŞMELERLE ÇÖZÜM BULMALIYIZ’
“Burada sorun şu. Biz bir hadise yaşandıktan sonraki dönemde krizin etkisini azaltabileceğimiz, ortamı yumuşatabileceğimiz ve bu şekilde tekrar ilişkileri rayına oturtabileceğimiz bir aklı devreye sokamadık. Bu yüzden bugün ne kadar kaybedeceğimiz üzerinde konuşuyoruz. Rusya’nın sadece Türkiye ile ikili ilişkilerde hamlelerini görmüyoruz. Rusya bir noktada sanki gururu kırılmış büyük bir devlet psikolojisiyle davranıyor. Bu krize mutlaka, doğrudan görüşmelerle Rusya ile bir çözüm bulmamız gerekiyor. Bizim 4.6 milyar dolarlık bir ihracatımız var. Rusya’nın ise bize ihracatı 21 milyar dolar. 26 milyar dolarlık bir ticaretimiz var. Gazın yüzde 54’ünü Rusya’dan alıyoruz.”
'TÜRKİYE ÜZERİNDEN RUSYA’YA VURMA STRATEJİSİNE DÜŞMEMELİYİZ'
"Bizim akıllı ve uyanık olmamız gerekiyor. Ukrayna krizinde gördük. Ukrayna krizinde Batı, Ukrayna üzerinden Rusya’ya vurdu. Şimdi Türkiye üzerinden Rusya’ya vurma stratejisini biz düşmemeliyiz. Birinci nokta bu. Çünkü bizim kendi ulusal güvenliğimiz, kendi çıkarlarımız açısından dengeleri koruyarak hareket etmemiz gerekiyor. Bir kıvılcım, ufak bir kaza, bir çatışma riskinin ikinci aşamasını düşünmemiz gerekiyor. Burası bizim öz yurdumuz, vatanımız, bizi en çok burası ilgilendiriyor. Buranın güvenliği ve buradaki bizim bazı dengelere de dikkat etmemiz gerekiyor.”
‘KRİZİ ORTADAN KALDIRACAK SİYASET UYGULANMALI’
CHP’li Yılmaz, bu krizden yararlanıp Türkiye’ye müthiş bir yığınak yapılmasının da sorgulanması gereken başka bir nokta olduğunu belirtti.
Yılmaz, “Yani bizim bütün dengeleri soğukkanlı bir analizle ve kapsamlı bir analizle küresel açıdan iyi değerlendirmemiz ve yine bizi, kendi önceliklerimizi dikkate alarak bazı diplomatik kanalları kullanmak suretiyle bu krizi yavaşlatacak ve etkilerini ortadan kaldıracak siyaset uygulamamız gerekiyor. Yoksa bu yarın Ege’ye yayılacak. Yunanistan’la Ermenistan’la ilişkilere, sözde soykırım konusuna yansıtılmak istenecek” diye konuştu.
‘NATO YA DA BAŞKA OLUŞUMA GÜVENMEMELİYİZ’
Yılmaz, “Üzerinde bulunduğumuz coğrafya riskleri, tehditleri, çıkarları ve menfaatleri barındırıyor. Bizim durumu iyi ölçmemiz gerekiyor. NATO’ya güvenerek veya bir başka oluşuma güvenerek Rusya ile ilişkileri gerip sonuçlarını sadece üzerimize yıkıp gitmelerine müsaade etmemeliyiz” ifadelerini kullandı.
‘DİPLOMATİK KANALLAR HER SEVİYEDE KULLANILMALI’
Yılmaz, Rusya ile krizin aşılması için diplomatik kanalların sonuna kadar, sadece üst seviyede değil, her seviyede kullanılması gerektiğini kaydetti. Türkiye ile Rusya’nın belli alanlarda stratejik işbirlikleri yapan iki ülke olduğuna dikkat çeken Yılmaz, “Bir taraf bu mekanizmaların bir anda kaybolmasını göze alıyorsa bile benim doğrudan bir teması sağlayabilecek bir iradeyi hala taşıyor olmam gerekiyor” dedi.
‘ORTAYA ARACI KOYULMAMALI'
Yılmaz, Sputnik’e yaptığı değerlendirmede de şunları söyledi:
“Gelinen nokta, şu anda iki ülkenin de çıkarları açısından arzu edilmeyen bir nokta. Tabii krizin uzaması her iki taraftan da bazı adımların atılması suretiyle daha da ileri bir aşamaya taşınıyor. Bu krizin önlenmesinin en güzel ve en kestirme yolu iki ülkenin aracı ortaya koymadan doğrudan görüşmeleri. Rusya ve Türkiye’nin yanlış anlamaları, hassasiyetleri ve bundan sonra benzer durumlarda karşılaşılabilecek sıkıntıları ve çözüm yöntemlerini görüşmeleri gerekiyor. Diplomatik olarak bu noktada kalınırsa, sorun çok uzamadan çözülebilir.”