CHP Genel Başkan Yardımcısı Öztürk Yılmaz, TBMM'de yaptığı açıklamada, Irak ve Suriye'deki gelişmeleri değerlendirdi. Irak Kürt Bölgesel Yönetimi (IKBY) Başkanı Mesut Barzani'nin 25 Eylül'de bağımsızlık referandumu yapılacağını açıkladığını hatırlatan Yılmaz, şöyle konuştu:
"Ama perde arkasından bir görüşme yapıyorlar. Irak anayasasının 140. maddesi vardır hatırlatmak isterim o maddeye göre o zaman Musul, Kerkük ve ilçelerinin kime ait olduğuna ilişkin bir süreç yazılmıştı. Bu süreçte bu bölgeler tartışmalı bölgeler olarak tarif edilmiş, 2007 Aralık'ına kadar bu tartışmalı bölgelerin Bağdat'a mı Erbil'e mi ait olacağı konusunda bir süreç öngörülmüştü, referandum süreci ve bunlar olmadı. Nüfus planlaması, nüfus sayımı ve normalizasyon yapılacaktı, bunlar olmadı ve 2007 yılı geçti. Şimdi diyorlar ki el altından referandumu öteleyebiliriz ama bu 140. maddeyi eğer işletirseniz yani Kerkük'te biz çoğunluğu elde ettik Kürtler olarak, Musul'un ilçeleri zaten elimize geçti, Kerkük'ün çok büyük bir bölümü bizim elimizde, eğer burada referandum yapmamıza 140. maddeyi işletmemize izin verirseniz belki öteleyebiliriz bunu. Bu oyunu yutmak isteyen kesimler olabilir. Ama şunu söyleyeyim bu da Irak'ın parçalanması, Irak'ta iç çatışmanın başlaması, Araplarla Kürtler arasındaki çatışmanın tavan yapması anlamına gelir."
‘EĞER IRAK'IN TOPRAK BÜTÜNLÜĞÜ PARÇALANIRSA MUSUL GÜNDEME GELİR'
Türkiye'nin bu konuda da Irak'ın toprak bütünlüğünü destekleyecek bir noktada durması gerektiğini vurgulayan CHP'li Öztürk Yılmaz, "Eğer bize rağmen Irak'ın toprak bütünlüğü parçalanırsa o zaman Musul konusu gündeme gelir ve gelmelidir. Bu konu hiç kimsenin öteleyemeyeceği bir konudur ve başkomutanlık hikayesi ancak o zaman işe yarayacaktır. Eğer bize rağmen Irak parçalanırsa bize rağmen orada bir coğrafya değişikliği meydana gelirse, bize rağmen sınırlar değişirse o zaman statü değişmiş olacaktır" diye konuştu.
CHP'li Öztürk Yılmaz, gazetecilerin referandumun gerçekleşerek bağımsızlık ilanı durumunda Türkiye'nin uluslararası hukuk çerçevesinde ne yapması gerektiğine ilişkin soruya ise, "Uluslararası hukukun zerresine saygı gösterenler Irak'ı parçalamazlar. Irak federal bir devlettir, Irak'ın toprak bütünlüğü uluslararası toplumun güvencesi altındadır. Ama parçalanırsa uluslararası hukuka aykırı bir işlem yapılmış olur. O zaman uluslararası gözeten sadece Türkiye olmayacaktır ve olmamalıdır. Yani Irak parçalandığı zaman eğer bize rağmen parçalanırsa, Irak'ın parçalanması durumunda farklı bir statü ortaya çıkacaktır" yanıtını verdi.
Yılmaz, bir gazetecinin, "1926 Anlaşmasına göre Türkiye'nin müdahale etme hakkı var mıdır?" sorusu üzerine de şunları söyledi:
‘BU HUKUKİ BİR SÜREÇ DEĞİLDİR'
"Bu hukuki bir süreç değildir. Bu misak-i milliden binbir türlü düsenle Türkiye'nin elinden alınıp Irak'a verilmiştir ve Türkiye de o zamanki şartlarda onu kabul etmek durumunda kalmıştır, Irak'a verilmiştir. Irak'tan çıktığı anda farklı bir tartışma başlayacaktır. Irak'ın toprak bütünlüğünü esas almalıyız biz. Şu anda Irak'ın toprak bütünlüğü içen çaba sarfetmeliyiz. Mesele Irak'ın toprak bütünlüğüdür. Bize rağmen diye başladı cüme…."
CHP Genel Başkan Yardımcısı Yılmaz, Suriye'de de 27 Eylül'de PYD-YPG'nin mahalli seçimleri yapacağını belirterek, "Kasım'da mahalli seçimlerinden sonra sözde kanton seçimleri yapılıyor. Akabinde de Ocak ayında da sözde Rojova Federal Parlamento seçimleri yapılıyor ve bu seçimler Amerikan'ın denetiminde yapılıyor. Kimse de buna karşı çıkmıyor. Açık açık söylüyorum. Bizim siyasetimiz Suriye'nin toprak bütünlüğüdür. Ama Suriye'de toprak bütünlüğü parçalanırsa bize rağmen, Suriye'nin toprak bütünlüğü dağılırsa ayrı devletçikler çıkarsa o zaman Fırat Kalkanı alanıyla ilgili hesaplar da gündeme gelecektir. Bunun da bir tarafa yazılması gerekir" dedi.
