Anket sonuçlarına göre, İngilizlerin % 64'ü, İtalyanların % 57'si, Almanların % 52'si ve Fransızların % 49'u önümüzdeki dönemde AB'den en az bir ülkenin ayrılacağı görüşünde.Bu sonucun anlamı nasıl yorumlanabilir? Konuyla ilgili Sputnik'e konuşan Stratejik Düşünce Enstitüsü uzmanı Zeynep Songülen İnanç, şu değerlendirmelerde bulundu.
Zeynep Songülen İnanç: 2004 yılında toplanan büyük bir konvansiyonda hazırlanan Avrupa Anayasası'nın onay sürecinde yaşanan sıkıntılar, aslında bugün Avrupa'da şahit olduğumuz sıkıntıları kabaca bize göstermişti. O Anayasal antlaşmanın onay süreci pekçok ülkede işlememişti, ‘hayırlar' çıkmıştı. O antlaşma aslında temel olarak Avrupa halklarının Avrupa Birliği'ne olan hem siyasi hem de sosyal güvenlerini gösteren bir antlaşmaydı. Bu antlaşmanın onay sürecinde yaşanan sıkıntılar, daha sonra bunun gündemden düşmesi ve bunun yerine Lizbon antlaşmasının yapılması, AB'nin siyasi bütünleşme sürecinde son derece ciddi sıkıntıların olduğunu, halkların bu bütünleşme sürecinin dışında kaldıklarını, dolayısıyla da bu süreci çok fazla desteklemediklerini ortaya koymuştu.
2000'li yılların başından itibaren yaşanan süreçte Avrupa'da son derece ciddi ekonomik sıkıntılar yaşandı. Ekonomik krizlere bağlı olarak son derece büyük siyasi krizler de yaşandı. Bunun dışında Avrupa'da yaşanan ciddi sosyal krizler mülteci kriziyle beraber çok daha fazla tırmanışa geçti ve çok daha ciddi bir şekilde etkisi hissedilir hale gedliler.
Dolayısıyla Avrupa'nın yaşadığı sorunlar, ekonomik, siyasi ve sosyal sıkıntılar ağırlaşarak, daha önemli hale gelerek bugünlere geldik. Bu geldiğimiz noktada da ister istemez Avrupa halklarının, Avrupa Birliği'nin bu sorunları çözmekte yeterince çaba belki sarfetmemesinden belki de çabaların yetersiz kalmasından dolayı Avrupa Birliği'nin kurumsal anlamda güvenilirliğini yitirmiş olduğunu, artık Avrupa Birliği'nin, halkların geleceği açısından çok da fazla bir avantaj, fırsat sunmadığını düşündüklerini ortaya koyuyor.