Futbol dünyasına bomba gibi düşen ‘Avrupa Süper Ligi’ kararının yankıları devam ediyor. İtalya'dan Milan, Inter ve Juventus, İspanya'dan Atletico Madrid, Barcelona ve Real Madrid ve İngiltere’den Arsenal, Manchester United, Chelsea, Liverpool, Manchester City, Tottenham Hotspur gibi dünyanın sayılı kulüpleri ortak bir açıklamayla bu turnuvanın kurulmasına ilişkin kararı açıkladı.
Kovid-19 salgınının Avrupa futbol ekonomisindeki istikrarsızlığı hızlandırdığı bir zamana denk geldiğine işaret edilen bu karara göre ligde 15 kurucu kulüple birlikte toplamda 20 kulüp mücadele edecek, 5 takım her sezon değişecek. Ayrıca kurucu kulüplere toplam 3.5 milyar euro ödenecek.
Futbolu belki de kökünden değiştirecek olan Avrupa Süper Ligi’nin finansmanını ABD'li dev banka JPMorgan üstlenecek. JPMorgan lige 4 milyar euro yatırım yapacak, finansman yüzde 2-3 arasında bir faize sahip olacak ve 23 yıllık bir dönemi kapsayacak.
Karara tepkiler ise gecikmedi. Avrupa Futbol Federasyonları Birliği (UEFA), Premier Lig, La Liga ve Serie A yönetimleri Avrupa Süper Ligi'ne katılacak kulüplerin UEFA ve Uluslararası Futbol Federasyonları Birliği (FIFA) organizasyonlarından men edileceği ve oyuncularının milli takımlarını temsil etme fırsatının reddedilebileceğini duyurdu.
Futbol tarihine iz bırakacak olan bu kararı HaberTürk TV Spor Müdürü Emin Çağlar ve spor yorumcusu Serdar Ali Çelikler Sputnik’e değerlendirdi.
‘NBA kıyaslaması yapılıyor, bu tamamen farklı bir yapı’
Spor yorumcusu Serdar Ali Çelikler futbolun oligark kulüpleri sürekli talepte bulunduklarına ve yeni para kaynağı arayışında olduklarına dikkat çekerek “Amerikan sermayesi Avrupa futbolunun içine gelip dinamiti koydu. Amerikan sermayesinin Avrupa futbolunu resmen baltalama, küçük liglerin tamamen bitmesine yol açacak büyük bir organizasyon planıdır bu. JPMorgan 4 milyar euro vereceğini söyledi. Bunda bir NBA kıyaslaması yapıyorlar. Bunun NBA’yle bir ilgisi yoktur. Birincisi NBA bir yerel ligtir, Amerikan takımlarının oynadığı bir ligtir. İkincisi, basketbolun dinamikleri tamamen farklıdır. Üçüncüsü NBA’in bir rakibi yoktur. Burada daha çok EuroLeague ve FIBA, yani basketbolun UEFA’sıyla, Avrupa Ligi’ni görmek lazım. Bu minvalde de bu iki yapının Avrupa basketboluna ne kattığı ne katmadığı iyi dikkate alınmalı” diye konuştu ve ekledi:
‘12’lerin kurduğu bu yapının kendi yerel liglerini bitirmesi söz konusudur’
“EuroLeague de tıpkı Avrupa Süper Ligi gibi sadece oligarkları besleyen bir yapıdır. 7-8 tane önemli kulübün sürekli katıldığı ve devamlı para kazandığı, yeniden sisteme para harcattıkları bir yapıdır. Avrupa Süper Ligi’nin de olup olacağı bu kadardır. Ama bunun çok büyük yansımaları olur. Bu 12’ler adını verdiğimiz kulüplerin kendi yerel liglerini bitirmesi söz konusudur. UEFA ve FIFA organizasyonlarını yok etmesi söz konusudur. İnşallah buradan geri dönülür. Devletler plana el koyar. Küçük kulüpleri ve büyüklerin yer almadığı ligleri bitirecek bu işten inşallah dönülür, ama bu saatten sonra biraz zor.”
‘Avrupa’da bu lige katılan ülkelerin takımlarının dışında hiçbir takımın yaşama şansı kalmayacak’
Çelikler UEFA’nın bu ligde oynayan futbolcuların milli takımlardan men edilmesi kararını uygulayamayacağını söyleyerek “FIFA şu anda UEFA’nın arkasında gibi görünüyor ama bir gün dönüp Avrupa Süper Ligi’ni de destekliyorum diyebilir. UEFA ‘kendi turnuvalarımdan atarım’ diyor, zaten oynamak istemiyorlar. Premier Lig de ‘atarım’ diyor, ama bu takımların olmadığı Premier Lig’i kim ne yapsın? Dolayısıyla bu ligleri, organizasyonları bitirecek bir şeydir” dedi.
‘Yarın ‘ofsaytı kaldıralım’ deseler…’
Çelikler “Ben son derece sakıncalı ve futbolu değişik yerlere götürecek bir yapı olarak görüyorum. Yarın öbür gün bu 12’ler, ‘çok yanlış ofsayt da kaldıralım’ deseler… Neredeyse oraya kadar götürdüler işi. Futbolun ruhuna da yapısına da aykırı. Rekabet kurallarına da aykırı. Avrupa’da bu lige katılan ülkelerin takımlarının dışında hiçbir takımın yaşama şansı kalmayacak. Hepsi tamamen mahalli lig haline gelecek” ifadelerini kullandı.
