Başbakan Ahmet Davutoğlu, hafta sonu resmi bir ziyaret kapsamında başkent Tahran'da İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani ile görüştü. Geçen hafta yapılan parlamento ve Uzmanlar Konseyi seçimlerinin ardından gerçekleşen ziyarette başta Suriye krizi olmak üzere, iki ülke ilişkileri ve İran'ın nükleer anlaşması konuları gündeme geldi.
Yazar Valansi, İran Dışişleri Bakanı Muhammed Cevad Zarif'in daha önce iptal edilen Türkiye ziyareti düşünüldüğünde, Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun sürpriz ziyaretinin proaktif bir hamle niteliği taşıdığını söyledi.
'RUHANİ'NİN YAPABİLECEKLERİ ANCAK DİNİ LİDERİN İZİN VERDİĞİ ÇERÇEVEYLE SINIRLI'
Valansi, seçimlerden çıkan yeni sonucun İran'ın siyasi sorunlar yaşadığı Türkiye'nin yanı sıra Suudi Arabistan ve İsrail gibi aktörlerle kuracağı ilişkiyi de belirleyebileceğine dikkat çekti:
"Seçim, Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani ile nükleer anlaşmanın bir bakıma halk tarafından onaylanıp onaylanmadığını göstermesi bakımından önemliydi. İran toplumunun Ruhani'nin arkasında olduğunu da görüyoruz. Ayrıca İran'a dönük yaptırımların zayıflatılmasıyla halkın Ruhani'den büyük beklentisi söz konusu… Ülkede enflasyon ve işsizlik rakamları oldukça yüksek, büyüme hızı da yok gibi. Bunların dışında Ruhani'nin kadın hakları ve özgürlükler noktasında önemli vaatleri bulunuyor. Hatta Hasan Ruhani reformist değil, ılımlı olarak tanımlayabileceğimiz bir lider. Yapabilecekleri ancak dini liderin izin verdiği çerçeveyle sınırlı. Dolayısıyla büyük bir değişim çerçeve içinde olabilir, ama ötesini beklememek lazım."'İRAN'IN ORTADOĞU'DAKİ SIKINTILI KONUSU: HİZBULLAH'
İran'da politik gücü elinde tutan siyasi kanadın her zaman muhafazakarlar olduğuna dikkat çeken Karel Valansi, son parlamento ve Uzmanlar Konseyi seçimlerinin de bu gerçeği değiştirmekten uzak olduğunu dile getirdi.
Tahran yönetiminin dünya siyasi sitemine angaje olma noktasında halen siyasi sıkıntılarla karşılaştığını belirten gazeteci yazar Valansi, İran'ı Ortadoğu'da hemen hemen her ülkeyle sorunlu hale getiren başlıca konunun ise ‘Hizbullah' olduğunu söyledi:"Ortadoğu'da geçen hafta önemli bir gelişme yaşandı. Arap ülkeleri Hizbullah'ı terör örgütü olarak kabul etti. Ayrıca bölgede Rusya açısından da önemli sorunlar var. Tahran yönetiminin Hizbullah desteği Moskova yönetimini de rahatsız ediyor. Tabii bütün bunlar İsrail'i de rahatlatan gelişmeler çünkü Hizbullah'ın güçlenmesi Tel Aviv yönetiminin kırmızı çizgilerinden birini oluşturuyor. Dolayısıyla İsrail, Sünni Arap ülkeleriyle bölgede yakınlaşma halinde… Suudi Arabistan ve İsrail, İran'ı Ortadoğu'da en büyük tehdit olarak görüyor. Peki İran bu durumda ne yapacak? Dolayısıyla 'yeni' gerçeklere göre kendini konumlandırması gerekiyor ama ben İran'ın herşeyden vazgeçeceğini düşünmüyorum."
Tüm yorumlar
Yeni yorumları göster (0)
Cevaben(Yorumu gösterYorumu gizle)