'TÜRK ÜRETİMİNİN KALİTESİNİ DÜNYAYA GÖSTERMEMİZ LAZIM'
Yıldızalp sözlerine şöyle devam etti: "Türkiye üzerinde oynanan oyunlara inat ekonomimizi canlandırmak, yurtdışına Türk üretiminin kalitesini göstermek şimdi daha da önemli. Türkiye gerek coğrafi konumu, gerek fiyat avantajı, kalifiye elemanları, teknoloji ve yaratıcılığı ile aslında birçok sektörün üretim üssü olma potansiyeline sahip. Bu nedenle 15 Temmuz sonrası özellikle ekonomimizi ve ülkemizi, dünyaya daha çok anlatmaya ihtiyacımız var. Uluslararası ilişkiler ile halkla ilişkilerin kesişme noktasında bulunan kamu diplomasisi, günümüzde bu anlamda daha çok önem kazandı. Başbakan Yardımcımız Numan Kurtulmuş önderliğinde başlatılan kamu diplomasisi çerçevesinde ekonomi diplomasisinde de düğmeye basıldı. Biliyoruz ki internet teknolojisinin gelişip yaygınlaşması ile artık bilgiler çok hızlı bir şekilde yayılıyor. Bu bilgilere kolayca ulaşan sıradan vatandaşlar, artık uluslararası ilişkiler hakkında daha çok fikir sahibi olmakta. Bu durum tüm ülkelerin, diğer ülke vatandaşlarına yönelik iletişim faaliyetleri geliştirmelerini, zorunluluk haline getiriyor. İşte bu yüzden kamu diplomasisinin, gelişen iletişim teknolojileri ile, ülkelerin kendi politikalarını ve kültürlerini, dış dünyaya aktarma çabası olarak halka ilişkiler ile buluşması, çok daha değerli ve öncelikli olduğunu düşünüyorum."
'RUS BASINI İLE ÇALIŞMALARIMIZ ARTIRILMALI'
İletişim çalışmalarına kamu diplomasisini destekleyen halkla ilişkiler çalışmaları yürüttüğünü ifade eden Yıldızalp, şöyle devam etti: "Örneğin Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Rus mevkidaşı Putin arasındaki görüşmeden sonra yeniden gündeme gelen Rus Türk ticari ilişkileri üzerinden ilerleyerek, deri sektörümüzü Rus basını ile buluşturduk. Türk deri sektörünün kalitesini, kendi gözleriyle, birinci elden görmelerini istedik. Sektörün kalesi Kazlıçeşme'de yaptığımız üretim tesisleri gezisine Rus basını yoğun ilgi gösterdi. Bu gibi sektörel çalışmalarımız artırılmalı."
"Putin ve Erdoğan gibi iki değerli liderin başlattığı bu ilişkilerin, diplomasi sürecinden sonra, her iki ülkenin ekonomi ilişkilerine yansıması, daha sonra basında çıkan haberlerle iki ülke arasındaki dostluğu göstermesi noktasında, halkla ilişkiler çalışmalarının değerini ve önemini ortaya koyduğunu düşünüyorum. Bu anlamda, geçtiğimiz bu zor günlerde ülkemizin söyleyecek çok sözü, dünyaya anlatacak iyi bir hikayesi olduğunu bilerek, halkla ilişkilerin, uluslarası platformlarda "Güçlü Türkiye" imajına hizmet etmesi gerektiğini ve her firmanın kendi başarı hikayesini, Türkiye'nin milli başarı hikayesi ile birleştirerek, bunu yurtdışında anlatmasının çok önemli ve gerekli olduğunu belirtmek istiyorum."