Yazar Aklan: İnsan kendini tekrarladığı için tarih tekerrür ediyor

RS FM’de yayınlanan Gündem Dışı programına konuk olan yazar Rıdvan Aklan, “İnsan da tarih gibidir. ‘Tarih tekerrür eder’ deriz, insan tekerrür ettiği için tarih tekerrür ediyor. İnsan kendini tekrarlamasa tarih niye kendini tekrarlasın?” dedi.

‘Fransız Kadın Yolcu’ isimli romanıyla okuyucuyla yeniden buluşan yazar Rıdvan Aklan, Serhat Sarısözen’le Gündem Dışı’nın konuğu oldu. Aziz ve Sabri Bey arasındaki sohbetler vesilesiyle genç ve ihtiyar iki kişinin hayatına tanık olunan Fransız Kadın Yolcu’ya ilişkin olarak konuşan Aklan, “Bu sohbetlerde yılların yaşanmışlığı ve gençliğin verdiği tecrübesizlik var. İki insanın çatışmasını, kuşak çatışmasını görüyoruz. İnsan da tarih gibidir. ‘Tarih tekerrür eder’ deriz. İnsan tekerrür ettiği için aslında tarih tekerrür ediyor. İnsan kendini tekrarlamasa tarih niye kendini tekrarlasın?” ifadelerini kullandı.

‘Hayatınızın başkalarına bir faydası yoksa sonu yalnızlığa gider’

“Günümüzde maalesef yalnızlıklar var. Geçtiğimiz günlerde Almanya’da yaklaşık 15 gün önce ölen adamın haberi çıktı; bütün ödemeler otomatik ödeme talimatı ile ödendiği için öldüğünden kimsenin haberi bile olmamış” diyen Aklan, “Kendiniz için yaşamış olduğunuz hayatınızın başkalarına bir faydası yoksa sonu yalnızlığa gider” şeklinde sözlerini sürdürdü.

‘Her şeyi yanlış anlıyoruz’

Aklan, şöyle devam etti: “‘Balık verme, balık tutmayı öğret’, güzel bir sözdür. Ben de diyorum ki önce karnını doyur, sonra balık tutmayı öğren. Biz her şeyi yanlış anlıyoruz, o yanlış anlamaların önüne geçmeye çalışıyoruz. Karşınızda bir adam geliyor açlıktan yıkılmak üzere. Önce ‘Ben sana balık tutmayı öğreteceğim’ derseniz hata yapmış olursunuz. Önce karnını doyurmalısınız, ondan sonra balık tutmayı, hayatın gerçeklerini öğretirsiniz. Üniversiteyi bitirmek üzere olan öğrencilere biz iş hayatını anlatmıyoruz, Türkiye siyasetini anlatıyoruz. Kendi ayaklarının üstünde durmayı öğreteceğimize dünya siyasetini anlatıyoruz. Halbuki gençlerimizin önce kendi dünyalarını anlamaları lazım.”