‘Amerikalılar her şeye kar gözüyle bakıyorlar, eninde sonunda bu oligarklar bundan da memnun olmayacak’
Alman ve Fransız takımlarının bu lige katılmama duruşunun UEFA açısından çok önemli olduğuna dikkat çeken Çelikler “Almanya’da futbol kulüplerinin yüzde 51’i halkın olmak zorunda. Dortmunt ve Bayern Münih açıkladı katılmayacaklarını. Bu sebeple Almanya’dan ancak Leipzig gibi şirket takımları belki katılabilir bu lige. Paris Saint-Germain tamamen karşı olduğunu açıkladı ama 2022 Katar Dünya Kupası’ndan sonra bu kadar karşı olur mu, bilinmez. UEFA’nın hakemlerini transfer edecekler. Bir de Real Madrid-Liverpool maçının bir özelliği kalacak mı? Amerikalılar her şeye kar gözüyle bakıyorlar ama eninde sonunda bu oligarklar bundan da memnun olmayacak" dedi.
‘Bunların derdi daha çok para, 12 takım renklerini belli etti’
HaberTürk TV Spor Müdürü Emin Çağlar ise bu projenin 90’lı yıllarda düşünüldüğünü ancak hayata geçirilmediğini söyleyerek “2010’lu yıllarla beraber futbol değişti, hayat da değişti. Artık 100 milyon euroluk Şampiyonlar Ligi’ni kazanmak bir takıma yetmiyor. Bu 12 takım renklerini belli etti. Bunların derdi sadece para, daha çok para. Kalite olduğuna bakmayın, amaç parayı kazanmak. O günle bugün arasındaki en büyük fark da, bu projenin finansmanı olan firma. O zaman bir finansör bulamamışlardı, şimdi buldular. JP Morgan, her şeyi taahhüt etti. Planlamışlar, yapmışlar. 350 milyon euroluk bir katılım parası almak, muazzam bir şey onlar için. Çünkü Şampiyonlar Ligi’ni kazanan bir takım 150 milyon civarında parayı zor alıyordu. Ama burada doğrudan 350 milyon euro kasalarına girecek. Maçlar oynanacak, devam edecek. Şampiyonu derken, gelirler daha fazla olacak. Yani artık paranın savaşı gün yüzüne çıktı” diye konuştu.
‘UEFA’nın yaptırımlarını göze almışlardır, hem futbolcuyu hem de devletleri ikna etmek gerekecektir’
Avrupa Süper Ligi’ni kuran takımların UEFA’nın yaptırımlarını göze aldıklarını belirten Çağlar, bu durumun futbolcular ve devletler tarafından nasıl karşılanacağını şu sözlerle anlattı:
“Avrupa Süper Ligi’ni kuran takımlar bunu göze almışlardır. Mutlaka onların da hukuki dayanakları olacaktır yaptırımlara karşı. Bir de burada futbolcuyu ikna etmek gerekiyor. Bu proje açıklandıktan bu yana kabul eden de karşı çıkan da var. Futbolun başka değerleri olduğunu düşünenler de var. Mesela, kabul eden kulüplerden biri Milan. Milan’ın Türk oyuncusu Hakan Çalhanoğlu’na ‘Hakan senin yıllık 50 milyon euron garanti, seçimini sen yap’ diyecekler. Futbolcuya da bu şekilde gelecekler. Milli takımı UEFA’nın yasakladığını ve şu anki futbolcuların aklının, fikrinin, dünyalarının para olduğunu düşündüğümüzde, yüzde 90’ı için diyelim bunu, kabul edeceklerdir. Ama sadece futbolcu değil, burada devletleri de ikna etmek gerekecek. Bu basit bir futbol federasyonun alabileceği bir karar olmayacak. Nasıl bir politika olur bilmiyorum, bunu da zaman gösterecek.”
‘Ligde İngiliz takımlarının fazla olmasının sebebi, futbolun en iyisi olan İngiltere’nin organizasyon yönetiminden faydalanmak istemeleri’
Bu ligin başını Juventus ve Real Madrid’in çektiğine vurgu yapan Çağlar, ligde İngiliz takımlarının fazla olmasının sebebini “Bu projenin iki tane lideri var. Bir tanesi Juventus’un başkanı Agnelli, diğeri de Real Madrid’in başkanı Florentino Perez. Futbol dünyası bu iki ismin de ne kadar başarı ve güç odaklı olduğunu biliyor. Bu projenin başında onların olmasının da olayı belli. İngiltere takımlarının sayıca çoğunlukta olmasının nedeni, şu anda futbolun en iyisi orası. Doğal olarak, organizasyon olarak en iyiler. Futbolun en iyileri orada. İngiltere’deki o futbol organizasyonu yapısını almak isteyeceklerdir. Futbolun yeniden doğmasından ziyade, futbol orada hep var, hiçbir zaman ölmez İngiltere’de. Şu anda dünya futboluna yön veren lig Premier Lig, saha, futbol açısından. Organizasyonlarını ne kadar iyi yaptıklarını, ne kadar temel bir marka olduğunu gayet iyi biliyorlar. O kulüplerin yönetimlerinden de bu şekilde besleneceklerdir” sözleriyle anlattı.
