Karamollaoğlu: HDP'lilerin oylarının kimsenin çantasında olduğu kanaatinde değilim

BMM Başkanı Binali Yıldırım'ın istifa kararını "Binali Bey'e yakışır bir tavır" sözleriyle değerlendiren Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, HDP'nin bazı illerde aday çıkarmaması üzerine başlayan tartışmaya da katıldı. Karamollaoğlu "HDP'lilerin oylarının kimsenin çantasında olduğu kanaatinde değilim" dedi.

Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, haftalık değerlendirme toplantısında gazetecilerin sorularını da yanıtladı. Binali Yıldırım'ın AK Parti'nin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adaylığını YSK'ya bildirmesinin ardından TBMM Başkanlığı görevinden istifa etme kararını değerlendiren Karamollaoğlu, şöyle dedi: 

'BİNALİ BEY'E YAKIŞAN BİR TAVIR OLDU'

"Ben teşekkür ediyorum. Aslında Binali Bey'e yakışır bir tavır oldu bana göre. Bunu baştan söylemiş olsaydı daha da güzel olurdu. Boşuna spekülasyonlara girmezdi insanlar, biz bile girdik, böyle bir tavır karşısında nasıl oluyor da sayın TBMM Başkanı istifayı gündeme almıyor diye. Kendisinin bu kararı açıklamış olması sevindirici bir şey. Teşekkür ediyoruz, tebrik ediyoruz, böyle bir karar aldığı için."

'SUÇ BABADAN OĞULA GEÇMEZ'

Karamollaoğlu'na CHP'nin İzmir Büyükşehir Belediye Başkan adayı Tunç Soyer'in babası Nurettin Soyer ile ilgili tartışmalar ve İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener'in ‘babadan oğula suç geçmez, oğuldan da babaya suç geçmez' şeklindeki değerlendirmesi de soruldu. Akşener'in çok doğru söylediğini ifade eden Karamollaoğlu, "Yani doğruya ne denir? Suç babadan oğula hele toruna kesinlikle geçmez. Bunu herkesin bilmesi icap eder. Bir insanın babasının eğer o da hata yapmışsa ben o konun detayına girecek değilim, hiçbir suretle çocuğunu, oğlunu, kızını itham etmeyi doğru bulmam. Çok büyük bir hatadır, çok yanlış olur" diye konuştu.

'EL İNSAF DERİM SADECE'

Saadet Lideri, HDP'nin bazı illerde aday çıkarmamasını iktidarın ‘muhalefete destek ve terörle işbirliği' şeklinde değerlendirmesine ilişkin soruyu da yanıtladı. "Başka da bir şeyi iktidarın söylemesi mümkün değil" diyen Karamollaoğlu, şöyle devam etti:

"Yani bunu başka türlü mü tenkit edecek? İktidar partisinin ben değerlendirmelerine bu sebepten dolayı hep ihtiyatla yaklaşıyorum. Hiç kıymet vermiyorum diyeceğim neredeyse de elbette bir düşünmemiz lazım. Ama her şeye böyle yaklaşıyorlar. Partilerin kendi bileceği iş. Yani bunu söylediğiniz zaman daha bir önceki Cumhurbaşkanlığı seçiminde Sayın Bahçeli ile Sayın Cumhurbaşkanının birbiri hakkında söylediklerini sıralayın bir bakayım ne diyorlar. Daha 6 sene önce söylenen laflar. Bunu bile unutursanız siz. Ondan sonra gidip başkalarını başka türlü itham etmeye kalkacaksınız, el insaf derim sadece.

'HDP'LİLERİN OYLARININ KİMSENİN ÇANTASINDA OLDUĞU KANAATİNDE DEĞİLİM'

HDP'nin alacağı karar da bize düşmez yorumlamak. Onlar da bir siyasi parti olarak bir politika izliyorlar. Kazanamayacakları bildikleri bir yerde de aday çıkarmak istemiyorlar demek ki. Nasıl ki bazı yerlerde Cumhur İttifakı denilen ittifak birbirlerini desteklemek için aday göstermiyorlarsa onlarda öyle bir aday göstermeme yoluna gidiyorlar ama oradaki biraz daha karışık. Çünkü HDP'lilerin oylarının kimsenin çantasında olduğu kanaatinde değilim. Herkes biliyor ki bizim Kürt asıllı vatandaşlarımızdan AK Parti'ye ciddi destek var, diğer partilere de ciddi destek var, CHP'ye de var, Saadet Partisi'ne de var, eminim BBP'ye de var veya İYİ Parti'ye de var. Yani biz bunları belli bir gözlükle bakıyormuş gibi düşünmek doğru değil."

'BATIYORLAR, ÇÖKÜYORLAR, KORKUNUN ECELE FAYDASI YOK'

Karamalolaoğlu, özellikle AK Parti ve MHP'den muhalefete yönelik ‘zillet ittifakı' gibi nitelendirmelere de yanıt verdi. Karamolllaoğlu, "Küfür ve çirkin sözler hitap ettikleri toplumu tarif etmez, kimin ağzından çıkıyorsa o insanı tarif eder. Birisi çok daha adi küfürler yapabilir, hiç kimse çıkıp da onun küfrettiği insana ‘sen niye böylesin' diye sorduğuna şahit oldunuz mu, yok. O kimin ağzından çıkıyorsa ne kadar aşağılıksa o kadar aşağılıktır, ne kadar yüceltiyorsa kendisi de o kadar yücelir. AK Parti tükendi, bitti. Bu tip çıkışlara, ifadelere ümidini bağlıyor. Halbuki bu kendi bitişini, tükenişini perçinliyor. Hani bir bataklığa düşen insan olur, bataklığa düşen insana ne derler önce kıpırdama, niye kıpırdadıkça daha çabuk batarsın. Aynı durumdalar, batıyorlar, çöküyorlar, durmadan başka yerlere saldırarak, kendilerini haklı çıkarmaya çalışıyorlar. Korkunun ecele faydası yok. Bunu bilsinler" diye konuştu.