Bugün Rex Tillerson Moskova’da ve uzmanlara göre yakında çok büyük bir ihtimalle ABD’nin Suriye’deki esas hedefinin yine DEAŞ olduğuna dair bir açıklama gelecek.
Peki Türkiye, ABD’nin Suriye yaklaşımlarında görülen bu tutarsızlıklar nasıl algılayıp yorumluyor? ABD’nin Suriye politika ve hamlelerine güvenebiliyor mu?
Konuyla ilgili Sputnik’e konuşan güvenlik uzmanı ve eski asker Abdullah Ağar şu değerlendirmelerde bulundu.
Daha önce Kerry ile Lavrov görüşürlerdi ama anlaşmanın gereği bir şekilde sahaya yansımazdı. ABD’nin Suriye konusunda samimi bir tutum içerisinde olduğundan şüphelerim var. Hamlelerindeki tutarsızlık da bundan kaynaklanıyor. Örneğin eğer ABD’nin, DEAŞ’le mücadele etmek gibi gerçek bir kararlılığı olsaydı, bunu başka bir terör örgütüyle yapması gibi mantıksız bir hamlenin altına imza atabilir miydi? Bence atamazdı!
Zira ABD, şu anda bölgede ulslararası bir koalisyonun başında, ismi de DEAŞ’le mücadele koalisyonu. Ama bu koalisyon şu anda DEAŞ’le mücadele etmiyor. Şu anda bu koalisyon, YPG üzerinden bir alan ele geçiriyor. Yani ABD’nin şu anda yaptığı, YPG ve diğer birtakım yapıları kullanarak bir alan ele geçirmeye çalışması. Ve bunun, DEAŞ’le mücadele etmek için gerekli olduğunu söylüyor. Burada DEAŞ’in varlık sebebi de çok büyük bir sorgulama üreten bir durum. DEAŞ niye var?
Baktığımız zaman, fotografta hem doğrusal hem asimetrik hem provokatif hamleler hem de tuzaklar da var. Bu fotograf kaldığı sürece Suriye sorunu çözülemez. Çünkü ABD, halk egemenliğini öngören bir yaklaşım içerisinde değil. Şu anda YPG ve PKK, başta Sünni Araplar ve Türkmenler olmak üzere, hatta Hıristiyan azınlıklarının bulunduğu coğrafyalar da dahil o alanları bütünüyle gaspetti ve oraya şu anda girmelerine izin verilmiyor.
Şu anda bu, ABD’nin işine geliyor. Ama yarın ne olacak? Bunu ABD Irak’ta, Sünni Arapları kullanarak denedi. Orada bile başarılı olamadı. Burada kimyası farklı olan etnik ve mezhebi unsurlar üzerine çözüm üretmeye çalışıyor. Gene başaramayacak. Çünkü burada adalete dair bir uygulama yok, adalete dair bir arayış yok.
Ben ABD’nin şöyle davrandığını düşünüyorum: Amerika maça 11 kişiyle çıkmak istemiyor, 22 kişi artı hakemlerle beraber çıkmak istiyor. Veya başka bir ifadesiyle, bütün atlara para yatırmak istiyor. “Atlar koşsunlar, birbirini parçalasınlar, sonuçta birisi kazanacak, ben ona da para yatırdığım için ben de kazanacağım” diyor. ABD’nin bu coğrafyada yaptığı böyle bir şey. Yani her grubu, gerek yerel bir güç olsun, gerek bölgesel bir güç olsun, kendi hedefleri ve menfaatleri doğrultusunda bir şekilde yönetmeye ve yönlendirmeye çalışıyor. Türkiye de bunun farkında. Sonuçta YPG’nin, PKK’nın yıllardan beri Türkiye’ye karşı kullanıldığı bir gerçek. Şimdi bunlar orta ve uzun vadede daha büyük bir şekilde Türkiye’nin karşısına çıkarılacak. Türkiye de bunu biliyor.