Kuzey Kıbrıs lideri Mustafa Akıncı, Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Antonio Guterres ve Kıbrıs Cumhurbaşkanı Nikos Anastasiadis, geçen pazar günü New York'ta 4 saat süren bir zirve düzenlemişti. Zirvede taraflar, Cenevre Konferansı'nın haziran ayı içinde yeniden toplanması konusunda görüş birliğine varmıştı.
Akıncı, zirvenin ardından iyimser mesajlar vererek "Mantık çizgisinde buluşuldu, ön koşullar ortadan kalktı" derken, Anastasiadis de ayağının tozuyla Washington'a geldi. Bugün ABD Başkan Yardımcısı Mike Pence'le görüşecek olan Anastasiadis, düşünce kuruluşu Amerikan Alman Marshall Fonu'nda konferans verdi.
'NEDEN TÜRKİYE'NİN GÜÇLÜ BİR DESTEKÇİSİ OLMAYALIM'
Amerika'nın Sesi'nden Mehmet Toroğlu'nun haberine göre Anastasiadis, Kıbrıs meselesine bir çözüm bulunmasının, dini ya da etnik temelleri ne olursa olsun halkların bir arada barış içinde yaşayabileceği şeklinde, bölge başta olmak üzere tüm dünyaya güçlü bir mesaj göndereceğini söyledi.
Rum lider, "Yaşanabilir ve kalıcı bir çözüm, adadaki hem Kıbrıslı Rum hem de Kıbrıslı Türkler'in çıkarına. Bir çözüm, Türkiye'yle ilişkileri yeniden normale döndürecek. Neden düşman olalım? Neden Avrupa Birliği (AB) içerisinde Türkiye'nin Avrupa arzularının güçlü bir destekçisi olmayalım? Neden Doğu Akdeniz'de bulunan enerji kaynaklarından Türkiye de faydalanmasın?" diye sordu.
'AB DIŞINDA GARANTÖR GÜCE İHTİYAÇ YOKTUR'
Anastasiadis, olası bir çözümün ön koşullarından birinin adadan Türk askerinin çekilmesi olduğunu vurguladı. Rum lider, AB dışında bir garantör güce ihtiyaç olmadığını düşündüğünü de kaydetti.
Özellikle son iki yılda Kıbrıs müzakerelerindeki başlıklarda önemli ilerlemeler sağladıklarını ama hala arada farklılıkların bulunduğuna işaret eden Anastasiadis, "Dokunulmayan tek başlık güvenlik ve garantiler ile askerlerin çekilmesi, ki bu en önemli konulardan biri. Maalesef Cenevre'de bu hususta ilerleme sağlanamadı" dedi.
Anastasiadis, şöyle devam etti: "Türkiye, konferanstan önceki olumlu söylemlerine rağmen aynı duruşunu yineledi, Türk vatandaşlarının Avrupa vatandaşlarıyla aynı haklara sahip olması, Kıbrıs Türkleri'nin hükümet işlerine katılımı gibi hususlarda yeni ön koşullar getirdi. Hükümet kararlarında, kabine ya da diğer kurumlar olsun en az bir Kıbrıs Türkü'nün 'Evet' oyunun gerektiğini savundu. Biz ada nüfusunun yüzde 80'ini oluşturuyoruz, onlar yüzde 20'sini. Çoğunluk ya da azınlık durumundan bahsetmiyorum. Siyasi eşitliği zaten kabul ettik, hatta birçok organda sayısal eşitliği de kabul ettik. Mesela örneğin, Amerikan yönetiminin bir karar alması için Kaliforniya eyaletinin 'Evet' oyunun gerektiğini, yoksa kararın alınamayacağını düşünebilir misiniz?" dedi.
'YUNANİSTAN ARTIK KÖHNE BULUYOR'
Anastasiadis, Türk ve Rum toplumu arasında güven bunalımı yaşandığını da ekledi: "Adadaki iki toplum arasında güven bunalımı var, birbirlerine güvenmiyorlar. Dolayısıyla, güveni yeniden tesis etmenin ve üzerinde anlaştığımız hususların hayata geçirileceğinden emin olmanın yollarını bulmalıyız. Eğer Cenevre'de güvenlik ve garantiler konusunda biraz ilerleme sağlayabilirsek, bu, kalan başlıkların umutla ele alınmasının zeminini hazırlayacak."
'ABD ÇOK DAHA FAZLASINI YAPABİLİR'
Anastasiadis Kıbrıs meselesinin çözümünde ABD'den beklentileri hakkında da şunları söyledi: "Türkiye üzerindeki nüfuzlarını kullanmalarını ve adadaki her iki toplumun endişelerini giderecek bir çözümü bulmamıza yönelik çabalarımızda bize yardımcı olmasını bekliyorum. Kıbrıs meselesinin barışçıl çözümü herkesin çıkarına olur çünkü Amerika'nın müttefikleri arasındaki ilişkileri yeniden eski haline döndürür. Amerika'nın çok daha fazlasını yapabileceğini düşünüyoruz. Yarın tüm bu konuları Başkan Yardımcısı Mike Pence'le görüşmemizde ele alacağız."