2021 yılı Nevruz kutlamaları için hazırlıklar başladı. Geçtiğimiz yıl pandemi nedeniyle iptal edilen Nevruz’un bu yıl kutlanacağı belirtiliyor.
Demokratik Toplum Kongresi (DTK), HDP ve DBP’nin yanı sıra Kürt partiler ve kurumları tarafından organize edilecek olan Nevruz’un 30 il olmak üzere 61 merkezde kutlanacağı planlanıyor. Her yıl kitlesel katılımı ile dikkat çeken Nevruz’un İstanbul’da 20 Mart’ta, Diyarbakır’da ise 21 Mart’ta kutlanacak. Kürt partiler, 2021 Nevruz’unun sloganını "Newroz ateşi ile direnelim, özgürleşelim" olarak belirledi.
'Kürt halkının büyük bedellerle elde ettiği kazanımlarını yok etmek istiyorlar'
Diyarbakır’da düzenlenen basın toplantısı ile Kürt partiler ortak Nevruz deklarasyonunu açıkladı. Türkçe ve Kürtçe okunan deklarasyonun Türkçesini DBP Eş Genel Başkanı Saliha Aydeniz okudu.
Ortadoğu’da, Orta Asya’da ve dünyanın birçok yerinde farklı inanışlar ve farklı şekillerde Nevruz’un kutlandığını ifade eden Aydeniz, "Ama ne şekilde olursa olsun Newroz yüzyıllardır Kürtler için ulusal bir bayram olarak kutlanmıştır" dedi. Aydeniz şunları söyledi:
- "Bizler 2021 Newroz'unu tarihi bir safhada bir çok zorluk ve engellerle karşılıyoruz. Hem dünyada, hem Ortadoğu'da hem de Kürdistan'da karmaşa her geçen gün derinleşiyor, günümüz Dehak'ların baskı ve zulmü her geçen gün artıyor. O güçler halkları nefessiz bırakmak, kendi iktidarlarını güçlü kılmak istiyorlar. Kürtler Afrin'den Girê Spî'ye, Serêkanî'den Kerkük'e, Doğu'dan Kuzey'e kadar çok ağır saldırılarla karşı karşıyadır. Hem Newroz ruhuyla bütünleşmiş özgürlük isteğini hem de Kürt halkının mücadele ve büyük bedellerle elde ettiği kazanımlarını yok etmek istiyorlar."
'Haksızlık, hukuksuzluk kaderimiz değil'
Aydeniz’in okuduğu deklarasyonun devamı şöyle:
- "Sayın Öcalan başta olmak üzere tüm siyasi tutsaklar üzerindeki ağırlaştırılmış tecrit , Kürt halkı ve Kürt dili üzerindeki baskılar, Kürt varlığı ve iradesine yönelik saldırılar bugün en üst seviyeye ulaşmıştır. Tüm bunlar Kürt halkının inkarının göstergesidir. Şüphesiz Newroz Kürt milleti için kutsal bir anlama sahiptir. Demirci Kawa'nın mücadelesi ile Newroz bayrağı en yükseklerde dalgalanmıştır. Newroz diktatörlüğün, zulmün ve her türlü haksızlığın karşısında başkaldırı günüdür.
- Haksızlık, hukuksuzluk kaderimiz değildir. Biliyoruz ki Kürt sorunu Ortadoğu'nun en büyük sorunudur. Bu sorunun çözümü Kürt milletinin tanınması ve haklarının teslim edilmesinden geçer. Bu sorunun sorumluları çözümden ve barıştan kaçanlar, krizi ve çözümsüzlüğü derinleştirenlerdir. Newroz bu hedeflere ulaşmak için tarihi misyonuyla en büyük ilhamdır."
Buldan: En anlamlı Newroz'u 2013 yılında kutladık
HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, buradaki konuşmasında "Geçen sene hastalıktan kaynaklı Newroz'umuzu kutlayamadık. Bu dönem pandemi şartlarını gözeterek halkın sağlığını gözeterek Kürt halkının, Ortadoğu halklarının kadim bayramı olan Newroz’u coşkuyla ve biraz önce ifade ettiğim gibi barış ve demokrasiye vesile olması temennisiyle kutlayacağız. Bu coğrafyada Newroz her zaman coşku ile kutlanmıştır. En büyük coşkuyu ve en anlamlı Newroz'unu 2013 yılında kutladık. Bu ülkenin geleceği Türkiye halklarının geleceği açısından 2013 Newroz’u tarihsel öneme sahip, Kürtlerin tarihine tüm Ortadoğu halklarının tarihine, çözüm sürecinin devam ettiği bir dönemde Sayın Öcalan'ın milyonlara hitaben yazdığı Newroz deklarasyonu burada Amed’de okundu ve deklare edildi" dedi.
“Biz o süreç içerisinde okunan Newroz deklarasyonu ile birlikte önemli bir şey elde etmeye çalıştık” diyen Buldan şöyle devam etti:
- “Eğer o deklarasyon dikkate alınsaydı ve orada yazılanlar ifade edilenler dikkate alınmış olsaydı, bugün Türkiye ve Ortadoğu’da yaşananlar böyle olmayacaktı. Türkiye halklarının ve Ortadoğu halklarının geleceği ve Türkiye’nin demokratikleşmesi Kürt sorunun demokratik yöntemlerle çözülmesi amacıyla yazılan o mektup ne yazık ki heba edildi.
- Ancak biz Kürtler sadece Türkiye’de yaşayan Kürtler değil dünyanın her yerinde yaşanan Kürtler hala o mektubun arkasında ve onun geçerli olmasını temenni ediyoruz. O mektupta önemli bir şey vardı, eğer süreç devam ederse PKK’nın Türkiye’ye karşı silahları bırakacağı çağrısı yapılacaktı. Bu önemli bir gelişmeydi ve daha sonraki görüşmelerde en son Sayın Öcalan ile yapılan görüşmede şu ifade edildi ‘bana bir haftalık süre verin ben bu sorunu çözerim’ demişti. Ancak sayın Öcalan verilen karşılık daha fazla tecrit ve ne ailesi ne avukatlarıyla görüştürülmemesi oldu.”
'2013 ruhuna geri dönmenin koşulları sağlanmalı'
Buldan konuşmasını şöyle sürdürdü:
- "Biz eğer gerçek anlamda bir barışı kardeşliği demokrasiyi ve özgürlüğü istiyor ve savunuyorsak; bugün yapılması gereken şey Sayın Öcalan üzerindeki tecridin acilen kaldırılmasıdır. Çünkü tecrit bir insanlık suçudur. Bu insanlık suçu giderek derinleşmekte ve Türkiye’yi yönetenlerin AKP hükümetinin bu anlamda tecridi derinleştirmek ziyade 2013 ruhuna geri dönmenin koşullarının sağlanmasıdır. Türkiye halkları ve toplumu toplumsal bir barış istiyor.
- Bu toplumsal barış, Kürtleri inkar ederek olmaz, bu barış Kürtlerin diline, kimliğine, kültürüne yasaklar koyarak olmaz. Bizler gerçek barışı ve demokrasiyi ancak ve ancak birbirimizin kimliklerine, dillerine ve kültürlerine saygı duyarak ve kabul ederek gerçekleştirebiliriz. Bu kadim bayramın Newroz bayramının buna vesile olmasını yürekten temenni ediyoruz, inanıyoruz bu topraklarda barış er ya geç gerçekleşecektir. Adalet, eşitlik, özgürlük, demokrasi mutlaka gerçekleşecektir."
