Erdoğan'ın avukatı Hüseyin Aydın, müvekkili Cumhurbaşkanı Erdoğan adına başsavcılığa 6 sayfalık suç duyurusu dilekçesi verdi.
Örgüt yapısı incelendiğinde kendini gizleme, olduğundan farklı görünme, ikiyüzlü davranma, çift dilli konuşma, takiye gereği helal-haram gözetmeme, kod adı kullanma, bulunduğu ortamda inandığından farklı yaşama, yalan söyleme, tecessüste bulunma, mahremiyeti ihlal etme, şantaj yapma, kayırmacılık, kötü emeller için örgütlü dayanışma gibi yöntemlerle yetiştirilen örgüt üyelerinin aile ve millet bağları koparılarak, Fetullahçı Terör Örgütünün amaçları için robot haline getirilmiş bir topluluk oluşturulduğu vurgulanan dilekçede, örgütün bürokrasi, üniversiteler, yargı teşkilatı, emniyet teşkilatı, silahlı kuvvetler ve devletin diğer organlarına üyelerini sistematik olarak yerleştirdiği, yahut yerleşmiş olan kişileri örgüte katarak, güç elde ettiği kaydedildi.
Dilekçede, Fetullahçı Terör Örgütü'nün, Türkiye Cumhuriyeti'nin anayasal düzenini ortadan kaldırma saiki ile hareket ettiği, örgüt liderinden çeşitli kanallarla alınan talimatlar yoluyla kolektif bir şekilde mobilize oldukları, kamu erkinin kritik bürokratik alanları başta olmak üzere, kamusal alanı ele geçirme refleksi ile hareket ederek mülkiye, adliye, maliye, emniyet, eğitim ve ordu içerisinde kendi özel hiyerarşisi ile illegal şekilde kadrolaştıkları, devletin tüm kurumlarına uzun yıllardır sinsice yerleştiklerinin açık olduğu ifade edildi.
Dilekçede, şöyle denildi:
O meşum gecede darbeciler tarafından aziz milletimize reva görülen muamele, düşman bir devletin ülkeyi işgale teşebbüs etmesi halinde dahi aklına getirmeyeceği düzeyde alçakça ve acımazsızca bir muameledir."
'GÖRÜLMEMİŞ BİR İHANET YAŞANDI'
İnsanlık tarihindeki yerini her zaman şerefle onur ve kahramanlıklarla alan milletin, binlerce yıllık devlet geleneğinde pek çok ihanetler, komplolar, iç-dış tehditler ve savaşlar gördüğü anımsatılan dilekçede, milletin, 15 Temmuz 2016'da tarihte emsali görülmemiş ve hiçbir devletin maruz kalmadığı ölçekteki bir ihaneti yaşamak durumunda kaldığı ifade edildi.
Milletin, yüksek maneviyatı, eşsiz kahramanlık tabiatı ve destansı cesareti ile bu ihaneti de bertaraf ettiği, emperyalist güçlerle maşalarına hiç kimsenin unutmayacağı bir mesaj vererek, tarihteki müstesna yerini tahkim ettiği belirtilen dilekçede, "15 Temmuz darbe girişiminin faillerinin, ülkemizdeki diğer tüm darbelerden farklı olarak sadece hükümeti devirmeyi, yönetimi ele geçirmeyi değil, aynı zamanda toplumu da ele geçirmeyi ve ülkemizi işgal etmeyi hedefledikleri açıktır" değerlendirmesine yer verildi.
'PEK ÇOK OLAYIN ŞİFRESİNİ ÇÖZDÜ'
"Özellikle son üç yılda ardı ardına yaşadığımız pek çok olayın şifresi, 15 Temmuz'da en vasat zihinlerin bile anlayabileceği şekilde çözülmüş, eskilerin deyimiyle takke düşmüş, kel görünmüştür. Bu uyanış günlük siyasi çekişmelerin, polemiklerin, rekabetin ötesinde ve üzerinde bir birlikteliği, dayanışmayı, bütünleşmeyi beraberinde getirmiştir. Milletimiz söz konusu vatan olduğunda diğer her şeyi teferruat haline getiren bir şuuru ortaya koyacağını dosta düşmana göstermiştir."
Dilekçede, şüphelilerin, Türk milletini ve Türkiye Cumhuriyeti Devletini korumakla yükümlü olmalarına, bu doğrultuda eğitilmelerine ve bu çerçevede teçhiz edilmiş olmalarına rağmen, aldıkları tüm eğitimlere ve üzerinde yemin ettikleri tüm kutsal değere ihanet ederek, Türk milletinin varlığına ve Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin bekasına kast ettikleri vurgulandı. Dilekçede, 212 Sayılı Türk Silahlı Kuvvetleri İç Hizmet Kanunu'nun 35. Maddesinde, Türk Silahlı Kuvvetlerinin görevlerinin "Silahlı Kuvvetlerin vazifesi; yurt dışından gelecek tehdit ve tehlikelere karşı Türk vatanını savunmak, caydırıcılık sağlayacak şekilde askeri gücün muhafazasını ve güçlendirilmesini sağlamak, TBMM kararıyla yurt dışında verilen görevleri yapmak ve uluslararası barışın sağlanmasına yardımcı olmaktır" şeklinde sıraladığı vurgulandı.
KAMU DAVASI AÇILMASI TALEBİ
Dilekçede, şunlar ifade edildi:
"Anayasamızın 104. maddesine göre, Cumhurbaşkanı devletin başıdır ve bu sıfatla Türkiye Cumhuriyeti'ni ve Türk Milleti'nin birliğini temsil etmektedir. Anayasanın uygulanmasını, devlet organlarının düzenli ve uyumlu çalışmasını gözetir. TBMM adına Türk Silahlı Kuvvetleri'nin Başkomutanlığını temsil etmek, Cumhurbaşkanı'nın görevleri arasında sayılmıştır. Yine Anayasa'nın 117. Maddesinde 'Başkomutanlık, TBMM'nin manevi varlığından ayrılamaz ve Cumhurbaşkanı tarafından temsil olunur' denilmiştir. Fetullahçı Terör Örgütü mensupları tarafından gerçekleştirilen 15 Temmuz kanlı darbe girişiminin bir parçası olarak suç tarihinde Marmaris'te bulunmakta olan Sayın Cumhurbaşkanımızın varlığını ortadan kaldırmaya yönelik bir operasyon gerçekleştirilmiştir. Bu şekilde şüpheliler öncelikle seçilmiş ilk Cumhurbaşkanı olan ve milletimizin doğal lideri konumundaki Sayın Cumhurbaşkanımızın varlığını ortadan kaldırmaya ve bu surette kanlı darbe girişimine karşı muhtemel direnişi bertaraf etmeye çalışmışlardır."
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, 15 Temmuz darbe girişimi kapsamında şahsına yönelik planlanan ve işlenen suçların yanında deruhte ettiği Cumhurbaşkanlığı makamının temsil ettiği Türk milletinin birliğine ve diğer değerlere yönelik işlenen suçlar nedeniyle şüphelilerden şikayetçi olduğu belirtilen dilekçede, şüpheliler hakkında kamu davası açılması talep edildi.